zamanında 2500 lira maaşa çalışan bana 13.000 liralık kredi kartı vermişlerdi. tabi dibine kadar sömürdük. tabi ceremesini de çektim neyse krediyle falan kapattım.sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer hesabı şimdi 500 liralık bir kart aldım internet alışverişleri için kafam rahat.
Sokaktan geçene bile verilen bu Melet yurtdışı çalışanı olmam ve bu sebepten Türkiye'de işsiz görünüp SGK lı olmamam sebebi ile online başvururum reddedilmişti. Sonrasında şubeye gidip siz kimsiniz bana kredi kartı vermiyorsunuz ahanda işim, ahanda maaşım demem sonucu hayatımda ilk defa kredi kartı almama rağmen 20 bin TL limitli verdiler. Bu bankalar çok tutarsız.
Kullanmayi bilmeyenler icin tuzaktir, bir tanidigim harcama yapip odeme yapmayi unutuyorum diyordu.
Babam hep nasihat ederdi, kendi parani harcamiyorsun o yuzden dikkatli kullan diye.
Bende duzenli kullanmayi ogrendim sonunda. Simdi 20 bin dolares limitli Bank Of America kartimiz var.
Günümüzde kredi kartı gerek kullanım kolaylığı olsun, gerek işlevselliği olsun birçok kolaylık sağlamakta. Hangi kredi kartı bize ne gibi avantajlar sağlıyor, kredi kartlarının özellikleri, kullanım şekilleri ve getirdiği ekstra avantajları https://www.kredikarti.gen.tr bloğundan inceleyerek öğrenebilirsiniz.
Olmayan meblağların geleceği ipotek altına sokmakla oluşturulan kartı. Kredi kartı dağıtımı örgütsel bir şebekeye benziyor. Borçlandır, belini bük ve boynuna boyunduruk tak. Borç gündüz vakti ızdırap geceleri ise zillettir. Boynuna urgan geçirilmiş, rakamların hükmü altındaki bir köle önce derdinden/borcundan dolayı anlamını yitirir, sonra apolitik olur. Tam da devletin istediği vatandaş tipi. Geçtiğimiz senelerde düşük profilli bin/ali bey şöyle buyurmuştu: "bizim hedefimiz herkesin cebine kartı koymaktır. Şu an kullanılan kart sayısını yükseltmektir..."
Takdir edilir ki olan paraya hesap kartı gerekir ve ancak olmayan para için "herkes" ifadesi kullanılır. Çocuğun ismi: kredi kartı. Borçlandır ve yönet. Ekonomik durumu bozuk bir insanı yönetebilirsiniz ama Müferreh bir insanı yönetmek zordur. Kimse de çıkıp demedi, sayın bin/ali bey, kartlar cepte kırılır şunları cüzdana koyalım diye. Hasılı, ne yöne bakacağını bilmeyen toplumuz. Kart mühim.
şimdi bakıyorum avrupa ülkelerine almanya fransa gibi ekonomileri çok ileride olan ülkelerde (almanya 3 fransa 5 dünya ekonomisinde) kredi kartına ulaşım zor. zaten bu ülkelerde kredi kartı kullanım oranı yüzde 5 ti en son. şimdi türkiyeye bakıyorum maaşı ve işi olmayan üniversite öğrencisinin bile özel bankalara 10 bin tl borcu var. lise öğrencisinde bile kredi kartı mevcut. nasıl veriyorlar bu kartları devlet bir düzenleme getirmiyor mu anlamıyorum.
sizi farkına varmadan 1 ay içeriye sokan kart. misal başladınız alışverişe ne varsa aldınız sonra maaş yattı ödediniz borcunuzu ama o da ne maaşınız da bitti. bu sefer başlıyorsunuz kredi kartından alışverişe ve ay sonu tekrar maaş yatınca kredi kartını öde ve elde kalsın sıfır. yani aslında her maaş yattığında sıfırlanıp ayın kalan günlerinde eksiye düşerek devam ediyorsunuz, olmayanı harcıyorsunuz.
ben banka kartı kullanıyorum size de tavsiye ederim. kredi kartının alıp banka kartının alamayacağı veya geçmeyeceği yer yok. tek farkı hesabınızda para olmadan kullanamazsınız yani eksiye düşme gibi bir imkanı yok. bu da size ayağınızı yorganınıza göre uzatma şansı verir.
4000 lira limitli kart aldım bilgisayar aldığım zaman taksit yaparım diye. Ama mesela aklıma parfüm kıyafet vs geldiği zaman kredi kartından alıyım nolcak diyorum kendi kendime, sonra zor dizginliyorum kendimi borç yapmamak için. Biraz illet bir şey.
zeka yoksunu olmayan insanlar için nimettir, ihtiyaçtır. sen miden guruldarken 9238098 ay taksitle macbook, ayfon kovalarsan tabi ki seni patlatır o kart.
Bataklıktır.. bir kere kullandınız mı sıçtınız demektir.. o bataklıktan asla kendinizi kurtaramıyorsunuz.. ben kendimi kurtardım allah sizleri de kurtarsın.. param varsa alıyorum yoksa almıyorum..
Geliri olmayan adamın cebinde 6 tane kredi kartı var. Üniversite okuyan arkadaşımın 3 bin TL kredi kartı borcu var. Ve bu adamlar kredi kartı sayesinde cafeler de harcama yapıyor. Bu cafelerin çoğu da yabancı firma. yani diyeceğim şu borç para ile ne yazık ki yine yabancı sermayeyi zengin ediyoruz.
2000'li yılların başında yoldan geçene dağıtılarak tüketim toplumu oluşturmuş bir illettir. içinde bulunduğumuz krizden daha büyük yara almamıza sebep olacak zira neredeyse herkes bu illetler yüzünden borçlu.
hanım ara ara "alalım bizde bir kart ne olacak ki harcamamız belli zaten dikkat ederiz" diyor ama o iş öyle olmuyor işte. sonra kart için kartı ödemek için çalışıyor insan. sisteme ne kadar az bağlı olursak o kadar sorunsuz yaşarız.
Özellikle türkiyede insanlarin kullanimi konusunda ciddi bir egitim almasi gerek. Pesin fiyatina taksit yapiyorlarsa neden kredi karti ile taksitle almayayim demis birisi; Neden sürekli borclu olmayi bu kadar rahat karsiliyorsunuz?
Ay sonunu getiremeyip acil ihtiyaclarini bu kartla karsilayanlara lafim yok. Fakat zarada bi gömlek, bi canta alip bunu taksite baglayan ablalari görünce sasip kaliyorum.
üniversitede peşinize takılıp neredeyse silah dayayıp çıkartmaya çalışılan bir kapitalist sistemin oyunu .
edit: genelde güzel kız seçerler ilgi çeksin diye ama yer mi anadolu cocu yemez .