çok manidar bir nicke sahip yazar. hayata karşı gardını nasıl ve ne şekilde alacağını bildiğini düşünüyorum. e bu yaşa**boru diye gelmedi. sevgiler kuklacığım.
birkaç kırık sandalye ve rolünü beceremeyen bir kukla sahnede,
keşke hiç almasaydın o bileti, keşke hiç tanımasaydın beni.
kusurumu günahımı bağışla şimdilik, bu kuklanın gözyaşı akmasın nedensiz.
gel attıkları köşede saçlarını okşa, tahtadan ellerini göğsüne bastır.
bir isteği var bu kuklanın gitmeden son kez olsun sarılıp onunla beraber ağla,
doya doya, kana kana, elinle yanağını bastıra bastıra ağla...
ahmet ümit'in soluksuz okuduğum romanı. siyaset ve aksiyon iyi bir şekilde harmanlanmış. karakterlerin ruh halleri çok iyi yansıtılmış. bir kişinin iç çatışması, kendi düşünceleri arasında bocalayışı kitaba ayrı bir hava katmış. yalın ve bir o kadar da samimi anlatım ise insanı kitaba çeken diğer ayrıntılar...
okurken zevk alıyorsunuz, bitirdikten sonra da buruk bir etkileniş uyanıyor içinizde. "keşke bitmeseydi" diye geçiriyorsunuz içinizden.
güzel bir plan, son aşamasına kadar harika bir şekilde ilerliyor fakat en sonunda berbat oluyor...
--spoiler--
''Kukla, Türkiye'de bu türde yayımlanan romanlar içinde; gerek işlenişi, gerek kurgusu, gerek kişiliklerin yaratılması, gerekse de Türkçesinin güzelliğiyle
birinci sınıf bir yapıt değerlendirmesini hak ediyor.'' Vedat Günyol, Cumhuriyet ''Susurluk öyle karanlık bir hikaye ki, başı sonu görünmüyor, çektiğiniz
her parçası elinizde kalıyor, fantastik bir romanın gün yüzü görmemiş canavarı gibi eli kolu her yere uzanıyor. Bu hikayeyi sıkıca paketleyip romana yatırmak,
bu ülke için yapılması gereken en büyük iyiliklerdendir. Şebnem işigüzel, Milliyet