kpss skandalından sonra insanın aklına acaba sadece kpss yle kaldılar mı sorusu geliyor. Aynı şeyi büyük olasılıkla öss sınavında da yapmışlardır. Öss de de yapıldığı anlaşılsa o da araştırılmayacak ne olsa. rahat rahat hareket ediliyor o yüzden bu ülkede.soruların dağıtıldığı insanlar hiç mi çevresine vermedi bunları olabilir mi öyle birşey. Arada kaç kişi kaynayıp gidecek sınav iptal edilmediği taktirde. Yazıktır o kadar kurslara gidip para veren emek ve zaman harcayan insanlara.
kpss deki skandalı soruşturmayan ülke yi kınayan insanların;
ülke iktidarıyla, skandal'ın sorumlularının işbirlikçi olduklarını ve bu astığı astık kestiği kestik rte iktidarı, bizzat kendi oyları ile başa getirdiklerini ne çabuk unuttular.
YÖK, Devlet Denetleme Kurulu ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı, KPSS sorularını ÖSYM'nin içinden sızdıran bir şebekenin adaylara 10 bin dolara sattığını belirledi.
Star Gazetesinde Yakup Bulut imzası ile yeralan habere göre, KPSS'de kopya çekildiği iddialarının ardından gerçek gün yüzüne çıktı. YÖK Denetleme Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın üç koldan yürüttüğü soruşturmada KPSS sorularının ÖSYM içinden sızdırıldığı bilgisine ulaşıldı. 10-11 Temmuz'da yapılan sınav sorularının tamamı veya tamamına yakınını doğru yanıtlayan adayların teknik takibi sonrası bazı adayların sınavdan günler öncesinde sorulara para karşılığı ulaştığı belirlendi.
Bu skandalı ortaya çıkaran, soruşturan, neticeye kavuşturan ve bu başlığı bana yediren herkese sonsuz teşekkürler. Umarım her davada bu hassasiyeti gösterir, güçsüzlerin hakkını hep böyle savunursunuz.
edit: bir milli eğitim bakanımız vardı? Ne oldu istifa etti mi?
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı ismail Koncuk, Ankara Adalet Sarayı önünde yaptığı basın açıklamasında, KPSS öncesinde, soruların gönderildiğini belirledikleri bir e-posta adresine ilişkin bilgilere sahip olduklarını ileri sürerek, bu bilgilerin, Devlet Denetleme Kurulu'nca kendilerinden alındığını, bugün de soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan'a bununla ilgili bilgileri vereceklerini söyledi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı ismail Koncuk, KPSS'den önce eğitim bilimleri sorularının ham halinin Uludağ Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden 2007'de mezun olan bir kişinin e-mail adresine servis edildiğini öne sürdü.
Koncuk, sendika genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, sendika tarafından yapılan tespitlere göre, KPSS'ye ilişkin iddiaların 50-100 kişiyle sınırlı olmadığını, binlerce kişiye soruların servis edildiğini yüzde 100 ispat ettiklerini savundu.
Olayların ortaya çıkmasından adeta bir korku duyulduğunu iddia eden Koncuk, "Bu işi yapanların ortaya çıkmasından da korkuluyor. Belki bu olaylar, geçmiş yıllarda da yapıldı ancak, bu yıl ortaya çıktı" dedi.
umarım bu sefer yapanın yanına kar kalmaz. umarım bu da deniz feneri davası gibi olmaz.
Yüz binlerce memur adayının girdiği KPSS'de ilk ciddi kopya görüşü YÖK Denetleme Kurulu'ndan geldi. ÖSYM'de incelemelerde bulunan ve dün de çalışmalarını sürdüren Kurul, "kopya olabilir" kanaatine vardı. Bu kanaat üzerine incelemenin derinleştirilerek, illerdeki ÖSYM yetkililerinin de bilgisine başvurulması gerektiği görüşüne varıldı.
Bu arada ülkenin milli eğitim bakanı hala sessizliğini muhafaza ediyor...
sorunun kökenine inildiğinde neden soruşturulmadığı da anlaşılır. dünkü gazetede, karı koca full yapanlardan bir çiftin haberi vardı. yaşları baya ilerlemiş, üstelik özel bir dershanede çalışıyorlar. yani işleri güçleri var. muhtemelen daha az para kazanacakları meb öğretmenliği için soruları çalmışlar. kim bilir kaç kişinin kıçını yalamışlardır o cevap anahtarını ele geçirebilmek için. ne için? geçmişte çok kişinin burun kıvırdığı bir meslek olan öğretmenlik için.
işte kpss ye yüklenmenin ve illegal yollara sapmanın temelinde türkiye'de ki işverenlerin aslında birer götveren olduğu gerçeği yatıyor. özel dershanede çalışan çoğu öğretmen haddinden fazla çalıştırılıyor. maaşları zamanında ödenmiyor. dersane sahibi araba koleksiyonu yaparken öğretmenlerinin maaşlarını zamanında ve tam ödemekte hassas davranmıyor. nasıl olsa bir sürü genç mezun var.
sorunun tek bir çözümü var, kanunları düzenleyip harfiyen uygulamak. çalışma saatleri konusunda kanunda yazan şekle (haftada en fazla 40 saat) mutlaka uyulmalı, kontrol edilmeli, fazla çalıştırılan kişiye işveren tarafından ceza ödetilmelidir. hangi sektörde olursa olsun maaşı zamanında ödenmeyen çalışanın şikayet etmesi halinde, işveren'in gerekirse banka hesaplarına el konulmalı, hemen çift maaş olarak ödetilmeli. bir kişiyi işten çıkartmak için, işten çıkartılmayı gerektiren halleri ispatlayıcı deliller olmalı, yani devlet memurluğunda işten çıkarma kriteri neyse özelde de bu olmalı.
kpss deki sorunları düzeltmenin tek yolu, özel sektördeki çalışma hayatını sarmalamış başı bozukluktan kurtarmaktan geçiyor.
şu anda çok etkili yürütülmese de, yürütülemeyecek olsa da en azından bir soruşturma açıldı. ama referandumdan sonra o soruşturmayı açacak savcı bile bulamayacağız.
cemaatin kadrolaşamadığı ordu ve yargı vardı. iftiralar atarak ordunun anasını siktiler zaten. yargı da 15-20 gün sonra ellerinde olacak. işte o zaman kimi kime şikayet edeceğiz bilemiyorum.
ivedililikle iptal edilmesi gereken sınavdır. şuan tüm dikkatlerin fulleyen şahıslarda olması ile bir kaç boş yada yanlışlar dikkat çekemeyenlerin tespiti oldukça zor oacaktır.
ÖSS, KPSS, LYS tipi giriş sınavlarına girenler ya da yakından izleyenler, bu sınavlarda tüm soruları doğru yapmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi bilirler. Çünkü bu testlere ayırt edici özelliği yüksek çok zor sorular mutlaka konulur ki, aynı puanda yığılmalar olmasın!..
Nitekim geçtiğimiz yılların KPSS sonuçlarına baktığımızda 120'de 120 net çıkaran aday hiç yoktur. Yine sınav analizlerine bakıldığında bir önceki yıla göre yaptığı net sayılarını yüzde 100 artıranı bulmak da bir o kadar zordur. Evet puanlarda yükselme olur ama bu hiçbir zaman ikiye katlanmaz. Örneğin 50 netten 120'ye yükselmez.
Bir başka önemli tespit de, eğer sorular kolaysa, yani yüzlerce full yapan çıkarsa, Türkiye ortalaması da yükselir. Yani sadece bazı adayların puanı değil tüm adayların puanlarında bir yükselme söz konusu olur.
Şimdi tüm bu bilgiler çerçevesinde, yüz binlerce öğretmen adayını ayağa kaldıran, ÖSYM Başkanı'nı istifa noktasına getiren ve süper yetkilerle donatılan YÖK Denetleme Kurulu ile Ankara Savcılığı'nın cevabını aradığı sorular neler, onlara bir göz atalım:
* Önceki yıllarda Eğitim Bilimleri testinde bir tane bile, soruların tümünü yapan aday çıkmazken bu yıl 350 aday bunu nasıl başardı?
* ÖSYM sorular kolaydı diyor, ama kendi açıkladığı Türkiye ortalamaları bunun tam aksini söylüyor. Türkiye ortalaması geçen yıl 59, bu yıl da 61. Yani zorluk derecesinde değişen bir şey yokken bu şampiyonlar nereden çıktı?
* Geçen yıllarda sınava girip, iki, üç yıl 50, 60 sınırını aşamayan ve soruların yarısını ya da üçte birini yanlış yapan adaylar, bu yıl soruların tümünü nasıl doğru cevapladı?
* KPSS'de 4 sorunun hatalı ve yanlış olduğunu ÖSYM kendisi açıkladı. Ama iptal etmedi. Tam aksine söz konusu soruları öyle ya da böyle cevaplayanların bu seçeneklerini doğru kabul edip, bu soru hatalı diye boş bırakanları adeta cezalandırdı. Niye?
* iptal edilen sorular bile full çekenler tarafından ÖSYM'nin cevap anahtarına göre nasıl ve niye öyle cevaplandırıldı?
* Eğitim Bilimleri soruları arasında 10 tane eğitim profesörünün bir araya geldiğinde kesin doğru bu diyemeyeceği tartışmalı sorular varken, 350 aday hiç tereddüt yaşamadan bu soruları, cevap anahtarına göre nasıl doğru bildi?
* Aynı evden, aynı dershaneden çifter çifter şampiyonların çıkması ne kadar sık rastlanan bir durum?
* Bekârken 60 neti aşamayan öğretmenler, evlendikten sonra, üstelik eşi ile birlikte nasıl tüm soruları doğru cevaplar noktaya geldiler?
* ÖSYM, bu kadar enteresanlığa rağmen, en başından beri neden kesinlikle kopya söz konusu değildir açıklaması yapıyor? Ve hâlâ bu konuda neden ısrarcı?
2010 Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) üzerindeki şaibeler bitmek bilmiyor. Sınavda Eğitim Bilimleri bölümünden 120 tam net yapan 350 kişinin birçoğu dershane veya özel okul öğretmeni çıktı. Ortaya çıkan sonuç, skandal bir iddiaya neden oldu. Buna göre bazı özel dershane ve okullarda çalışan ihtiyaç fazlası öğretmenlerin, Milli Eğitim Bakanlığı'na geçmeleri için, sınavın değerlendirme sahfasında optik okuyucular ile oynanarak bu kişilerin netleri yükseltildi.
çivisi çıkmıştır, yuvarlanmaktadır bu ülke. allah sonumuzu hayretsin. herkes kapağı devlete atmanın derdinde, devlet ise dalavereye teslim olmuş durumda. rüşvetin adı bahşiş olmuş, soygunun adı kural olmuş.
düdüğümde bile olmayan ülkedir. milleti memur olabilmek için yarrak kürrek bir sınava sok, sonra da birileri tezgah yapsın ve birileri birilerinin hakkını yesin! oh ne güzel dünya ama yok böyle bir dünya!