2010 kpss sınavındaki usulsüzlüğün ta kendisidir. onbinlerce insanın canını yakmıştır, yakıyordur, ağlatıyordur.
nedir bu insanların canı? nedir ki? neden hakları yeniyor, neden bunca emeğin karşılığı verilmiyor? ben kpss ye girmedim ama kız arkadaşım girdi ve onun kadar girmiş oldum tüm sene boyunca. onu çalıştırdım, çalışmadığı zamanlar kızdım, mühendis olarak çözemediğim soruları mühendis arkadaşlarımı toplayarak hep beraber çözmeye çalıştık, sürekli moral vermeye çalıştım ki aramızda km ler var. bunu sürekli skype üzerinden yürüttük. finallerim, vizelerim varken bile zaman ayırdım çünkü bu derslerin yaz okulu vardı ama kpss nin tekrarı yoktu; söylentiler çıkana kadar. sınava götürdüm onca yol kat edip, o sınavda iken sanki soruları ben çözüyormuşum gibi dışarıda heyecanlandım, terledim, sürekli dua ettim. niye? atansında bunca özlem sona ersin diye.. sonra sorular çıkıyor, hesaplıyoruz puanımızı 80-81 puan bekliyoruz en kötü haliyle geçen senenin hesap motorlarına göre fakat geliyor 5-6 puan düşüğü. hayaller, beklentiler herşey yıkılıyor. neden? çünkü en az 100 tane genel kültür-yetenek ve eğitim bilimlerini fullleyen insan var. fakat bu nasıl olabilir ki? özellikle eğitim bilimlerinde ki soruları kpss dershane hocaları çözemez ve tereddüte düşerken bu insanlar nasıl 120 soruda 120 yapabiliyor. bırakın allah ınızı severseniz bu "çalışıp yapmışlardır" yalanını. kaç kişi full yapabilir? taş değil kaya çatlasa 10 kişi. umarım gerekenler yapılır, sınav sonuçları incelenir ve tekrar açıklanır. yada en olmadı sınav tekrarı yapılsın. bu saçmalık bir son bulmalı diyorsanız sizde aşağıdaki linkten destek verebilirsiniz.
bu devletteki sınav sistemi çok zor ve işin içinden çıkılamıcak bir hal almıştır.bizim gibi çoklu düşünce sistemiyle düşünen bireyler azalmaktadır onun yerine sözel eğitime önem veren sadece okuduklarıyla kalan bir toplum yaratılmaya calışılmaktadır. bu çok yanlıştır. bu yüzden kpssdeki sorunlarında başı burdan gelmektedir.
öğrenmeyi ikinci plana atan ezberci türk eğitim sisteminin geldiği son noktadır. bir kere başarıyı sınav olarak algılayan bir toplumda bu çok normaldir. elin moronunu 2 dershaneye gönderip evde 2 özel hocayla çalıştırıp odtü'yü, boğaziçi'ni kazandırınca başarılı olmuş sayılması toplumun kanayan yarasıdır. bu bağlamda türk çakallığı işin içine girer nerde kolaylık ona yönelelim. napalım? soruları çalalım tıpkı lisede yaptığımız gibi.
göz göre göre kopyacıların atanmasına kadar varmıştır olay. ama o kadar güzel duyarsızlaştık ki buna bile göz yumabildik. yök başkanı çıkıp* "kopya ihtimali arttı" diyerek halkı iyice gerizekalı yerine koymuştur. ardından nimet hanım çıkıp "elimizde belge olmadan onların atamasını iptal edemeyiz" diyebilmiştir. (kopyacıların kopya çektiklerini itiraf etmelerine rağmen)
peki şimdi ne oldu? ikinci sınava giren kopyacılar direkt atandı. hem de tüm bunlara rağmen. hem de ösym sanki sınav anında kopya çekilmiş gibi dikkatleri başka yere çekmek için abuk sabuk güvenlik önlemleri aldı. kalemle silgiyle girmeyi yasakladı, sanki bu sorular önceden dağıtılmadı ya evet.
sonuçta meb-ösym-yök şeytan üçgeninin işbirliği sayesinde gerizekalı yerine konmuş bir kitle ve eşek gibi bir sonraki yıla umutlarını erteleyen yüzbinlerce öğretmen adayları. işte durum bu.
