kredi kartını, düzenli bir şekilde ödeme yaparak kullanan müşteriyi, zaten bankalar sevmez. borç yapacaksın ki, faizler ile banka coşsun. hatta icralık olmalısın ki, iyice sömürsün seni. yoksa, düzenli ödeme yapan müşteri bankayı kullanır ki, bu da bankacılığın (aslında tefecilik) ruhuna ters.
başta bankaların zorla sizi sahip etmek istedikleri acayip bir şekilde zorla nerdeyse cebinize giren sonradan faiz oranı olarak dünyaları size köstürendir.Normal faiz oranlarının 4 katıdır.Ama tüketici hakları mahkemeleri vb. sorumlu olan kurmlar kişiler asla sorumluluğu üzerine almaz.Asgari borcu ödeyerek ancak borcunuzu 2 yılda bitirebilirsiniz.
Hiç ödenmeyeceğini sanıp bilinçsizce yapılan alışverişlerin, tıpkı mahşer gününde elinize verilen kitap gibi hesap kesim günü itibariyle elinize verilen kağıdın cezasıdır.
kredi kartı işkencesine son verince olmayan borçtur.
bu insanın halihazırda olan borçlarını azaltmıyor.
ama en azından her ay ekstrede bankanın size 'ekstrelediği!!' faizleri gördüğünüzde enayiliğime doymıyayim lafını söylmenizi engelliyor.
An itibarı ile aranılıp hakkımdan hukuki işlem başlatılacağını öğrendiğim borç batağı silsilesi. Telefonun diğer ucundaki hatun kişisinin sesi olayın başa gelebilecek kötü bişey olmasını aklınızdan çıkarıyor olsa da. Pelinciğim ödediğim dekontu ona fakslamamı istedi. Burdan peline sesleniyorum bankanızdan limitsiz kart alırsam benle yemeğe çıkar mısın ?
(bkz: Boka batmak)
harcadıktan sonra limit yükseltme bilgisi verip dünyanın en geniş spekturumlu kazıklarını yemenize sebep olan hadise.şeyi tutmak, şeylere yan basmak demenin öz türkçesi.