yapılan ama şuan herkezin kan kusup ötekileştirdiği gidenlere sayıp sövdüğü bizi ekşi sozluge rezil ettiniz felan gibi saçma laflar söyledikleri zirve, ayrıca gidenlere kızanlar neden begenmedikleri 5. ve 6. nesil yazarların yerine gidip adam akıllı bir manifesto yapmamış nutuk atmamıştır? Şahsen yazar benim yazarımdır sahip çıkmak boynumun borcudur...
kimilerine göre sözlüğün rezil olduğu, kimilerine göre de sözlüğe mal edilmemesi gereken zirve.
evvela zirveyi organize eden sevgili poisonx kardeşime, katılamasam da -ki katılmalıymışım aq- çok teşekkür ederim, sözlüğün sanallıktan sıyrlıp, insanlar için güzel aktiviteler de yapılabilecek bir yer olmasına katkıda bulunduğu için.
dönelim zirveye ve zirvede yaşananlara, çoğunluk sözlüğün rezil olduğunu düşünmekte, açıkçası pek haksız da sayılmazlar, her ne kadar ordaki yazarlar sözlüğün genelini temsil etmeseler de, sonuç olarak 'uludağ sözlük' adıyla ordaydılar ve ne yazık ki, sevgili aylin aslım'a gereken cevabı veren olmadı, tekrar tekrar özür dileyerek söylüyorum bunları, lütfen yanlış anlamayın ama yahu karşılıklı olarak, yılların efsane geyikleri döndü 'yok efendim elinizde son model telefonlar var, ama albüme gelince para yok' vs vs...
zaten bu 'elinizde son model telefon...' cümlesi beni benden alıyor her zaman, arkadaş bir kişi de çıkıp veremedi lafını, yok taksit yapılıyor mu albüme, yok efendim 10 albüm 100 tl, hani 100?... falan gibi laflar edildi...
yahu okan bayülgen resmen yolu açtı, çok güzel sorular sordu, 'hani sözlüklerde çarşaf çarşaf yazıyordunuz, hadi buyrun burda da konuşun' dedi ama sevgili yazar kardeşlerimiz, tıpkı aylin aslım'ın 'elinizde son model telefon' klişesini kullanması gibi, yine yılların klişe, ezber cümleleriyle cevap verdiler 'toplumun kültür seviyesi, sanat sanat için midir, müdür müdür müdür...'
ha şimdi, diyeceksiniz ki; 'la yarram, bekara avrat boşaması kolay, geleydin de sen söyleyeydin'.. e valla haklısınız, bundan önceki disko kralı zirvesinde, götümü yırttım, okana kağıtlar yazdım, yardımcılarına her reklam arasında rica ettim, bize de söz hakkı verin dedim ama takan olmadı, şansımı skeyim ki, gitmediğim zirvede de böyle bir hadise yaşandı, ne diyelim, kısmet...
demek ki neymiş, insanların yüzüne söyleyemeyeceklerini, gelip burda yazmayacaksın, yazıyorsan da, çatır çatır konuşacaksın arkadaş.
herşeyden önce, söyleneni söylenmeyeni bırakın, oraya gittin ne yaptın yediğini içtiğini boşver derler;
herşeyden önce mükemmel sohbetlerin yapıldığı, herkesin can ciğer kuzu sarması olup birbirine sahip çıktığı, sohbetin dibine vurulduğu zirvedir.
bırakın yenilen ayarı, zirve tam bir zirve oldu, ekranda görülen kısmı sizin vah rezil olduk nidalarınızla bütünleşirken, en güzel unutulmaz anları yaşayan zirveye katılan yazarlara selam olsun.
zirve sabahi oturduk kritigini yaptik, zirveye katilan yirmi uc yazarin da ayni goruste oldugu zirvedir. ortada sozlugun yedigi bir ayar gorulmemektedir.
hele bi dikkatli bakin, programa katilanlara "cemkiren" yazarlara.. facia, ayar, got olma gibi birbirine denk basliklara yazan yazarlarin buyuk bir bolumu ayni kisiler.
> peki bu kisiler neden satasiyor?
- sozluk zirvelerinde sanat konusuldugunu duymamislar.
sen orada am got memeden konuyu acip, haci su kiz icerse verir mi dersen, beynine gidecek kan pipine gider, idrak yollari tikanmasi yasarsin. bu arada elbet hakkinda ileri geri atip tuttugun birileri sanat konusur, sanatciyi konusur, verilen degeri tartisir. bak, adriana lima cay istiyor, kos getir.
- kekeleyip sozlugumuzu rezil ettiler, serefimiz iki paralik oldu, eksi bizimle tasak geciyor.
eger o kadar cesaretin varsa; katilirdin programa ve konuyla ilgili konusurdun. konusurdun ama ne konusurdun? uzak kaldigin bir muhabbeti konusmus gibi yapar, sicip, sivar, tuy yerine kendini dikerdin. belki de mikrofonu yanindakine paslardin; ayni programi yarim yamalak izleyerek boku konusanlara attigin gibi. konusanlarin hicbiri basin sozcusu degil, tabiki heyecan yapacak. sen otuz yasina geldin de gozun sozlukte, kulagin televizyonda kic buyutmekten baska ne yaptin? ah dogru pardon, sen zirvelere katilip futbol ve seks konusuyordun.
- disko krali nda dort kisiyi ozel olarak sozlugun konusmacisi secmisler, plan yapmislar.
yahu bi siktir git derler adama. plan yapmayin plan! yok plan falan. kekeleyerek panik yaptilar diyorsun, simdi de onceden duzenlenmis diyorsun. kendinle celisme saygisiz yazar. kimse okan a bize soru sor diye para vermedi, kimse de soru sorulunca sen soyle boyle dersin demedi.
- konusmacilar iyiydi de cevresi kotuydu.
e hani konusanlar pisti, kaka konustulardi, seni rezil etmislerdi? yine celisiyorsun kendinle. simdi oradaki dort kisi konusmasini yaparken, diger on dokuz kisi televizyona bakip el mi sallasaydi, kutuplardaki penguenlere selam mi soyleselerdi? yok yok, ben buldum, el hareketi cekip senin gercek sozluk ruhunu yansitmaliydi, bir dahakine artik.
dahasi da var aslinda, ancak sikinti basiyor bu sacmaliklari okuyunca.
* yalnizca yorum yapmis olmak icin cemkiren, hakaret eden, atip tutan, suru psikolojisinden kurtulamamis basit kisilerin basit oyunlarina karni ac olanlar, gitsin birbirlerinin kicini yesin, anca doyarsiniz.
zirveyi dusunen, organize eden, nese katsayimizi arttiran organizatorlere tesekkurlerimi iletirim.
sözlükçülerimizin konuştuğu bölümünü daha yeni izlediğim ve sayesinde gülmekten altıma sıçmama ramak kalan dakikaların geçtiği zirvemsidir.
bu konuşan arkadaş da, orda onun konuşmasına müsade edenler de sözlüğü bıraksınlar lan. ya da açıklasınlar kendilerini, onları okuyup daha çok gülelim. *
şimdi, siz şimdi orada öyle öyle konuştunuz ya, ben size hakikaten kendimden fazla değer verdim, vay amına koyayım dedim. çok cool buldum. *
1. kurban da ne kurbanmış arkadaş! sen orada o kadar sayınca ben de arkasından bir led zeppelin, pink floyd, queen falan bekledim.
2. hakikaten harikasınız. ulan 10 liralık cd'yi niye taksitle alıyorsun? 10 lira iki günde birikir zaten, paran yoksa sikinin keyfini tut biraz, üçüncü gün al yani.
3. popüler kültür dediğin ne senin arkadaş? metallica bile popüler kültüre ayak uydurmak durumunda kalıp sizin algınızın yetmeyeceği müzikler yapmıştır ve bunun gibi bir sürü "sanatçı" vardır. "şunu biliyor musunuz, bu böyle mi?" orospuya sikiş öğretmeyin arkadaşlar, bilgisiz ve komik görünüyorsunuz.
ulan ben ortaokul öğrencisiyken nasılsa yemekhaneden yemek yemek yiyorum diye ailem bana para vermezdi. sadece dolmuş parası verirdi belki servisi kaçırırım diye. ben o parayı biriktirir, video kaset alırdım ama hepsi vhs idi, o yüzden boş beta kaset alırdım, sonra bir de onu çektirmek için para verirdim. bu kadar uzun süren, ve o yaşlar için çok para biriktirmeyi gerektiren bir işti. tutup da sizin gibi internetten indiremezdik, youtube'a girip izleyemezdik. arkadaşlarımız dvd'ye çekip veremezdi. sike sike satın alacaktık. büyük heyecandı bizim için. inanılmaz keyifliydi. aç kalırdık lan. ama alırdık. ben o yaşta dinlediğim, değer verdiğim müzik için bunu yapardım. siz bunu yapamayıp da 10 liranın lafını edecekseniz o grubu dinlemeye bile hakkınız yoktur, o heyecanı yaşamaya da hakkınız yoktur. zaten o grubun da sizin korumanıza ihyitacı yoktur.
iki lafı bir araya getirememek nasıl bir şeydir? bu entryleri kaç saatte yazdığınızı düşünmeye başladım ben şimdi. of ulan. neyin içindeyiz amına koyayım! rezil olduk!
televizyondan izlendiği kadarıyla sözlük yazarlarının okan bayülgen ve aylin aslım tarafından belki de kasten yanlış anlaşıldıkları zirve.okan bayülgen uludağ sözlük yazarının verdiği kurban örneğinden sonra siz örnek aldığınız insanların, sanatçıların acı çekmesini mi istiyosunuz gibisinden konuyu çok saçma bir yere çeken sorular sormuştur.asıl anlatılmaya çalışılan ismail yk gibilerinin yaptığı şeyin sanat olarak nitelendirilemeyeceği, sanatçının maddi çıkarlara aldırış etmeden de iyi işler çıkarması gerektiği iken akıllı televizyoncu diye bildiğimiz okan bayülgen konuyu sanatçıların iyi iş yapabilmesi için acı çekmesi gerektiği şeklinde konuyla ilgisi olmayan bir yere çekmiştir.konunun oraya nasıl geldiği ve okan bayülgen'in sorması gereken daha mantıklı sorular varken neden öyle bir soru sormayı seçtiği ne yazık ki rating kazanma amacıyla açıklanabilir.belki de asıl ikiyüzlülük ismail yk'nın niteliksiz olduğunu her fırsatta ima eden okan bayülgen'in bunu ona söylemek şöyle dursun onu sürekli programına konuk etmesidir ve bunu da uludağ sözlük yazarlarına fırsat vermeden üstü kapalı şekilde geçiştirmesidir.
sanat denilen şey ancak az kişi sevince mi oluyor?
neden herkesin hoşuna gidebilecek bir şey daha değersiz görülüyor?
bir eserin basit ve vasat olduğu için değil de popüler olduğu için dandik sayılmasının mantığı nedir?
bu ağzından sanat kelimesini düşürmeyen arkadaşlar ismail yk'nın şarkılarının neden bir "sanat eseri" olmadığını gerçekten yazı dilinde ve mantıklı cümleler kullanark açıklayabilirler mi?*
zardan adam birkaç tanesi dikkat çekip popüler olsun diye yaptığı parçalar da dahil olamk üzere vasat ve basit şarkılar yapmıyor mu ki örnek olarak verilebiliyor?
kurban, "kendini, ancak o zaman kendini zeka istiyen bir şey yaptığını sanacağı için popüler kültürden uzak kalmak isteyenler"i kaybetmemek için yaratılmış ve popüler kültürün dışında gibi görünen fakat aslında alakası olmayan gruplardan birisi değil mi?
öyle olmasa, neden davulcusu hiç bir boktan anlamayan müzik meraklıları tarafından türkiye'nin en iyi davulcusu olarak görülsün ki? kendilerine öyle sunulduğu, çok farklı bir şey yaptıklarını zannaderken gayet de herkesin yaptığından farksız bir şey yapmadıkları içindir belki. ayrıca dinleyici kitlesinin çoğunu yaptığı cover albümden sonra, ancak bir başkasının yarattığını yorumlayarak elde etmiş bir gruptur kurban. çok orjinal şeyler yaparak değil.
ayrıca sanatçı deyip durarak isimlendirdiğiniz insanın neden farklı olması beklenmektedir. neden her insan gibi "bir kere geldiği" hayatta para kazanıp istediklerine kavuşmayı amaçlanması birisini rahatsız etmektedir?
para kazanması için sonuçta birilerinin sevmesi gerekiyorsa ve ancak bir çok kişi sevdiği durumda bu gerçekleşebilecekse, neden bu olduğu durumda artık popülerleştiği için popüler kültürün bir parçası oldu denilerek kötüleniyor?*
hepsinden ötesi kim ki kendisini bir başkasından üstün görerek sevdiği şeyi dinlediği için kendisinden düşük seviyede görüyor ve kendisi dinlediği farklı bir şeyden dolayı kendisini daha kültürlü görebiliyor?
ismail yk'nın yaptığı müzik komplike değildir, bir yenilik katmaz belki ama sonuçta ortada eğer parçalar çalıntı değilse "yaratılmış bir şey" vardır (kim yarattıysa artık, yk sadece söyleyip şovunu yapıyordur herhalde). kendisi bir şey yaratmamış insanların buna saygı duyması gerekir. ismail yk kendisini dinleyen insanların mutlu olmasını sağlarken geçimini sağlar, "onun kadar kazanamayacakların" buna saygı duyması lazım. ortada dönenin bir para piyasası olduğunu görmek lazım. türkiyede kurbanın, yurt dışında slipknot'dan bir farkı olmadan "underground gençleri de kazanalım" diyen medyanın bir ürünü olduğunu unutmamak lazım.
eğer örnek vereceksen de satriani, malmsteen gibi virtüozleri veya loreena mckennitt gibi gerçekten çok yetenekli insanları örnek verebilirsin ki ancak bu insanlar yetenekleri sayesinde bir şeyden ödün vermeden istedikleri şeyi yaptıklarında ortaya çok güzel şeyler çıkarıp edindikleri hayran kitlesi sayesinde her yaptıklarından para kazanıp hayatlarını istedikleri gibi devam ettirebilecek insanlardır. tipi hayallerdeki alternatif karizma müzisyen gibi olmasa da ağsım cangündüz'ümüz var verilebilecek ama olmuyor değil mi? insan illa ki bir tarz, bir aşk hayatı, bir alternatiflik, farklılık veya zorlu bir geçmiş arıyor ki kenarda köşede saklı kalmış bir şey bulmuş olsun, bir başkasının anlayamadığını anladığını hissetsin. sonra da televizyonda yüzeysel şekilde konuşuyor.
aylin aslım'a bakılacak olursa da kendisi hem hoşuna giden şeyi yapmaktan uzaklaşmadan iyi bir kitle edinmiştir. hatta belki hoşlandığı şeyden hiç uzaklaşmamıştır. tam sevdiği şekilde, sevdiği şeyler yapıyordur. kendi tarzında da gayet başarılı parçalar yapmıştır ayrıca kendisi. kurt cobain sadece tür bakımından yaptığı katkılardan dolayı mı ünlendi yoksa beginner seviyede kullandığı gitarıyla meydana getirdiği akılda kalıcı, güzel parçalarla mı? aylin aslım da benzer şekilde gayet basit şekilde de yapılmış olsa çok güzel melodiler çıkarmıştır ortaya. ha bunu kurt cobain'in yaptığı gibi hepsini tek albüme koyarak yapmamıştır o ayrı ki kurt bile daha sonra "aklım olsa şarkıları farklı albümlere dağıtır daha çok kazanırım" demiştir. sonuçta müziği hobi değil de meslek olarak icra eden birisinin daha çok kazanmayı istemesi yada en azından hakkı olduğunu düşündüğünü istemesi çok normaldir.
edit: fakat söyledikleri için yaptığım kişisel yorumlar dışında, gayet normal bir şekilde, o kadar kalabalık, karşılarında ünlüler ve kameralar karşısında çoğu düşündüklerini gayet güzel şekilde ifade etmiş ve konuşmuş. kendimde güven eksikliği duymamama rağmen orada o şekilde düzgün konuşup düşündüklerimi burada yazdığım netlikte anlatabileceğimi zannetmiyorum. bu nedenle hepsini ayrıca tebrik ediyorum.