kuantum fiziğinde, insanın ufkunu dünyadaki sınırlı yerinden alıp tüm evrene çıkaran "nonlocality"(yerel olmama, dolaşıklık) diye bir kavram var. yerel olmamanın ne demek olduğunu anlamak için yerel olmanın ne demek olduğunu anlamak gerekir önce. yerellik, uzay ve zaman içinde bir noktada oluşan herhangi bir olayın yalnızca olayın yakın çevresindeki etkilere bağlı olduğu durumları anlatır. kuantum mekaniğinde, klasik fizikten farklı olarak, uzaktan etkileşimler ortaya çıkar.
ütopyacı samuel butler, “erewhon” sözcüğü ile hem “no-where/hiçbir yerde” hem de “now-here/şimdi burada” ifadelerine gönderme yaparak, her iki ifadeyi tek kelime ile ifade eder. yerel olmama, bir bakıma “erewhon”dur.
bu bir anlamda da, mevlana’nın “bir yerde olan her yerde, her yerde olan hiçbir yerdedir” ifadesine benzer.
newton fiziği makro evreni büyük ölçüde açıklamaya yeterliyken, atomaltı parçacıkların dünyasını açıklamakta yetersiz kalır. burada devreye kuantum fiziği girer. kuantumda en önemli konulardan biri olan gözlemci etkisi, kuantum fiziğini tek bir cümleyle ifade edebilmeyi zorlaştırır. fakat yine de şöyle bir tanım vardır: siz dönüp bakana kadar, odadaki koltuk orada değildir.
Einstein kuantum fiziğini pek sevmez, hatta hakkında tanrı zar atmaz demiştir. Fakat tanrı gayet de zar atmıştır.
Dolaşık iki elektron aralarındaki mesafe fark etmeksizin birbirlerinin ne halde oldukalrını anlar, bilirler. enerji korunumu ilkesini bozarlar. Fakat bir açıklama da aslında bozmadıklarını gösterir.
Kuantum dolaşıllık aynı zamanda bütün evrenin dolaşık bir sistem olduğunu da öne sürebilir. Bu daha korkunçtur. Eğer kusursuz bir makinemiz olsaydı geleceği kuantum dolaşıklık ile hatasız tahmin edebilmemiz söz konusu olabilir.
kuantuma giriş kafam kadar nasıl anlatayım ben sana, sen hiç sorma en iyisi bu soruyu bana, basitçe anlatayım ben sana:
nasreddin hocanın birbirinden şikayetçi olan iki adamdan ilkini dinler haklısın der ikinciyi dinler sen de haklısın der. karısı hoca bu nasıl iş? der. hoca karısına hanım sen de haklısın der. anlamadın di mi? sen de haklısın.
Olm sen yanlış sözlüktesin. Bizim ulunun er kişilerinin fizikten anladığı ulu sözlük yazarı bayanların fiziksel özellikleri filan. Böyle bilgi içerikli entariler girersen önce çaylak olursun daha sonra şutlanırsın.
atom altı parçacıkları inceleyen bilim dalı.
örneğin; bir atomda bulunan elektronun diğer atoma sıçramasının sebebi, bu davranışın nedenini bulmak için incelemeler yapar bu dal veya bir fotonun tam olarak düz mü yol aldığı veya parazitli bir ilerleyiş içinde mi olduğunu, düz gidiyorsa neden düz, düz gitmiyorsa neden düz gitmediğini ve düz gidiyor veya gitmiyorsa bunun nedenini öğrenmek ister.
Klasik fizik kurallarıyla karacisim ışıması açıklanamamaktaydı. Bu yüzden `kuantum fiziği'nin doğuşu Max Planck'in 1900'de karacisim ışıması üzerine yaptığı incelemeyle ilişkilendirilir.
ilerde sahip olacağım bütün çocuklarıma şu minnak kitaplardan almak suretiyle, onlar daha agu bugu derlerken zihinlerine mantığının temellerini atmak niyetinde olduğum fizik alt dalı.
algıladıgımız hersey ; dokundugumuz cisimlere aslında dokunmadıgımız,gördüklerimizi aslında gormedıgımız,duyduklarımızı aslında duymadıgızı yani ses dalgalarının beynimizin kulak-beyin arası bir sonuc olmasından cok daha komplex oldugunu, aslında kuantum fizigini anlayamayacagımızı , ona sadece alısabilecegimizi,nesnel gozlemin bile esasında nesnel olmadıgını, bir deneye/formasyona gözlem yaptıgınız anda o olayın belli dogrularına ulasmanızın imkansız oldugunu cünkü olayın icinde oldugumuz icin biz de parametrelere dahil oldugumuzu, ulasabilmek icin enerjisiz gozlem yapmanızın gerektigini ki binlerce parametrenin de olaya dahil olmasıyla sonuclarının degisebilecegi. hücre icinde hücre gibi paradokslasan bir karısıklıgı oldugunu,newton fizigi gibi kalıp bilgilerin aslında ozellikle bir nedenlerinin olmak zorunda olmadıgını, einstein kendisinin kurup ama kendisinin bile icinde cıkamadıgını gosteren, su anda tam da bu anda gercegi yasamama ihtimalizin oldugunu ileri suren, atomun evrenin sonsuz bir ucundan sonsuz bir ucuna teleport olabilecegini one suren bilim felsefesidir. matematigin yetmedigi yerde düsünce gücüne halatları verdigimiz gizemli bolgedir. ozet olarak kuantum fizigini anladıgınızı dusundugunuz anda anlamadıgınızı farkedersiniz zaten kuantumu anlamak icin anlamamanız gerekir. kuantum fizigini en iyi beyinlerin bile ucundan anlayabildigini dusunursek birtakım insanlar tarafından agızlarına pelesenk edilerek rezil ediliyor itibar etmeyiniz. felsefe ile bilim aynı amaca farklı yollardan ulasmaya calısan kardesler. matematik diliniz yoksa dusunce gucunuz var.
icinde yasadıgımız dünyanın sorunlarının aslında var olmama ihtimali ne kadar güzel degil mi ?
"şimdiiğğ olumlamalar yapıyoruuğğz" değildir.
sorsan herkes kuantum fiziğine hakim.
nedir diyorsun, "işte bişey istiyos sora o oluyo falan, olumlu düşüncen moruk".
tamam, evet.
doğru doğru.
kuantum fiziği için konuşacaksak, önce türkiye ortalamasında yerlerde sürünen fizik sınav ortalamasını dikkate alırsak daha az yüzeyden konuşmuş oluruz..
türkiyede geneli itibariyle klasik mekanik üzerinde dönüp durmaktayız..
kuantum fiziği üzerine güzel bir söylem vardır kimin olduğunu unutmakla beraber;
hah, richard feynman..
kuantum fiziğini anladığını belirten kişiler aslında hiç anlamayanlardır..
bu bir ezber ve genelleme olmakla birlikte bilimselliğin sulandırılmaması amacıyla hala gideri olabilen cümledir..
ciddiyet bildirmek görevini üstlenir..
üzerinde çalışan birisi olmadığım için ben kuantum fiziğini bilmiyorum yani bu kadar basit..
klasik fiziği oturtalım bu bile büyük bir adımdır bizler için..
edit: çok afedersiniz ama mevlananın sözü ile bunu bağdaştırmak nasıl bir dünyanın mahsulüdür? islamı bir noktaya çekmek adına sulandırmak zorunda mıyız bilimselliği?
diğer adı parçacık fiziği dir. atom altı parçacıkların yaptığı davranışların klasik fiziğe uymamasından dolayı bu bilim dalı ortaya çıkmıştır.
en meşur deneği (bkz: çift yarıkta girişim deneyi) dir.