sınava girecekler için bir nevi berlin duvarı olan sınav. duvar yıkıldığında herşey günlük güneşlik olacak gibi gözüküyor ama gitgide duvar kalınlaşıyor mu ne?
geçtiğimiz yaz girdiğim ızdırap gibi, bir o kadar da elime yüzüme bulaştırdığım sınavdır. ilk önce bir kitapçık dağıttılar 120 soruluk genel kültür ve genel yetenekmiş, baktım 120 soru var tahtada 180 dk. yazıyor, içimden "ohh ne kıyak iş lan 180 dk. 120 soru" dediğim ancak bu sürenin 60 dakikalık kısmının ingilizce sınavı olduğunu boş kalan 30 sorum olduğunda öğrendiğim, ve hunharca 30 soru salladığım sınavdır. izmir'de girdiğimden dolayı temmuz sıcağında dışarıda boşu boşuna beklemeyim bari ingilizce sorularına çözeyim dedim, sadece onları çözebildim zaten ingilizcem iyi olduğu için. 2.5 saat ara vardı sanırım ikinci oturumda eğitim bilimlerine sıcaktan kafam sulanmış olarak başladım, bilmeyenler için belirtmem gerekirse 120 soru bu bölüm çok uzun paragraflardan oluşuyor. 20. sorudaydım "kalk git olum be! bu ne?" dedim 40. sorudaydm "ben bi daha bu sınava girmem lan!" dedim ve sallamaya devam ettim.
bir de bu sınava gireceğim için gittim üzerinde "beyin bedava" yazan ve o herifin söylediği bütün sözlerin geçtiği bir t-shirt yaptım. sonuç tabi ki yerlerde olan puanlar aldım ingilizce hariç öğretmen de olamadım ağzım açık kaldım. çalışmayınca olmuyormuş.*
daha doğrusu coğrafya bilen fizik öğretmeni adayının bilmeyene göre avantajlı olduğu sınavdır. alanındaki başarısının ne önemi var ki? zaten çocuklara coğrafya, gelişim psikolojisi filan anlatacak.
son çare dir. last stand dir. umuttur.
üniversite bitti , askerlik bitti , ama verilen söz tutulmadı , ayarlanacak olan iş ayarlanamadı.
böylece sadece tv den görüp duyduğum , ve hatta "ulan şimdi millet bir yerini yırta yırta soru çözüyor ben yatıştayım ehe ehe" dediğim sınav a bende gireceğim. hakkında hiçbirşey bilmezken araştırmalara başladım. durum vahim... üniversite bittikten sonra millet onun bunun torpili ile iş girmişken , para kazanırken oturup test çözmek... yediremiyorum bunu. işin yoksa test çöz , sınava gir gene sınav...
allah büyüktür.
ömür törpüsünün allahı olan sınav. öss de (son adı her neyse artık) hayatın 3 saat 15 dakikaya bağlıdır. ama istediğiniz gibi geçerse bi yerlere sonuçta girersiniz. kpss a dan girecekseniz sınav yaklaşık 10 saat sürer, bu sınavın iyi geçmesi sizi sadece kurum sınavlarına sokar. kurum sınavını geçerseniz mülakat vardır. işte bu 7-8 dakikalık mülakat en az 1 yıllık emeğinizi sonuçlandırır. yani bütün hayat 7-8 dakikaya bağlıdır. mülakat grubunun tarafsız olmadığını belirtmeye gerek yok sanırım.
öğretmenlikte baraj puanı çok yüksek olanlar * için hiç de adil olmayan bir sınav. hayatımı iki yıldır alt üst eden bela. ben mi çok güçsüzüm algılama özürlüyüm bu sınav mı çok yıpratıcı bilemiyorum. benden çok şey aldı götürdü. yaşıtlarıma bakıyorum da kimi evlilik koşturması içinde * kimi evlendi, kimi bebek bekliyor, kimi terfi alıyor vs.hayatın içindeler yani, ben hala masa başında her gün finalere hazırlanır gibi ders çalışıyorum, oturuyorum. en çok da oturmak bana zor geliyor. dört yıl oku yıllardır hayalini kurduğun mesleği icra etme hevesindeyken seni bir odaya tıkılı kalma mecburiyetinde bıraksınlar. sonuç hüsransa, duygusal işkence başlar. ben bu yıllarımı hiç böyle hayal etmemiştim. en verimli olacağım dönemimde beni depresyona sokan bu sınava son kez gireceğim eğer yine olmazsa devletin eğitim sistemi ben ve benim gibi ataması yapılmayan pırıl pırıl genç öğretmenlerden mahrum kalacaktır.
amaç yoktur, tamamen birilerinin elenmesi gerekliliğinden doğan ve 4 yıl boyunca insanın aslında okumadığı,devlet tarafından oyalandığını anladığı sınav görünümlü mülakattır. ingilizce öğretmenliği mezununa matematik, matematik öğretmenliği mezununa coğrafya sormak ile, kim burnundan bezelye sokup gözünden çıkarırsa onu öğretmen yapacağız demek arasında bir fark görebilen var mı?
gözümü ne kadar kaçırsamda önüme çıkan başlık, memur atamaya yarayan hede. bu sene pek bir haşır neşir olacağım kendisiylede bazı arkadaşlarım günde 10 saat çalışıyoruz abi falan diyorlar onları anlayamıyorum pek işte.. neyse göreceğiz bakalım.
a grubu öğretmenlik için söyleyebilirim ki: yeterli öğretmeni seçme amacı altına gizlenmiş, haddinden fazla öğretmen adaylarını eleme görevi üstlenmiş bir sınav zırvasıdır. hiçbir geçerliliği ve güvenirliği yoktur. türkçe öğretmeninden matematik, matematik öğretmeninden tarih, tarih öğretmeninden türkçe sorularını cevaplaması beklenir. bölümüyle alakasız soruları yeterli sayıda cevaplayabilen öğretmenlerin iyi öğretmen olacağı yanılgısıyla, kimi sözleşmeli kimi kadrolu okullara yerleştirilir. atanma kısmı bu sınav zırvasının iyi tarafıdır. bir de atanamayanların oluşturduğu azımsanmayacak çoklukta bir kitle vardır. bu er/hatun kişiler belli bir süre sonra profesyonel kpss çalışıcısı konumuna düşerler. kadro yoktur; öğretmen gerekli değildir! ve devletim, bu sözde nedenler yüzünden atamasını yapamadığı işsiz öğretmen adaylarına kıyamayıp onları ücretli öğretmen adı altında kurumuna sokar. az maaşla gönül alır. iyi ki vardır!