çay ocağına verdiğim yazar. yani görev olarak, çay ocağı fetişliğim yok çok şükür.
1 paket lipton örli gırey 1 hafta yetecek, şeker meker yok.
go go go...
demek ki büyük hesap adamı olmayan yazar. yani bir akrabası dese ki "ablacım şundan şu oldu" çıkarır 3 milyar borç verir. bir an tereddüt etmez. ama aynı akrabası diş macununu yahut peynirini bitirse kızabilir. bilemiyorum. belki de gerçekten küçük hesap adamıdır. gerçi beni alakadar etmez. akrabam değil.
ben böyle değildim. vallaa bak. cebimde 10 lira varsa çıkarır 10unu da verirdim isteyene. hatta üzülürdüm sonra keşke biraz daha verebilseydim diye.
dün milli piyango çıksa napardım diye düşünürken yakaldım kendimi.
aileye gönderiyorum bir miktar, rahat etsinler artık diye.
yakın arkadaşlarıma ve kendime araba çekiyorum hemen. dizel olsun diye düşünüyorum ama.
lan dizel ne amk, dizel ne ya, trilyonları cukkalamassın.
patoz etmişsin, ortalıgın amk, ama hala dizel geliyo aklına.
yakın arkadaşlarının altına araba çekmeyi düşünen melek kalpli yazar.
hatta o arkadaşları uğruna benzinlik almayı tasarlamış. bana kalırsa hali hazırda arabası olan arkadaşlarına direkman benzinlik alsın. benzinlikle uğraşmak zor aga. giren çıkan belli değil. kendisi uğraşacağına arkadaşları uğraşsın. yılbaşı çekilişi gerçekleşmeden bu konuyu iletmek istedim. bu da böyle bir naçizane tavsiyemdir. gerçi beni alakadar etmez. yakın arkadaşım değil.
bu sözün tam olarak anlamını örneğiyle biliyorum. bence en güzel örneğidir. hikayemiz şöyle;
sene 2008. öss'ye hazırlanıyoruz. uyduk bir arkadaşın hayaline. üç dershane arkadaşı, dershane evlere uzak diye dershanenin yakınında bir öğrenci evi bulduk. bildiğiniz abiler ama. yanılmıyorsam dershanenin matematik hocasının tavsiyesiyle.. eşyalarımızı aldık. gittik yerleştik biz buraya. velhasıl oradaki abi denen insanla ve diğerleriyle tanıştık. bizim yaşıtımız herkes. abi denen eleman da 1 yaş büyük. bir odayı komple bize verdiler. bir ranza ve bir normal yatak. ben ranzadayım. altta yatıyorum. üst kattaki arkadaş konuşmaya başladı isyankar bir tavırla:
- ya ozan! abi ben bu erkan'a hiç abi demek istemiyorum ya. napıcaz?
+ ne yapıcaz olum işte, demeyiz abi biz de nolucak yani?
- tarikat olum bunlar. haftada bi kez bulaşık, yemek var zaten. ben iki üç kere istemiyorum bulaşık yıkamak.
+ yok olum ya. ceza mı vericekler abi demedin diye. saçmalama.
- yok yok. ben işimi sağlama alıcam. buldum.
+ napıcan lan?
- ''erkan, abi naber ya?'' diye konuşucam. orda virgül var arada. yarım nefes. sana diyomuşum gibi. erkan, abi naber yaaaa? anladın mı?
+ ulan ne küçük hesapların adamısın be.
sözlük sayesinde tanıştığım ve bir anda kuzenim olduğunu anladığım yazar. ayrıca anadolu ya batum dan bakıyoruz zirvesine ilk katılımı gerçekleştirerek milleti cesaretlendirmiş, olayın aslında böbrek.avi olmadığını göstermiştir. çok günaha girdin olm ben diyim sana.
televizyonumun üzerinde unuttuğu 1.5 tl için izmir' den kalkıp istanbul' a gelecek olan yazar.
hiçbir zaman harama el uzatmadım, bu saatten sonra da uzatmam. paran aynı yerde duruyor kardeşim. sen bana "o para sana haram olsun, dokunursan ağzına yılan girsin" dedin ya, işte o gün senin gerçekten kucuk hesap adami olduğunu anladım.
Başı güneşe benzer saçının rengi
Denize, göklere benzer güzel gözleri
Serçeye, ceylana benzer ürkek yüreği
Gönlümün son durağı, genç ömrümün baharı
Sevdiğim güzelin adı
Sarı, Sarı
Kimin yarı en güzeli benim sarım
Sarı, sarı, sarı çiçek
Herkes yalan sensin gerçek
kardeş senin hayallerinin bittiği yerde benim gerçeklerim başlar - anti parantez biz dört kişiyiz gardaaaaaş -
sen 3 kuruşum gidecek diye o mekana giremiyorsun, biz danis edip meminto emikliyoruz. zoruna gidince gelip nick altımda car cür etmek de n'oluyor yani!
bu sabah saat tam 07:42'de mesaj melodimle irkildim. sabahın köründe kim olabilirdi? manitacılık yok, turkcell şu bu desen sabahın köründe atacak değiller. merakla baktım telefona buymuş. attığı mesajı noktasına virgülüne dokunmadan yazıyorum, nası bi adam anlayın:
sanırsın ki psikopatın allahı
ama bilmezler ki o 3 5 jilet yarası
ela gözlü sevdiğimin hatırası
çal keke çaaaaaaaal!