acaba bi kredi kartı çıkartsam nasıl olur? çıkartmalı mıyım, çıkartmamalı mıyım? aslında olsa fena olmaz. yok yok başa çıkamazsam altından kalkamam... gibi psikozlara girmenize sebep olan sahipsizlik.
öğrenci veya bekar adam için ne kadar diretse de olmayacak iştir. üniversiteye başladıktan 4 yıl boyunca kullanmayacağım kullanmayacağım diye yırtındım. en sonunda bilgisayarım eskidi yenisini toplamak gerekti. öğrenci olduğumuzdan ha deyince en aşağı 1 milyar parayı nerden bulacaksın. e düzensiz adamsız biriktirmesi de zor. o yüzden 2 karta birden başvuru yapılıp taksitlere girişildi.
Hadi evli mevli olsan, sallıyorum LCD tv alacağım desen 3-5 ay kenara bir şey koyabilecek kadar disiplinli olursun da bekar olunca böyle şeyler uzak oluyor genelde.
çok ufak bir sebepten popoma uygulanan pressure'dan dolayı tövbe ettiğim olaydır kredi kartı kullanmak.
o sebeptendir ki ben bu eğlemi yapanlar içersindeyim, mutluyum ve huzurluyum...
bir bakıma uzun vadeli borçlanmaktan kurtarır insanı.
ya nakittir borçları, yada ay sonunda ödenmek üzere, taksitsizdir. (iş bu entry'de borçlunun senetle de olsa taksit yaptırmadığı varsayılmıştır)
dolayısıyla cebe gireni de, çıkanı da - ki özellikle çıkanı - daha rahat kontrol altına almayı sağlar bu eylem.
kişisel olarak, takdire şayan bulsam da, beceremedim ben bir türlü bunu.
şu taksitler bitsin, kesin iptal edeceğim ama!
şu ekonomik durumda özellikle ve özellikle türkiyede eve giderken baş ağrısı çekmemektir. ama bu konuda halihazırdaki başbakan veya maliye bakanı konuşacak olsaydı türkiyede kredi kartları sorun yaratmıyor ekonomi de mükemmel derdi. bu kadar vurdumduymaz nasıl olunuyorsa artık orasını bilmiyorum, dalga geçer gibi.
birincisi, cebinde nakit taşıyarak hayatı risk altındadır. can güvenliği çok az bu istanbul da. kredi kartını çalan bir tarafına soksun ne işine yarar.
ikincisi, evini geçindirmede sorunu olmayandır. ay sonunda bütçesinde açık vermiyor belli. yoksa eksi durumu nasıl kapatacak ?
üçüncüsü, taksitle mal almayıp, peşin satın alandır. allah daha çok para versin. gözümüz yok.
dördüncüsü, çok dindar biridir. hiçbir bankayla ilişkisi olsun istemeyendir.
beşincisi, asgari ücretli birisidir, banka adam yerine bile koymayıp kart vermemiştir, o da kullanmıyorum diye durumu kurtarmıştır.
parasi olanlarin yaptigi eylemdir. parasiz gezenlerinse neredeyse her bankadan bir tane var masallah. borc yigidin harcidir nasilsa ama cogunun ebesi belleniyor, intihara kadar gidiyor bu is.
tüketim iradesine hakim olamayanların, gelir gider dengesini hesaplamaktan aciz olanların tercih etmesi gerekendir. zira, türkiye'de sanılanın aksine durum "abi kredi kartı diye birşey var. acayip güzel! kartın içinde bir adam var çok zengin, o senin yerine yaptığın bütün alışverişlerin parasını veriyor. ehe ehe. ne güzel demi?" değildir. o kartın içinde bir adam yok sevgili dostlar. Yaptığımız harcamaların parasını da zamanı gelince eşşek gibi bizler veriyoruz maalesef. aman dikkat!!
iradeye bağlı olarak doğru veya yanlış olabilecek olay. eğer harcama manyağı bir insansanız ve kendinize hakim olamıyorsanız illaki kredi kartı zararlıdır. tersine kendinize hakimseniz ve yerinde kullanmayı bilirseniz de taksit gibi avantajlarıyla birlikte kredi kartı yararlı olabilir. kanımca en doğrusu ne olur ne olmaz mantığıyla belli bir limit konulmuş kredi kartına sahip olunmalıdır. böylece çok gerekmedikçe kullanmamış olursunuz.
Bahsi geçen eylemin bir sol-sosyalist siyasi görüşün bir sonucu değil , sağ-kapitalist siyasi görüşün dayattığı bir zaruret olduğunu idrak edemeyenlerin ana avrat solculara sövme adına kullandığı bir saçma ötesi fikirden ibaret , solculuğu sanki sadece " kredi kartı kullanma-kullanmama " eylemine indirgeyerek niyetini basitliğin ve saflığın ötesine geçerek art niyetli bir şekilde hönküren idrar yolları ihitabından da kötü bir idrak yolları yolları iltihabı hastalığının yan etkisi olmuş ifadedir. Hatta bir keresinde hiç unutmam ; che ile birlikte bir milyon adet kredi kartını bolivya dağlarında yakmıştık. Dermişim!* Koçum bir tane ekmek alacak parası olmayan , çocuğunun okul ihtiyaçlarını yerine getiremeyen , karnını doyuramayan işsiz insanlardan bahsediyoruz. Porsche marka araba almak için bankadan kredi çeken insanlardan değil!
*Başık sahibi Aybars Lebib'tir.
Türkiye'de çıkarılan ilk kredi kartı Diners Club'dır (1968). Diners Club'tan sonra Türk Ekspres Havacılık ve Turizm Limited şirketi " American Express " kartları ile piyasaya girmiştir. Bu iki kart 1975 yılına kadar rakipsiz olarak faaliyetini sürdürmüştür.
1975 yılından sonra Eurocard, Mastercard ve Access kredi kartları piyasaya girmiştir.
1980 yılından başlayarak bankalar da kredi kartı uygulamasına geçmişlerdir. Bu dönemde farklı tiplerde ürünler ortaya çıkmıştır. (gold, classic vb.)
1984 yılında Visa'nın Türkiye Ofisini açması ivmeyi artırmıştır.
1987 yılında ilk ATM hizmete girmiştir. Yine 1987 yılında diğer bireysel ürünler olan konut ve araç kredileri hayatımıza girmiştir.
1988 itibariyle banka kartları, fatura ödemeleri ve yatırım ürünleri bireysel bankacılık kapsamında sunulmaya başlamıştır.
1990 yılında BKM A.Ş. kurulmuştur. (13 özel ve kamu bankası ortaklığı ile, mesaj yönlendirme - switch hizmeti vermek amacı ile)
1990'lı yıllarda yapılan harcamalar ile puan kazanım ve bu puanların kataloglardan ürün seçimi şeklinde kullanımı başlamıştır.
Türkiye'de ilk elektronik POS Terminali 1991 yılında kullanıma girmiştir.
yılında Europay/MasterCard Türkiye ofisi açılmıştır ve kart artışı iyice hız kazanmıştır.
1997 yılında ilk ortaklı (co-branded) kredi kartı piyasaya çıkmıştır.
1999 yılında ilk çok ortaklı (multi-branded) kartlar hayatımıza girmiştir. Tüketici aynı zamanda taksitli kredi kartları ile tanışmıştır. Ayrıca katalog ve puan uygulamaları farklı bir boyut kazanarak, kazanılan puanların anlaşmalı işyerlerinde nakit gibi harcanabilmesi gibi özellikler pazara sunulmuştur.
Günümüzde 13 banka tarafından yaygın bir şekilde müşterilere (hem tüketiciler, hem de işyerleri) bu ürünler ve hizmetler ulaştırılmaktadır.
/alıntıdır./