(bkz: trip) başka kuaförün önünden geçsen trip atarlar. öyle de bi gıcıklık. üç ay tatilde napalım barzo gibi dolaşalım her kuaföre gitme ihtiyacında uçağa atlayıp sana mı gelelim napalım ne istiyorsun.
saçınızı hiçbir zaman istediğiniz uzunlukta kesmemeleri bunlardan biridir.
eskiden istediğinizden kat kat fazla kısa kesip insanın sinirini bozarlardı, şimdi ise tam tersi istediğinizden daha az kesip sinirinizi bozuyorlar. ne demek ben daha fazla kesmem. kes işte, önceden bayılırdınız saçın yarısını götürmeye. noluyor şimdi. artık bir orta yolunu bulun. *
-hoş geldin hayatım.
-hoş buldum.
-nabersin.
-iyiyim teşekkürler, siz nasılsınız?
-ay iyi ben de şekerim işte bildiğin gibi.
-bilmiyorum ki.
-ay ahahahah ömürsün valla.ee napıyoruz? (bu arada saçlarımı eliyle havaya atıyor)
-ya burcu müsaitse kaşlarımı alsın önce, sonra saçlarımın uçlarından alıp, yıkayıp, fönleyelim.
-tamam hayatım. buoorcoooouu bir kaşın var sırada.
...
bu erkek kuaförlerin ismi neden hep burhan, bir de bu sorunsal var bakın.
erkek cinsiyetli bayan kuaförleri için konuşuyorum, ibnemsi hareketler yapmaları. hadi iş yerinde kadınlar kendini rahat hissetsin diye nezaketin, inceliğin, zerafetin anuna koyuyorsun, kahvedeki pala bıyıklı dayı çay getirdi diye "teşekkürler bebişim" demek ne la? iş ile sosyal ortamı birbirine karıştırır mı insan.
güzelim ve upuzun saçlarımı kısa ve yamuk kesmesi, simetri hastalığım olduğu için yamuk kahküle sinir olarak alıp makası kendim düzeltmeye çalışmam, ortaya çıkan sonuçtan dolayı aylaca aynaya bakamamam yeterli bir sebeptir herhalde.
erkek kuaförlerinin saçların çok güzel abi, gür, çok güzelll, oh mis,,,, deyip böyle bi 3 dakika kadar saçlarımı avuçlaması sonucunda adamdan feci derecede kıl kaptığım anlar. kalkıp adamın g.tüne makası sokasım gelir. (bkz: gay mısın lan andaval)
bayan kuaförlerindeki bütün çalışan erkekler yavşaktır nedense. yavşak oğlu yavşaklar.
ona buna asılırcasına saç keserler. tek kızma nedenimse kız arkadaşımın bu lavuklarla yüz göz olma durumunda olmak zorunda olması ve doğal olarak birşey diyememesi. halbusi ben çıkıcam gelicem kapıdan o fön makimesini götüne sokup çalıştıracam bak bakalım bi daha "kadın" kelimesini ağzına alıyo mu???!!!
~`çok kızdım şimdi ama.
zorla sövdürüyorsun kendine yavşak oğlu yavşak!!`~
(bkz: bir boşalma/rahatlama aracı olarak sözlük)
içlerinde yanan meslek arzusuyla, son derece normal bi kesim istediğinizde dahi, saçı hani şu hair trend showlarda gördüğümüz ucubik modellerde kesebilmek için ısrar etmeleri. bir punduna getirip kestiğinde ise, banyo sonrası saça onun gibi söz geçiremediğini görüp, bunalıma girmek. saç uzayıp şekle girine kadar ibiş gibi gezmek.
nefret etmek için hiç bir neden bulamadığım insanlardır. misal babam ( eskinin mahalle berberi yeninin erkek kuaförü) sizin hiç yatalak hastanız oldu mu? traşına gelir güzelce işini yapar gider. acil durum insanları olarak karşınıza çıkınca nefret etmemeyi öğrenirsiniz.
kuaförlerin bi süre sonra kanka muhabbetine balıklama dalmaları. misal:
-okuyo musun?
-evet.
-kaça gidiyosun?
-işletme birinci sınıf. bu arada saçları da kısaltalım lütfen.*
-peki kısaltırız. hayrola enişte bey mi kızdırdı?
-hö?
erkek kuaförlerin sürekli kendince komik şeyleri anlatmaya çalışması, mimiklerinizden hoşunuza gitmediğini anlamayıp aynı tarz bahislere devam etmesi.. bir nevi feed back mekanizmalarının olmaması..