kral çıplak hem de diskoda zirvesi

entry109 galeri0
    105.
  1. üzerine çok yazılıp çok çizilmiş. ilgili kısımdaki konuşmaları merak edip videosunu bulamadığım zirvedir.
    (bkz: hanım koş rezil olmuşuz)
    0 ...
  2. 104.
  3. sanat denilen şey ancak az kişi sevince mi oluyor?

    neden herkesin hoşuna gidebilecek bir şey daha değersiz görülüyor?

    bir eserin basit ve vasat olduğu için değil de popüler olduğu için dandik sayılmasının mantığı nedir?

    bu ağzından sanat kelimesini düşürmeyen arkadaşlar ismail yk'nın şarkılarının neden bir "sanat eseri" olmadığını gerçekten yazı dilinde ve mantıklı cümleler kullanark açıklayabilirler mi?*
    zardan adam birkaç tanesi dikkat çekip popüler olsun diye yaptığı parçalar da dahil olamk üzere vasat ve basit şarkılar yapmıyor mu ki örnek olarak verilebiliyor?

    kurban, "kendini, ancak o zaman kendini zeka istiyen bir şey yaptığını sanacağı için popüler kültürden uzak kalmak isteyenler"i kaybetmemek için yaratılmış ve popüler kültürün dışında gibi görünen fakat aslında alakası olmayan gruplardan birisi değil mi?

    öyle olmasa, neden davulcusu hiç bir boktan anlamayan müzik meraklıları tarafından türkiye'nin en iyi davulcusu olarak görülsün ki? kendilerine öyle sunulduğu, çok farklı bir şey yaptıklarını zannaderken gayet de herkesin yaptığından farksız bir şey yapmadıkları içindir belki. ayrıca dinleyici kitlesinin çoğunu yaptığı cover albümden sonra, ancak bir başkasının yarattığını yorumlayarak elde etmiş bir gruptur kurban. çok orjinal şeyler yaparak değil.

    ayrıca sanatçı deyip durarak isimlendirdiğiniz insanın neden farklı olması beklenmektedir. neden her insan gibi "bir kere geldiği" hayatta para kazanıp istediklerine kavuşmayı amaçlanması birisini rahatsız etmektedir?

    para kazanması için sonuçta birilerinin sevmesi gerekiyorsa ve ancak bir çok kişi sevdiği durumda bu gerçekleşebilecekse, neden bu olduğu durumda artık popülerleştiği için popüler kültürün bir parçası oldu denilerek kötüleniyor?*
    hepsinden ötesi kim ki kendisini bir başkasından üstün görerek sevdiği şeyi dinlediği için kendisinden düşük seviyede görüyor ve kendisi dinlediği farklı bir şeyden dolayı kendisini daha kültürlü görebiliyor?

    ismail yk'nın yaptığı müzik komplike değildir, bir yenilik katmaz belki ama sonuçta ortada eğer parçalar çalıntı değilse "yaratılmış bir şey" vardır (kim yarattıysa artık, yk sadece söyleyip şovunu yapıyordur herhalde). kendisi bir şey yaratmamış insanların buna saygı duyması gerekir. ismail yk kendisini dinleyen insanların mutlu olmasını sağlarken geçimini sağlar, "onun kadar kazanamayacakların" buna saygı duyması lazım. ortada dönenin bir para piyasası olduğunu görmek lazım. türkiyede kurbanın, yurt dışında slipknot'dan bir farkı olmadan "underground gençleri de kazanalım" diyen medyanın bir ürünü olduğunu unutmamak lazım.

    eğer örnek vereceksen de satriani, malmsteen gibi virtüozleri veya loreena mckennitt gibi gerçekten çok yetenekli insanları örnek verebilirsin ki ancak bu insanlar yetenekleri sayesinde bir şeyden ödün vermeden istedikleri şeyi yaptıklarında ortaya çok güzel şeyler çıkarıp edindikleri hayran kitlesi sayesinde her yaptıklarından para kazanıp hayatlarını istedikleri gibi devam ettirebilecek insanlardır. tipi hayallerdeki alternatif karizma müzisyen gibi olmasa da ağsım cangündüz'ümüz var verilebilecek ama olmuyor değil mi? insan illa ki bir tarz, bir aşk hayatı, bir alternatiflik, farklılık veya zorlu bir geçmiş arıyor ki kenarda köşede saklı kalmış bir şey bulmuş olsun, bir başkasının anlayamadığını anladığını hissetsin. sonra da televizyonda yüzeysel şekilde konuşuyor.

    aylin aslım'a bakılacak olursa da kendisi hem hoşuna giden şeyi yapmaktan uzaklaşmadan iyi bir kitle edinmiştir. hatta belki hoşlandığı şeyden hiç uzaklaşmamıştır. tam sevdiği şekilde, sevdiği şeyler yapıyordur. kendi tarzında da gayet başarılı parçalar yapmıştır ayrıca kendisi. kurt cobain sadece tür bakımından yaptığı katkılardan dolayı mı ünlendi yoksa beginner seviyede kullandığı gitarıyla meydana getirdiği akılda kalıcı, güzel parçalarla mı? aylin aslım da benzer şekilde gayet basit şekilde de yapılmış olsa çok güzel melodiler çıkarmıştır ortaya. ha bunu kurt cobain'in yaptığı gibi hepsini tek albüme koyarak yapmamıştır o ayrı ki kurt bile daha sonra "aklım olsa şarkıları farklı albümlere dağıtır daha çok kazanırım" demiştir. sonuçta müziği hobi değil de meslek olarak icra eden birisinin daha çok kazanmayı istemesi yada en azından hakkı olduğunu düşündüğünü istemesi çok normaldir.

    edit: fakat söyledikleri için yaptığım kişisel yorumlar dışında, gayet normal bir şekilde, o kadar kalabalık, karşılarında ünlüler ve kameralar karşısında çoğu düşündüklerini gayet güzel şekilde ifade etmiş ve konuşmuş. kendimde güven eksikliği duymamama rağmen orada o şekilde düzgün konuşup düşündüklerimi burada yazdığım netlikte anlatabileceğimi zannetmiyorum. bu nedenle hepsini ayrıca tebrik ediyorum.
    2 ...
  4. 103.
  5. televizyondan izlendiği kadarıyla sözlük yazarlarının okan bayülgen ve aylin aslım tarafından belki de kasten yanlış anlaşıldıkları zirve.okan bayülgen uludağ sözlük yazarının verdiği kurban örneğinden sonra siz örnek aldığınız insanların, sanatçıların acı çekmesini mi istiyosunuz gibisinden konuyu çok saçma bir yere çeken sorular sormuştur.asıl anlatılmaya çalışılan ismail yk gibilerinin yaptığı şeyin sanat olarak nitelendirilemeyeceği, sanatçının maddi çıkarlara aldırış etmeden de iyi işler çıkarması gerektiği iken akıllı televizyoncu diye bildiğimiz okan bayülgen konuyu sanatçıların iyi iş yapabilmesi için acı çekmesi gerektiği şeklinde konuyla ilgisi olmayan bir yere çekmiştir.konunun oraya nasıl geldiği ve okan bayülgen'in sorması gereken daha mantıklı sorular varken neden öyle bir soru sormayı seçtiği ne yazık ki rating kazanma amacıyla açıklanabilir.belki de asıl ikiyüzlülük ismail yk'nın niteliksiz olduğunu her fırsatta ima eden okan bayülgen'in bunu ona söylemek şöyle dursun onu sürekli programına konuk etmesidir ve bunu da uludağ sözlük yazarlarına fırsat vermeden üstü kapalı şekilde geçiştirmesidir.
    6 ...
  6. 102.
  7. sözlükçülerimizin konuştuğu bölümünü daha yeni izlediğim ve sayesinde gülmekten altıma sıçmama ramak kalan dakikaların geçtiği zirvemsidir.

    bu konuşan arkadaş da, orda onun konuşmasına müsade edenler de sözlüğü bıraksınlar lan. ya da açıklasınlar kendilerini, onları okuyup daha çok gülelim. *

    şimdi, siz şimdi orada öyle öyle konuştunuz ya, ben size hakikaten kendimden fazla değer verdim, vay amına koyayım dedim. çok cool buldum. *

    1. kurban da ne kurbanmış arkadaş! sen orada o kadar sayınca ben de arkasından bir led zeppelin, pink floyd, queen falan bekledim.

    2. hakikaten harikasınız. ulan 10 liralık cd'yi niye taksitle alıyorsun? 10 lira iki günde birikir zaten, paran yoksa sikinin keyfini tut biraz, üçüncü gün al yani.

    3. popüler kültür dediğin ne senin arkadaş? metallica bile popüler kültüre ayak uydurmak durumunda kalıp sizin algınızın yetmeyeceği müzikler yapmıştır ve bunun gibi bir sürü "sanatçı" vardır. "şunu biliyor musunuz, bu böyle mi?" orospuya sikiş öğretmeyin arkadaşlar, bilgisiz ve komik görünüyorsunuz.

    ulan ben ortaokul öğrencisiyken nasılsa yemekhaneden yemek yemek yiyorum diye ailem bana para vermezdi. sadece dolmuş parası verirdi belki servisi kaçırırım diye. ben o parayı biriktirir, video kaset alırdım ama hepsi vhs idi, o yüzden boş beta kaset alırdım, sonra bir de onu çektirmek için para verirdim. bu kadar uzun süren, ve o yaşlar için çok para biriktirmeyi gerektiren bir işti. tutup da sizin gibi internetten indiremezdik, youtube'a girip izleyemezdik. arkadaşlarımız dvd'ye çekip veremezdi. sike sike satın alacaktık. büyük heyecandı bizim için. inanılmaz keyifliydi. aç kalırdık lan. ama alırdık. ben o yaşta dinlediğim, değer verdiğim müzik için bunu yapardım. siz bunu yapamayıp da 10 liranın lafını edecekseniz o grubu dinlemeye bile hakkınız yoktur, o heyecanı yaşamaya da hakkınız yoktur. zaten o grubun da sizin korumanıza ihyitacı yoktur.

    iki lafı bir araya getirememek nasıl bir şeydir? bu entryleri kaç saatte yazdığınızı düşünmeye başladım ben şimdi. of ulan. neyin içindeyiz amına koyayım! rezil olduk!
    3 ...
  8. 101.
  9. fotoğrafları upload edilmiş zirvedir. isteyen katılımcılar bana mesaj atsın ben de linki kendilerine atacağım. türküm doğruyum çalışkanım. *
    0 ...
  10. 100.
  11. zirve sabahi oturduk kritigini yaptik, zirveye katilan yirmi uc yazarin da ayni goruste oldugu zirvedir. ortada sozlugun yedigi bir ayar gorulmemektedir.

    hele bi dikkatli bakin, programa katilanlara "cemkiren" yazarlara.. facia, ayar, got olma gibi birbirine denk basliklara yazan yazarlarin buyuk bir bolumu ayni kisiler.

    > peki bu kisiler neden satasiyor?

    - sozluk zirvelerinde sanat konusuldugunu duymamislar.
    sen orada am got memeden konuyu acip, haci su kiz icerse verir mi dersen, beynine gidecek kan pipine gider, idrak yollari tikanmasi yasarsin. bu arada elbet hakkinda ileri geri atip tuttugun birileri sanat konusur, sanatciyi konusur, verilen degeri tartisir. bak, adriana lima cay istiyor, kos getir.

    - kekeleyip sozlugumuzu rezil ettiler, serefimiz iki paralik oldu, eksi bizimle tasak geciyor.
    eger o kadar cesaretin varsa; katilirdin programa ve konuyla ilgili konusurdun. konusurdun ama ne konusurdun? uzak kaldigin bir muhabbeti konusmus gibi yapar, sicip, sivar, tuy yerine kendini dikerdin. belki de mikrofonu yanindakine paslardin; ayni programi yarim yamalak izleyerek boku konusanlara attigin gibi. konusanlarin hicbiri basin sozcusu degil, tabiki heyecan yapacak. sen otuz yasina geldin de gozun sozlukte, kulagin televizyonda kic buyutmekten baska ne yaptin? ah dogru pardon, sen zirvelere katilip futbol ve seks konusuyordun.

    - disko krali nda dort kisiyi ozel olarak sozlugun konusmacisi secmisler, plan yapmislar.
    yahu bi siktir git derler adama. plan yapmayin plan! yok plan falan. kekeleyerek panik yaptilar diyorsun, simdi de onceden duzenlenmis diyorsun. kendinle celisme saygisiz yazar. kimse okan a bize soru sor diye para vermedi, kimse de soru sorulunca sen soyle boyle dersin demedi.

    - konusmacilar iyiydi de cevresi kotuydu.
    e hani konusanlar pisti, kaka konustulardi, seni rezil etmislerdi? yine celisiyorsun kendinle. simdi oradaki dort kisi konusmasini yaparken, diger on dokuz kisi televizyona bakip el mi sallasaydi, kutuplardaki penguenlere selam mi soyleselerdi? yok yok, ben buldum, el hareketi cekip senin gercek sozluk ruhunu yansitmaliydi, bir dahakine artik.

    dahasi da var aslinda, ancak sikinti basiyor bu sacmaliklari okuyunca.

    * yalnizca yorum yapmis olmak icin cemkiren, hakaret eden, atip tutan, suru psikolojisinden kurtulamamis basit kisilerin basit oyunlarina karni ac olanlar, gitsin birbirlerinin kicini yesin, anca doyarsiniz.

    zirveyi dusunen, organize eden, nese katsayimizi arttiran organizatorlere tesekkurlerimi iletirim.
    6 ...
  12. 99.
  13. herşeyden önce, söyleneni söylenmeyeni bırakın, oraya gittin ne yaptın yediğini içtiğini boşver derler;

    herşeyden önce mükemmel sohbetlerin yapıldığı, herkesin can ciğer kuzu sarması olup birbirine sahip çıktığı, sohbetin dibine vurulduğu zirvedir.

    bırakın yenilen ayarı, zirve tam bir zirve oldu, ekranda görülen kısmı sizin vah rezil olduk nidalarınızla bütünleşirken, en güzel unutulmaz anları yaşayan zirveye katılan yazarlara selam olsun.

    (bkz: aylin sensin aslım sana girsin)
    (bkz: ayar sensin yemiş de sana girsin)
    2 ...
  14. 98.
  15. kimilerine göre sözlüğün rezil olduğu, kimilerine göre de sözlüğe mal edilmemesi gereken zirve.

    evvela zirveyi organize eden sevgili poisonx kardeşime, katılamasam da -ki katılmalıymışım aq- çok teşekkür ederim, sözlüğün sanallıktan sıyrlıp, insanlar için güzel aktiviteler de yapılabilecek bir yer olmasına katkıda bulunduğu için.

    dönelim zirveye ve zirvede yaşananlara, çoğunluk sözlüğün rezil olduğunu düşünmekte, açıkçası pek haksız da sayılmazlar, her ne kadar ordaki yazarlar sözlüğün genelini temsil etmeseler de, sonuç olarak 'uludağ sözlük' adıyla ordaydılar ve ne yazık ki, sevgili aylin aslım'a gereken cevabı veren olmadı, tekrar tekrar özür dileyerek söylüyorum bunları, lütfen yanlış anlamayın ama yahu karşılıklı olarak, yılların efsane geyikleri döndü 'yok efendim elinizde son model telefonlar var, ama albüme gelince para yok' vs vs...

    zaten bu 'elinizde son model telefon...' cümlesi beni benden alıyor her zaman, arkadaş bir kişi de çıkıp veremedi lafını, yok taksit yapılıyor mu albüme, yok efendim 10 albüm 100 tl, hani 100?... falan gibi laflar edildi...

    yahu okan bayülgen resmen yolu açtı, çok güzel sorular sordu, 'hani sözlüklerde çarşaf çarşaf yazıyordunuz, hadi buyrun burda da konuşun' dedi ama sevgili yazar kardeşlerimiz, tıpkı aylin aslım'ın 'elinizde son model telefon' klişesini kullanması gibi, yine yılların klişe, ezber cümleleriyle cevap verdiler 'toplumun kültür seviyesi, sanat sanat için midir, müdür müdür müdür...'

    ha şimdi, diyeceksiniz ki; 'la yarram, bekara avrat boşaması kolay, geleydin de sen söyleyeydin'.. e valla haklısınız, bundan önceki disko kralı zirvesinde, götümü yırttım, okana kağıtlar yazdım, yardımcılarına her reklam arasında rica ettim, bize de söz hakkı verin dedim ama takan olmadı, şansımı skeyim ki, gitmediğim zirvede de böyle bir hadise yaşandı, ne diyelim, kısmet...

    demek ki neymiş, insanların yüzüne söyleyemeyeceklerini, gelip burda yazmayacaksın, yazıyorsan da, çatır çatır konuşacaksın arkadaş.
    9 ...
  16. 97.
  17. yapılan ama şuan herkezin kan kusup ötekileştirdiği gidenlere sayıp sövdüğü bizi ekşi sozluge rezil ettiniz felan gibi saçma laflar söyledikleri zirve, ayrıca gidenlere kızanlar neden begenmedikleri 5. ve 6. nesil yazarların yerine gidip adam akıllı bir manifesto yapmamış nutuk atmamıştır? Şahsen yazar benim yazarımdır sahip çıkmak boynumun borcudur...
    1 ...
  18. 96.
  19. "istanbul'da olsaydım kaçırır mıydım hiç, üstelik poisonx de oradaydı bak" diyerek kafamı duvarlara vurmama neden olan zirve.

    öncelikle uludağ sözlüğün en büyük sorunlarından biri olan zirve mevzusu sanki hiç yokmuş gibi gördük cumartesi günü, güzel organize edildiği her halinden belli.
    ayrıca sözlükten uçurulmasına rağmen halen uludağ sözlükten poisonx'in kopmaması ona ayrı bir saygı beslememe neden olmuştur, her defasında konuştuğumuzda "bu sefer inşallah istanbul'a geleceğim ve görüşeceğiz sensei" sözlerini sarf etmekteyim fakat ortalıkta en ufak bir gelişme olmaması bendenizi de üzmektedir.

    kendisinin ikamet ettiği öğrenci evini görmezsem de ayrı bir vicdan azabı çekeceğimdir.

    öhöm öhöm, lafı fazla uzatmayayım. cumartesi günü uludağ sözlüğün disko kralı zirvesinde arz-ı endam edeceğinden habersiz bir şekilde çayımı demlemiş ve yanında sigara ile keyfimi yapmaktaydım. okan bayülgen'in programa canlı konuk olarak katılan üniversitelerin ardından "uludıaaağğğ sözlüüaaakkkh" haykırışını duyduğum anda mutluluktan sigarayı içime kaçırmışım, allahtan yangın söndürücü tüpümü de yanıma almıştım.
    bir de baktım ki çok tanıdık bir yüz, "poisonx lan bu" dedim.
    canlı kanlı göremedik kendisini ama tv'de görmek daha bi iyi geldi bana.

    her neyse okan bayülgen konukları ile sohbete girdi, ismail yk ile hafif sarsıntı verecek şekilde dalgasını geçti, yeşim salkım'a ayarı verdi ve sıra uludağ sözlük yazarlarına geldi.

    tam hatırlayamıyorum ama müzik ve sanat ile alakalı bir sohbet geçiyordu aralarında.
    internet aleminde üvey evlat mualemesi gören sözlüklerden biri olan uludağ sözlük yazarlarının nasıl birer cengaver olduğunu görmüştür tüm sözlükçüler.

    diyeceklerim bu kadardır, kendilerini tv ekranlarında sık görmek isteriz.

    çok özür dileyen edit: kendileri uludağ sözlükten bir ara uçurulmuştu, az evvel baktım yeniden gelmiş uludağ'a. bir daha gitmemesi dileğiyle.
    2 ...
  20. 95.
  21. katılım listesinde 41 kişi görülen, fakat ekranda toplamda 20-25 kişiyi izleyebildiğimiz zirve olmuştur.

    ayrıca disko kralı gibi önemli bir programda söz almaktan mütevellit yargılanan, hakkında entryler girilen, hatta yer yer suçlanan yazarlara da sahip bir zirve olmuştur. cumartesi gecesinden beri konuşulmakta, ardından yazılıp çizilmektedir. belki de daha günlerce sol framede takip edilebilir. yankıları daha ne kadar uzun sürer, bilinmez. bu açıdan da önemli bir başarıyı yakalamış sayılabilir, zira hakkında bu kadar çok * yorum yapılan ender zirvelerden biri olmuştur.

    bu zirveyle ilgili akılda kalan sorular ise şu şekildedir:

    1- zirveye katılan * sözlüğün medar-ı iftiharları neden söz almamıştır?
    2- female demon, bgielle, roketatar ramazan ve cheapdeath konuşurken diğer sözlük yazarları neden hep başka taraflara bakmaktadır, hatta bir kısmı "s.çtık hacı" dercesine neden yüzünü gizlemektedir?
    3- uludağ sözlük'te entelektüellik ne anlama gelmektedir?

    son soruya ilişkin bir kaç hafta önce yaşadıklarımızı anlatmak isterim.

    bir süre önce sözlükte farklı konseptleri olan zirveler açma girişiminde bulunduk, hatta açtık da. (bkz: efes pilsen blues festival zirvesi) amacımız değişik etkinlikler etrafında toparlanabilmek ve bu etkinlikler sayesinde sosyalleşebilmekti. bu zincirin ilk halkası da blues festivaliydi. esasında bir çeşit denemeydi bu bizler için. zira bursa'daki sözlük yazarları sürekli aynı mekanlarda toplanıyor, çok da güzel olmasına karşın genelde aynı muhabbetleri yapıyorlardı. aynı yüzler ve mekanlar bir süre sonra ister istemez bıkkınlık veriyor ve sıkıyordu. halbuki vizyonumuzu biraz daha genişletecek etkinliklere hep beraber katılmak bizi hem bu tekdüzelikten uzaklaştırır, hem de yeni zirveler için heyecanımızı arttırdı. zira sözlükte yazan adam monotondan kaçan, yaratıcı ve belli bir bilgi birikimine sahip adamdı. * yoldan geçen insandan farklıydı, türkiye'nin önde gelen sözlüklerinden birinde yazardı lan işte.

    katılımcı sayısının fazla olmayacağını zirveyi açarken de tahmin etmiştik. çünkü blues büyük kitlelere hitap eden bir müzik türü değildi ve bizim de o büyük kitlelerle işimiz yoktu zaten. amma ve lakin zirveyi açar açmaz aldığımız tepkiler bir sözlük açısından düşünüldüğünde ilginç tanımlamasına yakışacak kadar garip oldu: (#6287801) ve (#6421155) gibi.

    hatta bu tepkilere ilişkin * savunmalarda bile bulunduk: (#6304380) halbuki burası en ünlü sözlük klonlarından biriydi ve bu tip bir tartışmanın dönmesi gereken son yerlerden biriydi belki de. duvar dibinde çekirdek çitleyen tiplerden duyabileceğiniz sözleri * sözlük yazarlarından duymak, bunları entry olarak okumak acı vericiydi, hatta nedeninin sorgulanması bile gerekirdi.

    o vakit yukarıda yazdığım soru geldi aklıma işte, acaba uludağ sözlük'te entelektüellik ne anlama gelmekteydi?

    haftalar sonra tv'de yine aynı soru(n) ile karşılaşacağımı düşünmezdim bile, hem de disko kralı'nda. halbuki orada bulunan yazarlar okan bayülgen için ne kadar değerliydi. adam her programdan sonra tek tek yazdıklarını okumaktaydı, program başından beri onları övmekteydi, yazarlara değer vermekteydi. mikrofon o tarafa uzanınca ise bambaşka bir şey oluverdi, aylin aslım çıktı kocaman kocaman laflar etti, bizim yazarlar da konuştu ama galiba bir şey eksikti. fakat ne eksikti?

    demek ki bazen bodoslama laflar etmekten hiç çekinilmeyen vizyon, anlayış, kültürel birikim gibi şeyler insana gerekliydi, üstelik kameralar size dönükken ve siz bir sözlük yazarıyken. bu da ancak farklı yerlerde bulunarak, farklı insanlar ve kültürlerle etkileşime girilerek kazanılabilirdi.

    oradaki arkadaşlarımı tenzih ederek konuşayım, lütfen birebir üstlerine alınmasınlar. ama ne yazık ki ulu sözlük'te durum bu, yazarlar ne göründüğü gibi olabilmekte, ne de olduğu gibi görünebilmekte. üstelik bunun için en ufak bir çaba bile sarf etmemekteler. akabinde karmaları tavan yapsa ne yazar, bir kaç dakikada harcanıp gittikten sonra...
    9 ...
  22. 94.
  23. açık alanların ısıtılmasında ufo teknolojisinin ne derece ileri seviyede olduğunu göstermiş zirvedir. emeğe geçen tüm dostlara teşekkürü bir borç biliriz.
    3 ...
  24. 93.
  25. gitmeyi çok çok istediğim, lakin istekten öteye geçememiş sadece bir heves olarak kalmış zirve.
    0 ...
  26. 92.
  27. 91.
  28. 90.
  29. boka benzemeyeceğinin isminden anlaşılması ile tekrar ve bir daha sevindiren zirve olmuştur. zirve isimleri konusunda çok kasılmayı, stratejik çalışmaları, bu konuya kafa patlatarak değerli vaktini tüketmeyi saçma bulan bir adamdan ancak böyle bir isim çıkıyor.

    bir daha zirve yapılırsa, yapılacak olursa "kafama esti toplanalım zirvesi" olabilir adı mesela... tabi konsepte göre terim de kullanabiliriz 1-2 kelimesinde ismin. *
    2 ...
  30. 89.
  31. 88.
  32. disko kralı kısmını izledim, gördüm. bir göt olma durumu var. bana göre böyle. ha orda olanlara ya da burdan izleyen diğer bazılarına göre bu göt olmak olarak algılanmamış olabilir. eyvallah derim ona.

    amaaaaa

    "göt olmadık" deyip ordaki tartışmada aylin'in ettiği sözlere burdan yeniden cevap verilmeye çalışılması en başta belirtilen "göt olmadık" açıklamasıyla çelişir. yani göt olmayan bir adam o tartışmayı unutmuştur. o sözleri hatırlayıp da tekrar cevap verme ihtiyacı hissetmez. içe bir şey kaçmadıysa o tartışmadaki sözler o tartışmada kalır. eğer o sözler tekrar açılıyorsa göt olunmuş demektir.
    2 ...
  33. 87.
  34. sıra sıra yada dizi dizi nasıl yazsak olmuyor, zaten her türlü yorumu yazmanızı bekliyorduk beyler mühim değildi de, nedir bu kadar büyütülen olay neden bu kadar büyüttünüz okanı geçtim burda yazanlar lütfen ilk fırsatta birebir sadece bizimle diyaloğa girin kekelemeden mantık sınırları içinde her konu kabulüm, eğer ayar verebilirseniz bana yüzyüzeyken diyeceğim evet bu adamlar keşke orda olsaydı. *
    ha şunu da yazmazsam olmaz, yahu soruyu birden bize tak diye yönelten okan idi, orda mikrofon bekliyoruz falan mı sandınız anlamadım ama, o geçen sürelerde okanın şaşkınlıkla beklemesinin sebebi mikrofonun bizim aç ellerimize ulaşması süresi değildi net olarak bize sorulan bir soruda apışıp kalmamız hiçbirşey söyleyemememiz birbirimize ben konuşmam sen konuş yapmamız idi, biz de isterdik ki bizden daha çok hitap ve sözlük deneyimi olup da orda olanlar konuşsun, ama onlarda kendilerince haklı bir sebeple, ki bence ne konuşursak konuşalım bu sözlüktekilere yaranılmaz en iyisi biz bulaşmayalım idi sebepleri, * konuşmadılar bu durumda hiç konuşmayarak mal olan sözlük yazarları yazmayın diye* sırf siz daha da eğlenmeyin diye konuştuk, birkere muhattap olunca karşıyla konuşmada çat diye kesilmiyor arkadaşlar benim yıllar yılı gözlemlediğim budur, daha konu konuşuluyorken cevap vermeyip sırt mı dönseydik lan *
    konulara gelince eksiklerimiz oldu tabiki sözlerimizde çünkü planlanmamışdı farkındayız bu konuda kendi adıma söylemek istediklerimi zaten söyledim. (bkz: #6567049) daha fazla uzatılacak da bişey yok bu konuda. zirvenin kendisi çok güzeldi geleneksel istanbul zirvesine katılma sebebi de verdi bana.*

    bunun dışında da;

    >> o değilde ben o kadar patates kafa değilim o ne be öyle ne iticiyim harbi hak vermedim değil size *

    >> ben de heyecan olmasaydı da azıcık kafam yerinde olsa ek olarak bir kaç başka sanatçı söylemek istiyordum ki emin olun tarzı ilk örneğimden pek farklıdır, ordan da nasıl bir benim tarzım çok yaşa diğer tarzlar çok mikik dediğimi düşündünüz hayret.

    >> ben pek yazmıyorum arkadaşım ama emin ol iyi okurum, ekşi sağolsun okuyuculuk aşıladı.* emin ol çok harcanan yazar gördüm çok tüketilen konu gördüm benim gözümün içine bakıp tartışacak cesareti olmayan yazarın söylediği umrum değildir bilen bilir, cesareti olandan ise eleştiriden kaçmam çünkü insan kendini değiştirmelidir.

    >> kemikleşmiş tanıdığı olmasa falan filan diyene de ahaha evet bir tanıyordum ki zirvedekileri sorma diyorum, çok eski arkadaşım var burda ve ekşide çoğu da ilk nesillerden ama pek göremezsiniz çünkü cancişlik bizden azıcık uzak *
    >> uzun lafın kısası eğlenceli zirveydi, etkileri de pek yakında geçecektir.
    5 ...
  35. 86.
  36. zirveyi düzenleyen yazarları tebrik etmek gerekiyor. çünkü organizasyon olarak başarılıydı ve aynen planladıkları ve söz verdikleri şeyleri yerine getirdiler. zirveye gitmedim, lakin gidenlerin memnuniyetinden bu sonucu çıkarmak mümkün. bir kişi de zirvenin organizasyonuna laf etmedi.

    zirvenin yapıldığı program olaylı geçti. yeşim salkım'ın çirkefliği, ismail yk'nın gerçekçi söylemlerinin sindirilememesi, aylin aslım'ın müzik konusundaki "haklı" sıkıntıları ve okan bayülgen'in misafirlerini ve ortamı kontrol altına almaya çalışmaktaki uğraşı... tüm bunlar programın stresli geçmesine sebep oldu. yine de katılanların bir şeyler kazandıklarına inanıyorum. ama bu asla "yhaa yeni zirve kankası da edindik negsel oldu" şeklinde olmamalı. hele ki zirvelerin sanatla bağdaştırılmaya çalışılması hayli komikti.

    o programda çok önemli olan ve kabul edilmek isteyen türkiye gerçekleri konuşuldu. programı izlerken bir kez daha anladım ki, insan belli bir konuda eğitim alarak, en azından, kendi dünyasına hakim olamıyor. kendini ifade ederken, dünyadan bağımsız göstermeye çalışınca hiç olmuyor. kişisel çıkarlarını hesaplarken ve buna göre hareket ederken, ben bu değilim, şöyleyim demekle de asıl amacını saklayamıyor.
    3 ...
  37. 85.
  38. 84.
  39. klavye başında döktürmeyin gençler. bok attığınız adamların konumuna geçin gerekirse. ki o adamların hiç biri bunu hak etmemiştir. gayet iyi konuşmuşlardır. televizyonda olmanın verdiği heyecan elbetteki vardır hergün televizyona çıkmıyoruz anasını satiyim. o adamlara bok atan herkes ama herkes eğer onlardan azıcık bile adamsa çıkıp orada konuşacaktı lan.

    -bu ne lan bunlar konuşamıyolar. türkiyede ağızı en iyi laf yapan adamlardan biri olan okana bile(!) kafa tutamadılar.

    sözüm size cacık adamlar. yüzdüğünüz sulandırılmış yoğurdun içinden çıkında o beğenmediğiniz adamların yarısı olun lan. gidip orda konuşan tüm arakadaşlara sonsuz saygı gösteriyorum. keşke orada olabilseydim ve bende bi çift kelam edebilseydim. klavye delikanlılarına selam ola.
    8 ...
  40. 83.
  41. iyi ki katılmışım zirvesidir. amacımızı yerie getirmiş olmanın mutluluğunu yaşamakla birlikte, geriye kalan sözlük yazarlarımızın yok yok eleştirmenlerimizin acısını da paylaşmaktayım.

    gene olsun gene yaparım, organizatörlere ve katılan tüm arkadaşlara teşekkürü bir borç bilirim.
    2 ...
  42. 82.
  43. her taraflı komik bir tartışma idi açıkcası, saçmaydı ayrıca.şarkıcının sanatcı oldugu sanılan bir ülkede elbette bu işler bu düzeyde kalacaktır. şarkıcı sanatcı degüldür ki, müzik eserinde sanat bestededir güftededir, icracı ancak yetenegi ile icra eder ki o bence işini iyi yapıyorsa zanaatkardır, tıpkı bir mobilya ustası gibi. belkide pazarlamacısıdır o eserin şarkıcı, bunu iyi pazarlayabilmek için kendisinide yanında promosyon verir, gögüslerini açar bacaklarını açar.

    bir filmde oynayan oyuncu sanatcı degildir, sanat senaryoyu yazmak, o filmi yönetmektir, oyuncunun yaptıgı sadece icradır, bir icracı asla sanatcı degildir. siz icra edeni sanatcı sayarsanız, mankenlerde sanatcıdır, konu aptal mankenlere gelince şarkıcı tayfası neden küçümsemektedirler ki onları, onların yaptıgının şarkıcıdan ne farkı var, iyi rol yapan oyuncu, sesi güzel olan şarkıcı, iyi yürüyen uzun boylu kadınlar ve erkeklerde mankendir, tamamı icracıdır ve işini iyi yapan bir musluk tamircisinden creatif yönden zerre farkları yoktur, bundan dolayı türkiye sanat diyince homo rolünü iyi yapan ali poyrazoglu, sarhoş rolünü iyi yapan levent kırca gibi basit figürler gelir akla, erol günaydın gibi eski ama degersiz figürler pop kültür trarafından hatırltılmaya degermiş gibi yapılır çünkü gerçek sanatcıyı onlarda bilmemektedirler. örnekse okan bayülgen, safiyane bir duygu ile bu insanlara kendi meslektaşları oldugu için bu kolun insanlarına yakınlık duyması ve ahde vefa için bu insanları gençlere tanıstırmak istiyor sanki onlar bu ülkenin bir degeriymiş gibi, elbette bireysel olarak öyle olsalar bile erol günaydın ın bu ülke sinemasına ne katkısı olmuştur, porno modaysa onda oynamıştır belki bilmiyorum, neyse gündem odur o, popüler kültürün tarihidir erol günaydın. neden toplum hiç bir mimarı bilmez mesela, neden bir mimar gündemdeki bir binanın mimarı hiç konuk edilmez bu türden programlara, eskiden aydın boysan ı konuk ederdi onuda mimar oldugu için degil çenesi düşük bir argo üstadı oldugu için. gerçek sanatcı mimar degil midir mesela, mimarı görmezden gel, popcuya sanatcı de sonra oda gitsin soyunsun, sanat için soyunmuş olsun, arasına yastık mı aldı, herifin kobrasını onu tartış aylarca...

    konuyu şuradan baglamak istiyorum, bir bestekarın besteledigi bir şarkıyı icra eden şarkıcılar sanatcı ise, mimarların tasarladıgı binaları hayata geçiren, bir nevi o eylemin icracısı olan mütahitlerde sanatcıdır, ya da her ikiside sanatcı degil asıl sanatcı bestekar ve mimardır.

    eski adamlar, dograma ustasına sanatkar derlerdi, ne bileyim duvarcı ustasına mesela, işini iyi yapan ördügü duvarı saglam adamlardı onlar, yaptıgı ahşap kapıdan rüzgar girmezdi mesela, ne o sanatkarlar kalmış memlekette, ne o besteciler kalmış ne de o mimarlar belkide, popüler kültür denilen ve aslında kapitalizmin sonucu olarak yeni bir çag diyorlar ya, bundan sonraki evre belkide sanatcı makinalar evresidir, her zamanı kendi içinde degerlendirmek lazım belkide, aylin hanım da kasmasın fazla ez cümle, parayı hertürlü kazanabilecegini gösteriyor, güzel kadın vesselam.
    6 ...
  44. 81.
  45. eğlendiklerine sevindiğim zirvedir. herifler gitmiş görmüş amaçlarını gerçekleştirmiş güzel güzel zirvelerinin üstesinden gelmiştir. yahu bu insanlar sözlüğümüzü gururla temsil etmişlerdir daha ne isteyebiliriz ki ?? *
    takdir ettim hepsini öpüyorum. ergen mergende değiller delikanlı hepsi..
    ayrıca esra erol kişisinin programına katılıp bizzat kendim tek kişilik sanatımı icra edip sözlüğü gururlandırmayı planlıyorum..
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük