kredi kartıyla borçlananlara dürüst gözüyle bakmam

entry46 galeri0
    41.
  1. "napayım seks işçisi mi olayım laan?" diye cevap verilesi hede.
    0 ...
  2. 40.
  3. bankaları siktir edip faizli krediyi bitirdiğin zaman, insanların kredi çekmeden ortalama bir hayat yaşamalarına olanak sağladığın zaman sözüne güvenicez.
    0 ...
  4. 39.
  5. bankaların çoğunu s.tir et, inanalım. faizsiz düzenek geliştir ve yerleştir bu ülkeye tebrik edelim. en baba bankanın bile faiz uygulamasını ve halkı düdüklemesini engelle, tebrik edelim. boş lakırtı.
    0 ...
  6. 38.
  7. yıllarını yalan söyleyerek geçirmiş bu zatı pek muhterem olmayan kişinin,şahsı ile ilgili yazılan tüm olumsuz yazıları,edilen beddua ve küfürleri, sonuna kadar haklı çıkaran rezil bir sözdür.
    0 ...
  8. 37.
  9. kendisi tek kerede doğan holdinge 36 milyar lira kazandırırken aynı şeyleri düşünemeyecek kadar medya dostu aramakla meşguldü. geçenlerde de vegi borcu faizlerini mi sildi ne? bu vesileyle posta koyup hizaya getirdiği düşünülen aydın kardeş iki buçuk trilyon ceza ödemekten kurtuldu mu kurtulmadı mı? şimdi kim daha dürüst acaba?
    0 ...
  10. 36.
  11. 35.
  12. 34.
  13. bunu söyleyen kişi aynaya da bakmamalıdır,zira dürüst görme olasılığı daha düşüktür.
    0 ...
  14. 33.
  15. Esfender Korkmaz
    6 Ağustos 2009
    11 Mayıs 2011 vadeli tahvil faizi spot piyasada yüzde 9.92'ye geriledi. Merkez Bankası da gecelik faizleri yüzde 8.25'e düşürmüştü. Bankaların Merkez Bankası'ndan borç aldıklarında verecekleri faiz de, yani borç verme faiz oranı da yüzde 10.75'e düşürülmüştü.
    Halen bankaların mevduata verdikleri faiz de yüzde 9 dolayındadır. Bir milyon liranın üstüne verilen faiz, yüzde 10-11 dolayındadır.
    Üst üste küçülmenin yaşandığı bir ekonomide faizlerin düşmesi, resesyondan çıkışta etkili olur.
    Faizler düşerse, tüketim harcamaları artar. Çünkü, para harcamanın maliyeti düşer. Faiz yüksek ise harcama yapan bu yüksek faizden vazgeçecektir. Yani harcamanın maliyeti yüksek olacaktır.
    Örneğin yüzde 9 mevduat faizinin, mevduat sahibine reel getirisi çok düşüktür. Mevduat üzerindeki yüzde 15 oranında stopaj yoluyla alınan gelir vergisini düşersek, geriye 7.65 net faiz kalır. Bir yıl sonra yıllık enflasyonun yüzde 5 olacağını tahmin edersek, bu gün mevduat yatıranın bir yıl sonra eline reel faiz olarak yüzde 2'nin altında reel faiz geliri olacaktır. Tüketici bu kadar düşük faizi önemli göremeyip, ihtiyaçlarını karşılamayı daha uygun görebilir.
    Bu nedenle faizlerin düşmesi, tüketimi artıracaktır. Talep artışı, resesyondan çıkışı hızlandıracaktır.
    Tüketimin ve talebin artması için mevduat faizi yanında tüketicinin kullandığı kredi faizlerinin de aynı paralelde düşmesi gerekiyor.
    Bankalar Merkez Bankası'na yüzde 10.75 faiz vererek, mevduata yüzde 9 faiz vererek kullandıkları paraları, en az yüzde 100 kârla tüketiciye satıyorlar.
    Bankalar vatandaşa yüzde 9 faiz veriyor. Takriben, yüzde 1 de, munzam karşılık ve diğer maliyetleri hesap edersek, mevduatın bankalara maliyeti yüzde 10'a çıkıyor. Bu şartlarda bankalar, ihtiyaç kredisinden yüzde 122, avans çekenlerden de yüzde 410 kâr elde ediyorlar.
    Kredi kartı kullananlar, istediklerinde kredi kartından avans da çekebiliyor. Aslında avans çekmek de, bir nevi ihtiyaç kredisidir. Banka da, kartı kullanan da bu durumu aynı şekilde algılıyor.

    BANKALARIN TÜKETiCiDEN ALDIKLARI FAiZ ORANLARI

    Aylık Yıllık
    iHTiYAÇ KREDiSi 1.69 22.3
    TAŞIT KREDiSi 1.64 21.5
    EV KREDiSi 1.32 17.0
    AVANS ÇEKME 3.49 51.0

    Mevduatın iki katı veya beş katı faiz, tüketim harcamalarını kısıtlıyor. Eğer kısıtlamıyorsa, denize düşen yılana sarılır misali, aç ve mecbur kalanlar bu avansı kullanmak zorunda kalıyor demektir.
    Öte yandan, yıllık Libor faiz oranı yüzde 0.5 iken, Türkiye'de bankaların halen aylık faiz uygulamaları, piyasa düzenini bozuyor. Aylık faiz ekonomide belirsizliğin bir göstergesidir. Ekonomik istikrar olsa da, aylık faiz uygulaması belirsizlik imajı yaratıyor. Ülke riski artıyor.
    Yasalar, MB yoluyla banka kartları faizlerine azami sınır getiriyor… MB mevduat faizlerinde azami faizi ilan ediyor. Gecelik faizleri ve bankaların kullandıkları faizi ilan ediyor. Ancak bankaların tüketicilerden ve yatırımcılardan aldığı faizi serbest bırakıyor.
    Bu demektir ki piyasa tek taraflı rekabete açıktır. Kaldı ki, bankalar kendi aralarında kartel oluşturmuş... Kredi faizlerinde, aşağı yukarı aynı faizi alıyorlar.
    Düşük faiz, yatırım ve işletme kredilerine de aynı şekilde yansımıyor.
    Yani her şey bankaların daha yüksek kâr sağlamaları üstüne çalışıyor.

    http://www.ilk-kursun.com...kalar-1e-alip-5e-satiyor/
    0 ...
  16. 32.
  17. bu sözü söyleyen adamsılar, tükürdüğünü yalayarak doğru yolu bulup, bu konu ile ilgili bir yasa çıkartmıştır.
    1 ...
  18. 31.
  19. insanlar artık çıldırmış durumda. ama hala bu sözleri söyleyenler başta.

    Kuşadası'nda yürekleri ağıza getiren film gibi banka soygunu girişiminin nedeni ortaya çıktı. Polis tarafından gözaltına alınan ve kendisini "Çilekeş" olarak tanıtan şahıs, soygun girişimine kredi kartı borçlarını ödeyebilmek için kalkıştığını söyledi.

    http://www.haberturk.com/...cat=200&dt=2009/05/13
    0 ...
  20. 30.
  21. dürüst olmayan birinin kimseden dürüst olmasını bekleyemeyeceği bir gerçeklik sözüdür.
    2 ...
  22. 29.
  23. "napsın! senin çalık grubu gibi kartla değil de tonla mı borçlansın. o zaman dürüst mü olacak. dürüst olması için senin torpilinle usülsüz kredi mi kullansın. ederinden fazla kredi mi versinler çalık gibi" diye nidalara sebebiyet verecek bir söylemdir.
    2 ...
  24. 28.
  25. hayatında hiç çalışmamış, fatura ödememiş birisinin sözüdür.
    1 ...
  26. 27.
  27. akp taraftarlarının içinde bile neredeyse yarıya kart borçlu olduğu düşünülünce alkışlanmaması gereken sözdür. her ay düzenli ödeme yapılsa bile önceden yapılan taksitli alışverişler de borç kapsamındadır. düşünün, iş sahibisiniz, geliriniz belli. hesap yapmışsınız ve bir mobilya takımı ve televizyon almışsınız. maaşınızla ödemeleri rahatlıkla karşılıyorsunuz. sonra hop kriz bahanesiyle atılıyorsunuz işten. ne olacak o taksitler? şimdi düzenbaz üç kağıtçı mı oldunuz? yazıktır, günahtır. ağızdan çıkan lafları sarfetmeden 2 kere düşünmek gerekir. hele bunu söyleyen bir başbakansa 10 kere düşünmesi gerekir. millet kartını ödeyemez hale kendi kendine gelmiyor.
    2 ...
  28. 26.
  29. 25.
  30. işinden çıkarılmış ve RTE'nin özel siparişiyle ÜÇÜNCÜ çocuğunu dünyaya getiren zavallı vatandaşın
    çocuğuna süt alabilmek için (yine RTE tarafından) maruz kaldığı söz öbeği.

    (bkz: recep tayyip erdogan in 3 cocuk yapma cagrisi)
    4 ...
  31. 24.
  32. ayda 900 tl maaşla çalışan bir konfeksiyon işçisi.

    6 ay maaşı ödenmedi.

    evine yiyecek almak için kredi kartı kullandı.

    patronu bütün makineleri bir gece yarısı kamyonlara yükleyip kayıplara karıştı.

    kriz yüzünden kimse ona iş vermedi; 3 ay daha işsiz gezdi.

    2 çocuğuna yedirdiği ekmeği bile kredi kartıyla almak zorunda kalıp 9 ay sonra onbinlerce lira borçla ev sahibi tarafından sokağa atılan aileye ne güzel yakışan(!) söz!

    (bkz: yılmaz özdil gibi yazı yazma rehberi)
    3 ...
  33. 23.
  34. millete kalkıp cahil, eğitimsiz, geri kafalı diyenlerin başbakanın bu sözüne neden içerlediğini pek anlamadım doğrusu. gelirinden daha fazla kredi kartı harcaması yapanların dürüstlüklerine siz mi kefilsiniz. kaldı ki, kredi kartı ömrü hayatında kullanmaış biri olarak çevremde bu dertten muzdarip insanların feryad figanlarına hak vermem söz konusu bile olamaz. üklenin ekonomik hali ortada. insanlar bırakın kredi kartı kullanmayı, evine akşam ekmek götüremiyor. sıf boğazına, giyinmesine düşkün olup gereksiz borç batağına girenlerin birden yandım allah nidalarıyla etrafta dolaşmaları kime samimi geliyor ki, bana gelsin.
    1 ...
  35. 22.
  36. muammanın daniskasıdır.
    faizle borçlanıp, olmayan parayı harcamak berbat bir şeydir evet, keşke hiç kullanılmasa. ama bu adamın dürüstlüğünü sorgulamak da kimsenin haddine değildir. ak'a ak derken, karaya da kara deyin biraz. sanki çok refah içinde yaşayan bir milletiz, hepimizin bir eli yağda öbürü de balda da keyfe keder yapıyoruz bu borçları.
    1 ...
  37. 21.
  38. ahlak lideri başbakanımızın kredi kartıyla işi olmayıp, borçlarını devlet hesabına yazdırdığından belirsiz bir rahatlıkla kullandığı güzel söz.
    2 ...
  39. 20.
  40. olsa olsa bir banka patronu saçmalamasıdır bu.

    ama o da ne? aynı anda 1500 kişiyi işten atan bir bankanın* ex-personelinin kredi kartlarının taksitlerini bedenlerini satarak ödemesi gerekiyor ahlâklı/dürüst olabilmeleri için.

    tuzu kuru vıcık vıcık ellerinden fışkıran paranın sesi olsa gerek bu pervasızlığın nedeni! iyi ki bunlar başbakan felan olmuyor.
    2 ...
  41. 19.
  42. meydanlarda ve meclis kürsüsünde 2001 yılında şu kadar beyaz eşya satılmıştı 2008 yılında bizim dönemimizde şu kadar satıldı diye övünürken dürüst gözüyle bakıyordunuz ama neyle alındığını sormuyordunuz.
    2 ...
  43. 18.
  44. sözün sahibine degil de orada alkıslayanlara daha sinir oldum nedense, ulan bir babayigit diyememis 'biz arkadas burslarıyla degil asgari ücretle cocuk okutuyoruz, borclanmayalım da ne yapalım' diye. hay sizin kalıbınıza. alkısla belki sana da ekmek cıkar kemiksiz herif.
    tanım: haşmetli padisahımız, birinci recep tayyip erdogan hazretleri' nin buyurdugu söz.
    3 ...
  45. 17.
  46. peki kime dürüst bakıyor tayyip, durumu.

    kime dürüst gözüyle bakıyor bakalım;
    1,5 milyar dolara yakın halkın parasını iç eden ihlas holding'e
    almanya'da ki katakulli deniz feneri'ne
    sabah gazetesini satın almak için 1 milyar dolar kredi çeken çalık grubuna,
    ihalecilere,
    mezarcılara,
    hırsızlara,
    ayet satıcılarına,
    avrupa'da cami cami gezip para toplayan din simsarlarına.

    dürüst gözüyle baktıklarını gördükten sonra tayyip'in gözünde dürüst olmamak evladır.
    25 ...
© 2025 uludağ sözlük