ben de yemedim, içmedim ipnelik olsun diye "detay ara" kısmına "kukla" yazıp yazdıklarını sıraladım ve bir kısmını inceledim.
adam 19.00'dan sonra tek entry girmemiş.(girememiş de olabilir)
şimdi bu analize binayen şu sonuçlara vakıf olabiliriz;
1)kukla osbirci bir ergen ve geceleri babası internete girmesine müsade etmiyor.
2)kukla fakir biri, evinde internet yok, işyerinden girebiliyor.
3)kukla'nın bir feyk hesabı var, gündüz başka ip'den "kukla" olarak yazarken, gece farklı bir mekandan, farklı bir evden farklı bir nickle yazıyor.(birazdan muhakkak bu başlık altına yazacaktır)
4)bütün bunlardan bize ne?
5)kukla aslında kezban olabilir mi?
takdir siz değerli sözlük ahalisinin.
not: şuradaki seçenek de çok mantıklı; (bkz: #19549331)
kukla'nın aslında evli biri olması ve hanımköylü olmasından dolayı karısına sözlüğü çaktırmamaya çalışmasından mütevellit oluşan durumdur.* Herif iş yerinde sabahları fantezilerini kusuyor, akşam bulaşıkları yıkıyor olacak iş değil.*
hakkında açılmış bir konu başlığıdır. madem merak edilmiş anlatalım..
anlatalım da, hem ben, hem de '' fake hesabı çok o yüzden girmiyor '' diyenler rahatlasın...
askerden geldiğim zaman biraz kafa toparlamak için 3-4 ay çalışmamıştım ve bu zaman zarfında halil adında bir arkadaş ile internet cafe' ye gidiyorduk. o çhat odalarında kızlarla sohbet ediyor, bende onun yanında dikiliyordum. zurna, ayna, çakmak, antalya, bir sürü odalar vardı. vakit geçirmek için bir hesap alıp kızlarla yazışmak istedim ve ''ayna'' nickini seçip kayıt oldum.
kurnazdım... ayna kanalı diye bana tıklayacaklar ve bende hoşuma giden kızlarla sohbet edip tavlayacaktım. ni tekim gel zaman git zaman '' busecik'' nickli bir kız ayna'yı, yani beni tıkladıktan sonra '' ehehe çok kurnazsın '' diye yazı yazdı.
- evet lakabım örümcektir, ağ örmesini severim :/
+ ne yani ben şimdi ağına mı takıldım. onu mu demek istiyorsun.
- yok busecik, siz oltama geldiniz. çok afedersin bazen bana balıkçı diyen de oluyo :/
+ şimdi de sazan oldum öyle mi?
- ehehe farkında mısın biz şu an kavga ediyoruz ve ileride aşık olacağız.
+ nası yani
- en güzel aşklar kavgayla başlar..
+ inan seni seveceğime kedi severim daha iyi.
- bana kedi diyen de oluyor busecik :/
+ örümcek, balıkçı, kedi... manyak mı bunlar ya, sana hiç isminle hitap eden yok mu?
falan filan uzunca bir sohbetten sonra buse isimli bu kızla baya bir kaynaşmış ve hemen hemen hergün yazışmaya başlamıştık. buse çanakkale'de üniversite'de okuyor, orada babaannesinde kalıyordu. asıl oturduğu yer ise kartal topselviler mahallesi idi.
msn adreslerini ve telefon numaralarımızı bile paylaştık. onun resmini ilk gördüğüm an kalbim yerinden çıkacakmış gibi oldu. foto yukardan aşağı doğru yavaş yavaş açılıyordu. önce saçı gözüktü, sonra o güleç yüzü, sonra eli kolu ve tüm bedeni. binanın merdivenine oturmuş öylece bana bakıyordu. çok seksi ve endamlıydı. bende ona en yakışıklı ve biraz da seksi olan bi fotomu yolladım. deniz kenarında mayo ile çekindiğim bi fotoydu. o zamanlar biraz fit olduğumdan güneş ışığı vücudumu parlatıyor, baklavalarım iştah kabartıyordu.
buse de benden etkilenince telefonda konuşmalar başladı... aşık olmuştuk artık. gece 1 den sabah 4 e beşe kadar konuşuyorduk. tek bir hayalimiz vardı. buse'nin okulu bitince kartal tren istasyonunda buluşup çılgınlar gibi kucaklaşacaktık. tıpkı filmlerdeki gibi ona sarılıp 5-6 tur döndürcektim. buydu hayalimiz, hep bunu düşledik...
hergün yazışmaya devam ettik. günde 3-5 saat cafelerden çıkmıyordum. gece uyku uyuyamıyor yazdığım şiirleri ertesi gün onunla paylaşıyordum. gel diyordu buse, çanakkale'ye gel, hadi gel gezelim diyordu.. artık sabredecek gücüm yoktu.. onu görmek, elini tutmak, kokusunu hissetmek için peki cumartesi ordayım dedim..
o gün günlerden salı idi...
bu sanal aşk gün ve gün büyürken cuma akşamı babam birden yere yığıldı. hemen ambulansla özel hastaneye, ordan da kartal koşuyolu hastanesine sevk edildi.
buse'yi aradım. '' buse babam çok hasta ben yarın gelemeyeceğim, kusura bakma '' dedim. nası yani ya dedi. kalp krizi geçirdi onu bırakamam dedim. çok çok geçmiş olsun deyip kapattı.
perişandım.. çünkü 3-5 gün sonra kalp damarlarının da tıkalı olduğunu ve ameliyat olması gerektiğini söylediler ama önce kanseri yenmesi gerekiyor dediler.
babam akciğer kanseriydi...
yıkıldım. daha da bittim o an.
tekrar buse'yi aradım. hani insan dertli olunca sevdiğini arar içini döker ya, arayıp konuşmak, rahatlamak ister ya, aradım.
ağlaya ağlaya çok kötüyüm buse, babam kanser dedim. allah şifalar versin inşallah iyileşir dedi. bunu derken samimi değildi.. çünkü benim samimi olmadığımı, yalan söylediğimi düşünüyordu..
sanal alem işte... asla ama asla anlatamazsın derdini... ne dersen, ne söylersen boş...gözler mimikler görülmedikçe hepsi boş.
bom boş...
ucu sonu belli olmayan dipsiz bir kuyu.
günler geçtikçe de buse ile yazışamayınca, hastane koridorlarında çaycılarla, güvenlik görevlisi ve hasta yakınlarınla zaman geçirince ara biraz soğudu. onun gözünde babasına daha çok vakit ayıran, sevgilisini düşünmeyen bir adam oldum. aşkın kıymetini bilmeyen, belki de aşık bile olmayan biri...
ameliyat günü yoğun bakıma alınınca '' burda durmana gerek yok, eve gidebilirsin ' dedi doktor.
eve gitmedim.. o gece bankın birine battaniye çekip yattım.
ama hiç uyuyamadım.. çünkü yatmadan önce buse'nin hatrını sormak için aramıştım.
aklımda kalan tek cümle şuydu,
'' ooo kukla bey, siz sanal aşkınızı gece pek aramazdınız, saat 12 yi geçti, hayırdır inş ''
bu lafı duyunca dişlerimi sıktım ve bundan sonra aramayacağımdan emin olabilirsin buse dedim. bırak aramayı, küçük bir mesaj çekersem adam değilim dedim, benim için gece 12 den sonrası yok artık, sanal muhabbet yok artık, sadece sen değil, hiç kimse için bile olamayacak artık dedim. yazarsam, ararsam orospu çocuğuyum lan ben dedim. sanal aleme iyiden iyiye küfür ettim.
her şeyini, tüm geçmişini ve geleceğini sildim.
özeti buydu,
ve şimdi bazen kartal dan geçiyorum da, gözüme foto da gördüğüm hayali çarpıyor..
sarılıp dönmeli değil ama
suratına attığım tokatla...
at yalanı sikeyim inananı yazarı. neymiş geceleri sozluge girmemesinin sebebi zamaninda kazik yedigi bir manitaymis. biz de yedik amk. sen ondan sonra kac kizin ustunden gectin onu anlat paşam. duygusal yazida başarısızsin. tamam sormuyoruz feykini amk.
çok merak etmemekle beraber yapılan açıklama ile birkez daha ne kadar sağlam bir yazar
olduğunu bize gösteren kukla'nın gece entry girmeme nededinin irdelendiği şeydir. hay amk neydi?
cümlenin başını unuttum yarrak var tanım yapmak zorunlu.
neyse, şahsen bi kız bıdı bıdı etmiş diye gece 12den sonra falaan laannnnn!!! kak git hele,
çocuk mu sikyon bebeee!
git sözlüğün salak karılarına yuttur bu romantik entryleri ama yemez hacu. *
aklı başında adam güler o arada da göbeğini tutar ki taşşaklarına baskı yapmasın diye. *
bize ne amk ? Bir kez okudum daha denk geldiğinde entrylerini okumam. Yalan veya gerçek, Herkesin bir hikayesi var, adam mahremini anlatmaktan dolayı garip bir zevk alıyor.