çok sinir bozucu bir hadisedir. saçını uzatmışsındır ve sadece kırıkları kestirmeye gidilir. ama kuaförünüz, bir yılldır gözünüz gibi baktığınız saçınızın, kırklarını almaktan başka herşeyi yapar ve artık saçlarınızı kısaltmaktan başka çareniz yoktur. saçınız oldukça kısalmış bir şekilde kuaförden çıkılır ve kuaförün annesi ile ilgili güzel düşüncelerinizle birlikte ordan uzaklaşmak ve bir dahada uğramamak en güzelidir.
en fazla erkek kuaförlerinin yaptığı eylemdir. ''abi kırıkları al, üstlerden biraz kısalt'' dersiniz, bir bakmışsınız saçlar direk üç numara olmuş, berber arkadan gel teskere türküsünü tutturmakta **.
her seferinde olduğu gibi çok dikkatli dinleyen berberin tamam bu sefer kesicek heralde dediğiniz anda her zamanki gibi becerememesi, birde istediğinizden alakasız keserler saçınızı, aslında onlar gelen herkezi aynı modelle uğurlarlar.
-nasıl olsun?
-kahküllerin yarısı uzun yarısı kısa.
-????
-yanlar merdiven gibi katlı olsun.
-nasıl yani?
-üstleri iyice kırp arka uzun kalsın
-böyle bir saç yapamam
-nedenmiş o?
-olmaz efendim, böyle saç modeli mi olur?
-geçen sefer yaptın ya geri zekalı!!!
kırıkları aldırmaya ve saçı azıcık kısaltmaya gittiğinizde, yaptığınız tüm uyarılara rağmen kuaförün kafanızı yolunmuş tavuğa çerilebileceği hadisedir. vur dediysek, öldür demedik durumu geçerlidir; fakat kuaförler genel itibariyle öldürürler, sizi saçınızın kökleriyle beraber bırakarak... *
berberin öküzlüğünden kaynaklanır. traş bittikten sonra berber yüzsüz bir şekilde sırıtıyorsa, o berberin sülalesinden başlamak mübahtır. her erkeğin başına gelmiştir muhtemelen.
belli bir yaşın üzerindeki berber amcaların 30 yıldır aynı saç modelini uygulamasının sonucu.
yahu amca, bu ülkeden ensesi uzun futbolcular geçti, küçük emrah geçti, nuri alçolar geçti, saçını her daim ortadan ikiye ayıran yalçın dümer geçti, küçük hüsamettin geçti, güvercin poposu-tavuk poposu geçti, ilhan mansız geçti, tarkan geçti... ve bunlar iyi kötü birer tarz oluşturdu. hepsine mi kapalı kaldın, hepsini mi görmezden geldin ki hala koltuğuna oturan 7'den 70'e her adamı subay traşı yapıp salıyorsun sokağa?
bari müşteriyi dinliyormuş gibi yapma, kafa sallama istediği tarzı anlatırken. baştan peşin peşin söyle niyetini!
aynı şey genç berberlerde de 'kendi saçlarına benzetme' şeklinde ortaya çıkıyor. istiyor ki mahalledeki herkes ona benzesin...
kuaföre gidildiğinde her zaman başa gelinen olaydır. üstelik saç kesen kişiye "benim istediğim saç şekli bu değildi" denildiğinde kuaför pişkin pişkin "ama bu size daha çok yakıştı" diyerek sizi çileden çıkarır. arkadaşların saçınıza verdiği tepkilerden sonra da kuaförün öldürülmesine varabililecek olaydır. *
3.sınıf erkek berberlerinde mutlaka ve mutlaka rastlanan durumdur. "o saç sana yakışmaz" diye görüş bildiren kuaförlere sesleniyorum: "hayır ulan ben buraya fikir teatisinde bulunup, seni ikna etmeye gelmedim! dilin değil makasın oynasın."
sonunda asgari müşterekte buluşulduğu sanısına kapılınır. gözler yumulur, kafa hayatının son 20 yılında at yarışı bülteninden başka bişey okumamış berbere emanet edilir. gözler açılır, berber yine bildiğini okumuş, alabros yapmıştır kafayı. içeriden en sunturlu küfürler saydırılır, bir daha gelmemek, parası neyse doğru düzgün bir yerde traş olmak için yemin verilir. çıkarken o ana kadar hiç görünmemiş ufaklığa, sırf montunu giymene yardımcı olmaya isteksizce teşebbüs etti diye 50 kuruş bahşiş bırakılır..siktir olunur.
kesinlikle katıldığım başlıktır.ne zaman kuaföre gitsem ve sadece kırıkları alın katlarımı çok kısaltmayın desem sanki saçımı iyice kısalt kat namına birşey bırakma demişim gibi davranılması ve benim bunun sonucunda ağlaya ağlaya annemi arayıp kuaförün saçımı nasıl kısalttığını anlatmama neden olan hadisedir.
çok entel dantel, kendini beğenmiş bir kuaföre gidip tonla para akıttığınızın göstergesidir. müşteri kaybetme korkusu olmayan sanatçı ruhlu zat risk alır, sonuçlarına katlanır. olan güzelim saçlara olur.