bir işveren ültimatomu. "işine gelmeyen varsa kapı orada" şeklinde restle sunulanı da vardır. oysa daha 5 gün önce yüklü miktarda ödeme almış ve hesabındaki para ve ödemeler dengesi sağlamdır.
yeni moda. böyle insanlar kapitalizmi okuyup ama onun ahlaksal eleştirisini okumayı unutmuş olan insanlardır. aynı şekilde, kriz var sigorta primlerini düşürüyoruz diyenlerde vardır ki bu resmen devleti kandırmaktır ve şikayet edilmelidir. adam zaten sigorta primini yahut maaşını düşürmüş, ne kazanıyosun ki ne kaybedicen? şikayet et gitsin. şikayet edenler olmadığı sürece, daha çok parayı verenler düdüğü çalarlar, hatta verilmeyen paralarla o düdük önce zurna, sonra trompet sonra da saksafon olur söylim ben.hukukçu değilim ama devletten para kaçırmanın şahsi şikayet olarak başvurulması sonrasında kamu davası olacağını ve o adamın o davadan paçasını kurtaramayacağını da biliyorum. devlet lan. her halukarda söke söke alır o parayı, başka şey olsa güvenmemde. söz konusu devlete borçlanmak olunca yargıya güveniyorum fevkaledenin fevkinde.
- işler nasıl abi?
+ valla kriz geldi çok şükür, maaşlarda indirime gittik. birkaç yeni villa daha aldık.
- şu kriz ne iyi bir şey abi ya.
+ ilaç gibi geldi şerefsizim.
pek çok küçük burjuvanın köylü kurnazlığıyla giriştiği olaydır ama çok da risklidir çünkü şirket için iyi elemanlar kriz sonrası buldukları ilk fırsatta o işyerinden güle oynaya istifa edeceklerdir.
krizde oluşan "bindirimlerin" cebimizdeki indirimlere olan etkisidir.memurun başına adı zam yaptık gibi gelsede alenen söylenmez ve totel faizlerin zamlara oranı her daim 1'den büyük çıkmaktadır.
kriz olmadığı zaman hayvanlar gibi kar ederken maaşları yükseltmeyi aklından bile geçirmeyen işverenin ikiyüzlü söylemi. işsiz sayısının çok olması, dolayısıyla yeni personel almanın çok kolay olması ellerini güçlendirir bu allahsızların. ya sabır deyip sabredip ilk fırsatta terk etmek gerek bunları.