son zamanlarda özellikle sinema, tiyatro, stand up sanatçıları tarafından benimsenen bir yozlaşma bir yoldan çıkma durumunu benimsemiş sanatçılardır...
şimdilerde buna en iyi örnek şüphesiz recep ivedik'iyle şahan gökbakar'dır. film resmen yağmur ormanlarndaki bir canlının belgeseli halini almış. bunu film içinde kendi de "ben hayvanım ama evcil değilim" diyaloğuyla söylüyor zaten...
yılmaz erdoğan'ı alenen sevmediğini söyleyen biriyim. ama onun demet akbağ ile birlikte oynadıkları oyun haybeden gerçeküstü aşk, bel altı esprilerin bolca edildiği ama uygun dilde edildiği bir oyun olarak hafızamdaki yerini almıştır. ama herkes benim gibi düşünmüyor. küfrü duyma arsuzu baskın olanlarımız da var...
peki bizler bunun neresinden haz alıyoruz. sakladığımız, dışavuramadığımız hayvani içgüdülerimiz mi var?
içimizde bir yerlerde bir recep var ve biz bunu söylemeye korkuyor muyuz?
ya da insanlığımızdan mı oluyoruz. geçenlerde bir yerlerden işittiydim. insanların sevgi sözcükleri bile değişir olmuş. artık kimse seni seviyorum demiyor. senin a.q diyor! bu konuda şüphesi olan varsa buyursun, ağzım açık sıçabilirsiniz...