-hoş geldin hayatım.
-hoş buldum.
-nabersin.
-iyiyim teşekkürler, siz nasılsınız?
-ay iyi ben de şekerim işte bildiğin gibi.
-bilmiyorum ki.
-ay ahahahah ömürsün valla.ee napıyoruz? (bu arada saçlarımı eliyle havaya atıyor)
-ya burcu müsaitse kaşlarımı alsın önce, sonra saçlarımın uçlarından alıp, yıkayıp, fönleyelim.
-tamam hayatım. buoorcoooouu bir kaşın var sırada.
...
bu erkek kuaförlerin ismi neden hep burhan, bir de bu sorunsal var bakın.
saçınızı hiçbir zaman istediğiniz uzunlukta kesmemeleri bunlardan biridir.
eskiden istediğinizden kat kat fazla kısa kesip insanın sinirini bozarlardı, şimdi ise tam tersi istediğinizden daha az kesip sinirinizi bozuyorlar. ne demek ben daha fazla kesmem. kes işte, önceden bayılırdınız saçın yarısını götürmeye. noluyor şimdi. artık bir orta yolunu bulun. *
(bkz: trip) başka kuaförün önünden geçsen trip atarlar. öyle de bi gıcıklık. üç ay tatilde napalım barzo gibi dolaşalım her kuaföre gitme ihtiyacında uçağa atlayıp sana mı gelelim napalım ne istiyorsun.
cır cır cır boş boş konuşmaları.. önündeki işine bak sen.. sanki muhabbet etmek zorundayım..
saçı tarif ettiğin gibi yapmamaları..
sürekli aynadan sizi kesmeleri.
kuaförlere karşı ciddi bir güven problemim var da o yüzden. bunun sebebi ise yine kendileridir. normal bir günde hepsi de harikalar yarattığına inanıp sizi gelinin kız kardeşine çevirme potansiyeline sahip.
Kadınların saçlarını kesmeleri başlı başına nefret etmek için bir sebep. saç kesme manyakları. kesmeden sanatlarını gösteremiyorlar çoğu. kadın saçı kesilir mi be.