yahu bana böyle solcu molcu diye entry yazdırıyorsunuz ya allah sizi top etmesin e mi? neyse. aslında kulak memesi kıvamı diyerek kasten insaflı davrandım. yoksa bu darbe ötesi solcu ayağına yatan ibişleri kulak memesi tam olarak nitelemiyor. tam olarak nitelemek için ishal olmuş karga boku gibi bir benzetme yapmam lazımdı lakin malumunuz ramazan mübarek gün insaflı olmak lazım.
bir daha neyse.
solcu dediğin adam bir ideoloji sahibidir. bütün ideolojiler de sırtlarını çeşitli erdemlere dayamışlardır. kendisini bir ideolojiye ram eden insanlar da bir duruş sahibi olmalılardır diye düşünüyorum. ama bizim ideologlarımız ya da bir ideolojiyi benimsemiş insanlarımız ideolojisiz insanları devir adamı, gelen ağam giden paşam adamı, bana dokunmaya yılan bin yaşasın adamı diye nitelerken kendileri de maalesef bir duruş sahibi olmaktan uzakta kalıyorlar ve gülünç duruma düşüyorlar.
ben bu durumu naçizane 80 darbesiyle ilgilendiriyorum. ortalıkta ben şucuyum ben bucuyum diye dolaşan zıpırların tamamı evet tamamı 80 darbesi olduğunda portakalda vitamin bile değillerdi. haliyle bu zıpırların ebeveynlerini 80 darbesini yaşadılar ve kendi çocuklarını devir adamı olarak yetiştirdiler. idealist olup acı çekmelerindense menfaatperest olup sefa sürmelerini tercih ettiler. çünkü idealist insanların başına gelenleri çok yakından gördüler.
menfaatperest yetişen bebeler de ergenliklerinde ya ocağa, ya halk evine ya kantin devrimcilerinin eteklerine iliştiler. bunu gençlikte kendi kişiliklerini pohpohlamak için bir olmazsa olmaz olarak gördüler. çok yakınen tanıdıgım insanlar var ki kantinlerde yapmadıkları devrim, katılmadıkları protesto, tartışmadıkları filozof, taşlamadıkları polis, sövmedikleri kapitalist kalmamışken okul bitiverince kapitalizmin kucağına oturmak için birbirleriyle yarışır oldular. onların yerine kantinlere yenileri geldi. bir süre sonra onlar da aynı kucağa oturmak için yarışacaklar ve yerlerine başkaları gelecek. vs. vs.
hal böyle olunca ideolojilerin gevşemesi, erdemlerden vazgeçilmesi kaçınılmaz oldu. nokta kadar menfaat için parantez kadar eğilen insanların yaşadıkları ideoloji de bu kadar olurdu zaten. lafı fazla uzatmayalım. bizim solcular da akpye kapatma davsı açan savcıyı alkışlarken ergenekon savcısını yerden yere vurdular. türbanı yasaklayan mahkeme bağımsız adaleti simgelerken akpyi kapatmayan mahkeme siyasallaşmış oldu. efendime söyleyeyim ergenekon iddianamesinin işlerine gelen yerini aldılar fikirler ürettiler işlerine gelmeyen yerlerine tüü kaka dediler. üç gün önce pis kapitalist olan aydın doğan birden başlarının tacı oluverdi falan filan. kendileri belki farkında değillerdir belki ama bizim memleketteki solcuların tamamı kulak memesi kıvamını da geçti karga boku kıvamına koşuyorlar. kondukları kabın şeklini alacak kadar cıvıdılar. di mi? di di.
yeni eğlence çıktı artık solcuların yok buna yok şuna kayıtsız kalması gibi. bu bana ilginçtir sağ kesimin türban dışındaki diğer inanç sistemlerindeki özgürlüğe kayıtsız kalmasını hatırlatıyor.
işçi kesiminin sıkıntılarına kayıtsız kalmak da olabilir.
ülkede yapılan zamlara, alınan gemiciklere, yolsuzluklara ve vurgunlara mesela kayıtsız kalmak gibi...
şimdi bu uzun yazıyı bu kayıtsızlıkları aklınızda tutarak bir daha gözden geçirin.
cevap çok uzakta değil yani tamam uzakta olabilir biraz.
