yaklaşık 5-6 gün önce zamanında kendimce yüzüne bile bakmadığım bir üniversitenin okumuş olduğum bölümünün yüksek lisans mülakatına gittim. sonuç; mülakat sırasında bölümümle alakalı teknik konuların abc'sini bile cevaplamakta acizdim. o beğenmediğim üniversitenin hocalarına kendimi rezil rüsva ettim. peki bundaki sebep benim aptal olmamdan mı kaynaklıydı? bilmiyorum, ama çok da aptal olsaydım zor denilen bir bölümü 4 senede bitiremeyeceğimi düşünüyorum, en azından abc'sini bilmeden. kısaca asıl sebep yaklaşık 2 senedir işsiz olmam. 2 senedir bu -çok afedersin- torpilin yoksa k.çındaki b.ku dahi çıkaramayacağın piyasada hiçbir şekilde yer alamamış, okuduğum öğrendiğim şeyleri hiç kullanamadığım için unutmuş olmam. bu sebeple ki lisans sırasında devlette çalışmayı "boş adam işi" olarak değerlendirirken, mezun olunca dünyanın kaç bucak olduğunu görüp, yaklaşık 7-8 ayımı kpss uğruna heba ettim. heba ettim diyorum; çünkü bu çabalarımın boşa çıkmasının yanında, yüksek lisans mülakatı sırasında beynimde hocanın sorduğu soruların cevabı olması gerekirken, yerini türkiye'deki platolarla, II. Meşrutiyet'le, zararlı cemiyetlerle doldurdum. gerçek şu ki, beynimi öylesine gereksiz şeylerle doldurmuştum ve öylesine hamlaşmıştım ki kpss'yi kazanabilsem bile kendi mesleğimi yapabileceğim konusunda ciddi şüphelerim vardı. hala da var. makina mühendisliği okuyup nihayetinde "ajdar" olup çıkmış bir insanın halini malesef her geçen gün daha da iyi anlıyorum.
hiç unutmuyorum, yaklaşık 6-7 ay önce, gitmekte olduğum -cemaatle ilgisi olmayan- dersanedeki hocanın birine sorulmuştu, "hocam beyaz kalem, fem falan çözüyoruz ama, hükümet-cemaat kavgası ayağına biz de yanmayalım?" diye. hoca da soruları hazırlayan kurul veya kişilerin, 17 aralık'tan önce seçilmiş olduğunu, bu sene için bir değişiklik olmayacağını ama muhtemelen 2015'te bir şeylerin değişeceğini ama bizim rahat olmamız gerektiğini söylemişti. o zamanlar demiştim, ulan amma kuruntu yapan bir millet olduk, bu iş kpss sorularına kadar sıçrar mı hiç diye. yani mantıken sıçramaması gerekiyor. cemaatin sorduğu sorularda üçgenin iç açıları toplamı 180'ken, hükümetinkinde farklı mı olacak? yani bu vakte kadar sorulan sorular cemaat odaklı değildi ki, bundan sonra cemaat karşıtı bir müfredatla karşılaşalım. zaten bana kalırsa sorulan sorular hükümet yanlısı olmaktan çok "her şeyin kontrolü hükümetin elinin altında" tarzındaydı. soruları hazırlayanlar bir şeylerin değiştiğini -sanki bunun yeri orasıymış gibi- yersiz bir kanıtlama çabası içerisine girmiş gibiydi.
açıkça söylüyorum, "atatürk sormayarak tarihimizi unutturmaya çalışıyorlar.." sözleri çok boş beleş laflar geliyor bana. sorun, atatürk'ü sorup sormamaları değil. hayır, koskoca insanlar giriyor bu sınava, insanlara bir şeyleri empoze etmeye/insanları bir şeylerden uzak tutmaya çalışsan ne yazar. sorun, öne sürülmüş müfredatın dışında sormaları. baştan çıkar o konuları müfredattan, "mahmut paşa'nın kirvesi kimdir" kıvamındaki çılgın soru tarzından da vazgeç, bir şey dersem ne olayım. bak ciddi soruyorum, ilke inkilapları ve kurtuluş savaşını çıkarınca müminliğin arttığını mı zannediyorlardı? ya da kendince cihat mı yaptıklarını düşünüyorlardı? yahu bırak müslümanlığı cihadı, bu bildiğin kul hakkı. böyle böyle soracağız deyip de, insanların şıklardaki isimleri bile hayatlarında ilk kez duydukları soruları sormak, bunca emeği hiçe saymak, tek atanabilme uğruna olan ya da olmayan tüm maddi birikimini bu sınava harcamış insanların emeklerini çöpe atmak düpedüz kul hakkıdır. çalışanla çalışmayanı bir tutan, "iyi sallayanın" atanabileceği bir sınav yapmak açık açık insanların haklarını yemektir.
bir de rica ediyorum, şu zor olan herkese zordur, önemli olan sıralama muhabbetini etmesin kimse. yahu bitirmediğim deneme, test kitabı kalmadı diyorum; gecemi gündüzüme katıp son güne kadar çalıştım, resmen insanlıktan çıktım, şu genç yaşımda sinir stresten edinmediğim hastalığın kalmaması da cabası. fakat sonuç olarak birkaç hafta çalışma ile girdiği sınavda sırf daha iyi sallayabildi diye adam benden veya çalışan birinden daha iyi puan alıyor, haliyle sen ben değil o atanıyor. sınavın zorluğu-kolaylığı adaleti etkilemez, adaleti etkileyen "bunu soracaz" diyip sormamandır, sınavın tarzını habersizce değiştirmendir.
ha ben bu kadar yazdım da ne oldu? davulcunun osuruğu derler ya hani, benimkisi de ondan. lisede, üniversitede "geleceğin parlak beyinleri" diyerek pohpohladılar da 2 sene boyunca işsiz kaldım da ne oldu? kimin umrunda oldu? kimsenin. yükseklerdeki birkaç parlak meslektaşımı gösterip her şeyin yolunda olduğunu, sistemin tıkır tıkır işlediğini gösterdiler gene. şimdi ise atanamayacağım için, hayatımın bundan sonrasında daha nasıl kötüleşeceğini, artık tutunacak hiçbir planımın kalmadığını da gene bilmeyecekler. bilseler de zaten gene bir şey değişmeyecek.
belki bu hayatta, hayatımın sonuna kadar sistemin en zayıf halkası olacağım ama biliyorum ki öte hayatta bunun hiçbir önemi yok. orada önemli olan hak-hukuk.
ve üstlerinde eğer zerre hakkım varsa, sırf hırsları uğruna bu zulmü yapanlara hakkımı helal etmiyorum.
bu sınava dair hiiç umudum olmasada, gireceğim ve çalışmakta olduğum sınavdır. birde 2014 te daha az memur alıncakmış. ama ümitleri tüketmeyelim. burası türkiye, kim bilir o bir yılda neler neler değişir azizim. umutları yitirmeyelim ama tek gözümüzüde açalım bir zahmet.
tabi allah kahretsinki, benim dersanemin bugün başlayacağını sanırken, aslında taa kasım ın ortalarında başlayacağını öğrenmemle dumura uğrattılar beni. ne güzel gidecektim. yeni arkadaşlar edinip etüt odalarında ders çalışacaktım. hemde mal gibi. ama neyseki, dershane bana bedava uzaktan eğitim kartı verecekte öyle tedarik edeceğim bu boşluğu.
ey kpss adayları, yoldaşlarım, azizlerim,
gelin birlik olalım, şu boklu yolu hepimiz aşalım. sıradan memur olalım, ki memurluğu sıradan yapıp yapmamak bile bizim elimizde. hadi destekleyelim birbirimizi. tam zamanı.
artık bu gidişle, sınav sorularının bir gün önceden "bazı" adaylar tarafından rüyada görülmesi üzerine "bazı" dershaneler ve yayın organları tarafından "bazı" kişilere servis edileceğini tahmin ettiğim sınav. yalnız benim şöyle bir önerim var: gelin bu kadar zahmete girmeyelim he canlar? en iyisi ösym bıraksın soru hazırlamayı. "bazı" yayınevleri hazırlasın soruları. kendiniz çalıp kendiniz oynayın yani kısaca. yüzbinlerce namuslu, haysiyetli vatandaşı da figüran kullanmayın en azından. hem zaten biz malız, her türlü yutarız. son on yılda neleri yuttuk biz. bunu mu yutmuycaz? bunu da yutarız elbet. samsunda 12 vatandaş selden ölünce "toki olmasa en az iki yüz kişi ölürdü" diyebilecek dangalakları çıkarabildiğimize göre, her türlü yutarız biz. siz yapın yeter ki!
Bu sınava yavsak yavsak kolaydi diyen insan var ya. Oğlum manyak misiniz siz. Ya da soruları kim verdi de böyle asılsız konusabiliyorsunuz.
Lan bütün sene dershanede yattım nerdeyse. Girmediğim tarih etutu kalmadi. Sabahlara kadar ders çalıştım. Calismasam çalışmadım derim. Ama çalıştım ya. Allaha Şükür kafasi da basan biriyim. Ama olmadı. Tarih batırdı beni. O moralsizlikle de gerisi gitti zaten.
Ve Atatürk'e bu kadar düşman olan bi ulkeden yalnizca tiksinilir.