oturup ağlanılması gereken bir durum. yaşadık ve gördük. hele ki o civarlarda bir baloncu yok ise canınız acır, o küçük çocuk ağlarken. elinizden bir şey gelmez. ürkek adımlarla ailesinin yanındaki çocuğa yaklaşırsınız:
eliyle gökyüzünde kaybolmaya yüz tutan balonunu gösterir. akşamın ilk saatleridir. bulutlar yardımcı olur balonunun kaybolmasına. tekrar denersiniz şansınızı:
-elma şekeri diyorum. bak şu karşıdakilerden.
+balonummmm. elma şekeri mi?
bir anda mutlu olursunuz. çocuk zihnine hayran kalırsınız. ailesinden izin alıp da elinden tutup elma şekerciye götürürsünüz. istediğini seçer. hafifçe çöküp göz seviyesine geldiğinizde hiçbir zaman cevaplayamayacağınız bir soru sorar:
küçükken her çocuğun yaşayabileceği olay. eğer o balonlar havadan hafif olan gazlarla doldurulan ve daha pahalı olanlardansa yakalamanız olanaksız gibidir. hele de bir düğün salonunda kaçırıp tavanda durmasını izlemek, bir çocuğu derin bir şekilde üzebilir.
acı ama gerçek her çocuğun yüzleşmesi gereken bir durumdur..o balonlar sonsuza kadar yaşamazlar.. farzedelim o balon o çocuğun elinden kaçmadı ve o çocuk o balonu aldı, evine getirdi, koydu bir köşeye *** ..ertesi sabah çocuğumuz başka hazin bir durumla karşılaşır..bu sefer de balon inmiştir çünkü..ya balon kaloriferin yanına konmuştur,ya yere konmuştur vs vs.. sonuçta o çocuk için o balon hep acı ile biter *
bir fotoğraf sergisi vardı zihnimde kalan, ağlayan çocuk resimleriyle dolu, her ırktan ağlayan çocuk yüzleriyle.. öğrendim ki çocukların ellerine lolipop verdikten sonra ellerinden alarak başarmışlar ağlatmayı.. işte sanat(!)