Haluk görür kaybedeni
Ne zaman baksa aynaya
itaat et biz kralız
Toz kondurma kendimize
Aslında yok terzi bile
Giysileri biz yaparız. bu kısımdaki vurgusu çok güzel haluk abimizin. *
pek meşhur bir çocuk masalı olmakla beraber, çok da faydalı bir mesaja sahiptir. peşinden koştuğumuz onca şey ya kral gibiyse, ya hepsi boşsa...
-tank,çıkış...
bu masal çok basit ve güzeldir. konusu; kendine aşık olan bir krala, terzi olduklarını iddia eden iki dolandırıcının diktiğini ve sadece akıllıların görebileceğini iddia ettiği bir giysi sunmasıdır(bu giysi ortaya çıkana kadar, dolandırıcılar kraldan malzemeler için kese kese altın alır). kral da akılsız olduğunu kabul etmediği/edemediği için, bu olmayan kıyafeti çok beğendiğini söyler giyer. ancak ortada kıyafet yoktur. kral bu şekilde halkın huzuruna çıkar, ancak halk korktuğu için, çıplak kral karşısında ağzını açamaz. şaşkınlığını tek gizlemeyen kişi bir çocuktur ve "kral çıplak" diye bağırmaya başlar. bundan cesaret alan halk şaşkınlığını, çığlıklar atarak belli eder ve kral utanıp saraya kaçar. peki bu hikayeden tek bir şey mi çıkar?
elbetteki hayır. 1. si insanın kendini pohpohlayan insanları sevmesi ve asla kendini küçük düşürmek istememesidir, başkalarına hemen güvenmesidir(kral burda ilk hatayı yapar). 2. si insanların güçlülerden ne kadar korktuğunu gösterir(halk da burda hata yapar). 3. sü bir çocuğun asla kimseden korkmayacağını gösterir. 4. sü koca halkın koyun, küçücük bir çocuğun bile çoban olabileceğini gösterir. tek gereken bir kişinin uyandırmasıdır, kim olduğu önemli değil. 5. si kral bile olsa, aptalsa aptaldır, kocaman toplumları yönetmek önemli değildir. 6. sı ise her yere çocuk götürülmez, olur olmadık yerde bikbik öter.
bir de; toplumsal örgütler falan bu cümleyi çok fazla slogan yaparlar, siyasi içerikli şarkılarda da bolca bulabilir hatta basım ve yayın kuruluşlarında bile slogan olur. çoğu kişi artık tırt bir ifade olarak görmektedir "kral çıplak" cümlesini.
cocugun annesine vermesi gereken tepki "anne bakma; gozlerini kapa anne; kral ciplak anne; ayiptir yahu" tarzinda olmalidir cunku aksi durumda cocugun godas olmasi gerekir ki hic bir masalda boyle cocuklarin yeri yoktur...
haluk levent in kendini yermek icin kendine yazdigi sarkidir.
Uzun kısa bir öykü bu
Sıradan sessiz bir film gibi
Görevim anlatmak oldu
Akıtmak bendeki zehiri
Yıllar önce bir genç vardı
Yüreğini yakan bir sevda
Işıltilar sönük kaldı
Her şey böyle başladı
Tutulmuştu... Köşe başı
Kalmamıştı açık kapı
Var olmakti tek sorunu
Kaçtı durdu yıllar boyu
Sonra bakmış dünya yokmuş
Umutları göçmüş gitmiş
Parasızlık yalan sarmış
Çareyi kaçmakta bulmuş
Gordu bunu hayra yordu
Guzel seyler istiyordu
Oysa guzel artiklardi
Cok paraya satilikti
Küçük çarklar büyük çarklar
Birbirinden ne anlar
Döner durur zevke dalar
Yeni dişliler arar
Kendi oldu işte dişli
Bilmediği yola girdi
Gördü bütün gerçekleri
Sustu, durdu, herkes gibi
Şehir.. heyecan..
Onu da kendinden yaptı
Beyaz saçlar, gözler söndü
Düşündeki düşte kaldı
Haluk uzak kendine
Kalmamış derman derdine
Yok sorunum mükemmelim
Desede inanma sözüne
Kral nerde diye sorma
Sende, bende, bizde, onda
Çıplak diyen kral olur
Taç giyen oturur tahtına
Patron burda, köyde ağa
Evde koca, okulda hoca
Dayı, baba, abi, ana
Kral vardır her tarafta
Krallıklar ülkesinde
Doldurur seven kesesini
Haluk görür kaybedeni
Ne zaman baksa aynaya
itaat et biz kralız
Toz kondurma kendimize
Aslında yok terzi bile
Giysileri biz yaparız. *
Hayata karışmamak için hep
Parmak ucundaydı adımlarım
Sen sustun
Ben sustum
Hayata karşı bir suçluydum
Bir sabah uyandım birileri kral olmuş sınırlarımda
Ve hala birileri derin bir uykuda
Evet suçluyum sözünüze inanmaktan
Kaç faktör korur ruhumu cehennemde yanmaktan
Var mı sesimi bir duyan?
Var mı hala uyuyan
Var mı biri beni anlayan?
Vardır birileri anlayan