Tüm hayatımı buna adayarak yaşayabilirim. Anladıkça, öğrendikçe ve okudukça insan tamamen mest oluyor. Çünkü zihniniz de olan herşeyin bi tek nedeni olduğu, aslında her şeyin tek bir sonuca vardığı ve bununla beraber yaratıcıyı, gökyüzünde değil içinde her yerde araman gerektiğini anlıyor insan.
Bir felsefeci derdi ki;" eninde sonunda bir şey hiçlikten çıkmış olmalı." Bu yüzden Kuantum bir bilimsel kavramdan öte bir ibadet ve tasavvufun, sayısal halidir.
kimyada elementin kuantum sayısını enerji seviyesini bulmaya hangi orbitalde bulunduğunu göstermeyede yarar n ile gosteriliyordu baskuantum sayısı kauntumda kuantum.
quantum kelimesi latince quanta kelimesinden gelmektedir. quanta ölçülebilen sayılabilen demektir. quantum enerjisi de bu durumda 'fixed amount of energy' yani enerji paketçiği anlamına gelmektedir. Biz de etrafımızdaki herşeyi bu paketçiklere göre algılıyoruz. (bkz: elekromanyetik dalga)
şimdi bu kuvantumu çok karıştırdılar. herkes bi atom altı parçacık diyor başka bir şey demiyor. ulan öyle havalı bir kelime ki insanın yüksek matematik öğrenip kuvantum dünyasına giriş yapası geliyor. (bkz: bırak yavrum bu işleri) lan ben daha elektriğin ne olduğunu geçen sene anca çözdüm. ne istiyonuz benden horonzpu çocukları.
Fizikte sonuna mekanik ya da elektrodinamik sözcükleri eklendiğinde teori haline dönüşen, orijinali quantum olan, türkçecilerin ise kuvantum olarak isimlendirdiği kavramdır. Latinceden devşirmedir ve en orijinal hali quantus:ne kadar? dır.
Sözlük anlamı miktar,yekün gibi manalara gelmektedir. Fizikteki kullanımı Max Planck ın kara cisim ışıması çalışmaları sırasında E=hv gibi formüller ortaya atması üzerine bilimsel literatürde yerini almıştır. Bu noktada fizikteki genel anlamı şudur. Doğa sürekli bir akış halinde olmayan kesikli sıçramalardan yani kuvant lardan meydana gelmektedir. Yani maddenin yaydığı radyasyon sürekli bir akıntı değil, kesikli fışkırmalardan oluşur ve bunlar tam birimler halinde olabilir kesir olarak ifade edilemezler. Planck ın bu tezi ve kanıtları çerçevesinde yapılan deneyler bu tamsayı kuvantlara, yani enerji paketlerine bağlı olarak geliştirilen kuantum mekaniğinin gelişmesine neden olmuş,Einstein ın foto elektrik etki üzerine söyledikleri ve Niels Bohr, werner Heisenberg, Erwin schrödinger, max born, paul dirac, wolfgang pauli, john von neumann gibi bilim adamlarının katkılarına James clark maxwell in manyetizma bulguları da eklendikten sonra olgu kuantum elektrodinamiği:K.e.d.i olarak abarmış bir kuram şeklinde literatüre girerek dünyayı değiştirmiştir.
üzerine pek çok şehir efsanesi uydurulmuştur, felsefeye bile uyarlanır. Ama bunlarla alakası olmayan, atomaltı parçacakları inceleyen çok karmaşık bi disiplindir. Parçacığın yerini ne kadar kesin belirlersek gideği yer bir okadar belirsizleşir. Bir nesnenin kütlesini ne kadar iyi bilirsek yörüngesi hakkında o kadar az bilgimiz olur. Parçacık bilgisinin çokluğu dalga bilgisinin azlığına neden olur.
Fiziğin, hakkında en az şey bilinip üzerinde en çok konuşulan alanıdır, ki bu konuda en çok konuşanlar da ne yazık ki fizikçiler değildir...
Söylenenin aksine newton fiziğini yıkmamıştır; öyle bir suçu günahı yoktur. Newton mekaniği hala dimdik ayaktadır, ki fizikçiler buna "klasik mekanik" derler...
Yine söylenenin aksine "biliminin bir dalı olmaktan çok daha öte, bir felsefesi bakışın.." değildir, bizzat fizik ve hatta matematiğin en hayranlık uyandırıcı buluşlarındandır. Bu nedenledir ki felsefeciler anlamakta güçlük çekerler. Ne yazık ki kuantum mekaniğini anlayabilmek için ciddi bir matematik görgüsüne gereksinim vardır... "anlayabilmek"ten kasıt kuşkusuz matematiğidir, kuramın felsefi sonuçları hayal güçlerini zorlar, ancak bunun ilacı ne yazık ki felsefecilerde değil, matematik bilen fizikçilerde aranmak zorundadır... schrödinger'in kedisi, belirsizlik ilkesi ya da epr paradoksu gibi kavramları, barındırdığı matematiksel denklemler silsilesini bilmeden ağza almak gaflettir...
Kuantum kuramını e=mc^2 ile ilişkilendirmek hata olur, çünkü, einstein'in bu eşsiz denklemi, görelilik kuramıyla özdeşleştirilir... Einstein'in kuantum mekaniğine katkıları yadsınamayacak kadar çok olsa da, kuantum kuramını inşa edenler arasında ilk sıralara pek girmez...
son dönemde hakkında onlarca kitap çıkan ama hiç birisinin gerçek anlamda kuantumun ne olduğunu anlatmayan bir suru yayın evi sahibini zengin eden. Fiziğin bir parçası olmaktan çıkıp insanların düşüncelerini kontrol edebilmek için öğrenmeye çalıştıkları (ki bunu faydası olmadığını anlayacaklar) atom altı parçaların hareketini inceleyen birbiriyle olan etkileşimini inceleyen bilim dalının genelleme yapılmış hali.
teori olarak hemen hemen her şeyi çözmüşken, kimya bölümünde okutulan ders olarak ele alındığında atom çevresindeki elektronun yerini bulmaya odaklanmış konudur. ayrıca entelimsi insanımsıların olduğu toplumlarda quantum bildiğini söyleyip işkembe-i kübradan sallamak ayrı bir artı puan kazandıracaktır. söylediklerinizin doğru olmasıda okadar önemli değildir ne de olsa karşınızdakinin kuantum bilme ihtimali nerdeyse sıfıra yakındır...