sözlüğün en kaslı, en yakışıklı, en karizma, en fit vicutlu, en güzel saçlı, en şıkı, en se ( ulan siz de bişi söyleyin yoruluyorum ) en seksisi, en gülüşü güzeli, en sohbetlisi, en iyi yemek yapanı ve en mütevazi kişisi ve aynı zaman da en meme uçlusu olduğu için diğer abazanlar tarafından kıskanılan yazardır.
anlıyorum sizi koduklarım. ben bile aynaya bakınca dudağımı ısırıyorum çünkü.
Kendisine son baktığımda sözlüğü 16273. Kez bırakıyordu, 16274. Kez geri dönmüş galiba. Tabi benim bakmadığım süre içerisinde 749 kez falan daha bırakıp dönmediyse...
Ya canini yaktilar ya da para teklif edip hesabi uludag sozlugun siyasi gundemini sekillendirmek icin bagislamak zorunda biraktilar bence. Yosi cohen olayi gibi duruyor, tanimiyorum ama olur mu olur. Not duseyim buraya tutarsa bakarim.
adam king.
modlarla ne bağı var az çok bilgim var ama modlara çok da güzel laflar hazırlar ve kınar. danışıklı dövüş durumu olduğunu sanmıyorum bunun.
biraz cem yılmaz durumu gibi sanırım. artık yaptığı her espriye gülüyor birçok insan. kukla'da da aynı durum söz konusu. bok yazsa 90+ beğeni alıyor.
beni asıl rahatsız eden kraldan çok kralcı olan tipler. kukla'ya ben nick altında laf sokarım tamamen masumane ama ne üdüğü belirsiz bir tip gelir bana onu savunup, küfür eder. böyle mallar da var evet.
eheheu aslında kukla için burada hiç iyi şeyler yazmazdim huyum değildir. abidir falan ama götün tekidir ancak bazi itleri kuyruğuna basılmış gibi bağırtti ya sukular şelale sana.
Evet beyler, herkesin merak ettiği konuya gelelim. Kukla neden bu kadar her şeyde mizah arayan, herkesi güldürmek için uğraşan bir adam olduğunu şimdi size anlatıcam. anlatmadan öncede kukladan izin istedim. peki anlat kardeşim dedi.
Kukla ergenlik yıllarını denizlinin dış mahallerinden birinde normal bir şekilde geçirdi. orta sınıf derler ya alım gücü herşeye yeter ama biriktirmeye gelince bir kuruş artmaz işte öyle bir aile. lise 2'ye kadar öyleydi en azından, lise 2'den itibaren abisi ve arkadaşlarıyla takıldığı için kukla dayak yemez. korunur kollanır bir çocuk olaraktan asabi, sinirli istediğini indirir bir çocuğa dönüşüyor. kendisi de cahiliye dönemi diye bahsetmişti bana zaten o yıllarından.
işte olayda tam burada başlıyor. gram şaka yapmaz, yan bakanın üstüne atlar. yoktan kavga çıkarır, küfür üstüne küfür ederdi. gel zaman git zaman derken lise 4 sıraları kukla'nın sevdiği bir kız var, adını vermek yakışık almaz adı mualla olsun o yüzden. Mualla çok güzel bir kız, bizim kukide adeta lise'nin ocak başkanı vari ol dediği olan istediğini alan bir tip. Fakat mualla defalarca reddediyor. bir türlü kıza kendini sevdirtemiyor.
düşünüyor kafasınca ne yaparım ne ederim diye, bir gün plan yapıyor abisinin arkadaşının 98 model bi polosu var, onu alıyor ve kızı giderken atıyor arabaya.
ilk anın verdiği heyecanla kız bağıracak gibi oluyor fakat sonra vazgeçiyor. denizli'de şehrin dışına doğru bir baraj var. oraya kadar gidiyorlar fakat 20-30 dakika boyunca ses seda yok ne kızda ne kendinde. kendi kendine meraklanıyor tabi kuki, düşünsenize bir kızı alıyorsunuz, kaçırıyorsunuz fakat kızda gram tepki yok. öyle sakince sanki belediye otobüsüne binmişcesine sizinle birlikte gram zorluk çıkarmadan geliyor fakat sesi de çıkmıyor hiç.
neyse agresif bir tonla kuki
- merak etmiyor musun seni niye buraya getirdiğimi? diye bir soru yöneltme cesaretini kendinde bulabiliyor. sessizlik bozulmuyor tabi. kız inatçı ne konuşuyor nede bir tepki veriyor.
-heY! sana diyorum.
kız sonunda cevap veriyor
- senin gibi bir zorba ile konuşacak bir şeyim yok benim.
kukla bu zamana kadar yer yer arka çıkılmayla, yer yer bilek gücü ile hep istediği şeyi almıştı fakat iş gönül işine geldiğinde ne kadar kükrerse kükresin, karşı tarafta esamesi okumuyordu.
- kızım neyin inadı ya bu, 1 yıldır peşindeyim. senin için yapamayacağım şey yok. buna rağmen beni 4 kez reddettin. ben hayatım boyunca bir kere bile reddedilmedim.'' diyerek cevap verdi
kızda sinirlenmişti şimdi. ses tonunu yükseltti ve dedi ki.
- senve senin gibi herşeyi elde edeceğini sanan insanlardan tiksinti duyuyorum. ben birlikte olduğum kişiyle eğlenmeyi gülmeyi ve mütevazı bir yaşam sürmeyi tercih ederim. sende bu saydıklarımın hiç biri yok.
kukla biraz durdu ve düşünmeye başladı. gerçekten de haklıydı. en son ne zaman güldüğünü düşünmeye çalıştı. o anda aklına belirli bir anı gelmedi. baya uzun zaman olmuştu belli ki. sevdiği kız karşısındaydı ve ona yöneltilen ihtamlara ne zorbalıkla nede sözle karşı cevap veremiyordu.
- ben komik değilim öyle mi? dedi ve çıkardı cebinden kelebeği ve başladığı yüzünde gülücük oluşacak şekilde yüzünü kesmeye ve o zamana kadar hiç gülmediği kadar gülmeye başladı. kız dehşey içindeydi. ya beni de keserse diye düşünmeye başladı ve kendini baraj gölünün içine attı. bir kaç çırpınma, yüzme denemesi de sonuç vermedi. kız ölmüştü. kukla kızın cansız bedeni gölün dibine doğru sürüklenirken daha da bir yüksek tonda gülmeye başladı.
biliyordu artık eskisi gibi olamazdı. her şeyde bir komiklik görüyordu artık, en çokda yüzüne yaptığı o kesikte. onu çok güldürüyordu. eve dönemezdi artık, ülkede de kalamazdı. köşede birikmiş parası ile en yakın thy yolları acentesinden ''gotham''a bir bilet kesti ve denizli'den sessizce ayrıldı.
artık o ''kukla''ydı. her şeye gülen ve her şeyde komiklik bulan adamdı. gülüyordu ve güldürüyordu...