fikirle sanatı birleştiren yönetmenlerdendir. üç renk'i seyrederken fransız ihtilali'nin 200. yılı değerlendirmesini görürsünüz; veya görmez de, sadece düşünebilirsiniz..
tüm filmleri tekrar tekrar izlenilesi sinemasının içerisinde kaybolup gidilesi polonyalı yönetmen. en sevdiğim yönetmen. filmleri ayrı bir tez konusu teşkil eder diye düşünmekteyim. ahh dekaloglar ahhh! otur sayfalarca yaz.
sinemayı içselleştirmiş bünyelerin üstata bir yerden başlamalarını salık veririm. bir kieslowski gibi nevi şahsına münhasır değer daha yoktur bu dünyada!
izleyin, izletin sinemasını. farktır, ayrıcalıktır!
farklı tarzı ile hayran olunası, polonyalı yönetmen. fransa bayrağının renklerinden esinlenerek çektiği trois couleurs serisi tek kelimeyle mükemmeldir. la double vie de veronique başta olmak üzere przypadek ve bez konca filmleri de oldukça farklı ve lezizdir.
Kieslowski, yalnızca Polonya sinemasının değil, dünyanın en nitelikli yönetmenlerinden biridir. Gerek ışığı kullanımı, gerek müziğin dramatik yapıya uygulanışı gerekse karakterlerinin psikolojisini ele almaktaki ustalığı onu benzersiz kılmaktadır. Kieslowski'nin Üç Renk (Mavi, Beyaz ve Kırmızı) üçlemesi, Veronika'nın ikili Yaşamı, Aşk Hakkında Kısa Bir Film, Öldürüm Hakkında Kısa Bir Film, Kör Talih gibi uzun metraj filmleri ve 10 bölümlük TV dizisi olarak yaptığı ve 10 Emir'i yorumladığı Dekologlar en bilinen çalışmalarıdır.
kalbimi la double vie de veronique ile kazanmış, dünyanın en önemli yönetmenlerinden biridir. kadim dostu zbigniew preisner'in başarısında çok büyük bir rolü vardır. zira gerek dekaloglar, gerek veronikanın ikili yaşamı, gerekse üç renk üçlemesi olsun, preisner'siz daha kuru, daha anlamsız olurmuş.
ayrıca kieslowski ve preisner'in yarattığı 'van den budenmayer' karakteri ise preisner'in mahlası mahiyetindedir.
Sorgulatir. Her seyi ve herkesi sorgulatir. Bazen dökülen kahve fincanini, islanmak isteyen şekeri veya idam edilmeden önceki son sigarayı. Haddime değildir ama cok buyuk bir insandir.
ismini her gördüğümde heyecanlandığım yönetmen. Burada sıkça karşılaşmayız. Renkler harika. Dekalog lar keza öyle. Sinema ile edebiyat arasında yaptığı karşılaştırma harika ki ben de öyle düşünüyorum. 'Sinema edebiyattan ilkel bir araç. sinemanın dünyayı değiştirebileceğine inanmıyorum.' Gibisinden bir şeyler söylemişti.
--spoiler--
"Sinema hiçbir şeyi değiştirmez; ama insanların bir çok şeyi anlamalarını sağlar. Dünyayı değiştirecek olan şey filmler değil, o filmleri izleyen insanlardır."
--spoiler--