carl rogers bunu çocuğun benlik duygusunun gelişimindeki anne-çocuk ilişkisinden yola çıkarak temellendirir.
koşulsuz sevgi annenin çocuğuna verdiği sevgidir..
bu sevgi çocuğun yapacağı "uygun davranışlar" karşılığında verilen bir sevgi değildir.
karşılıksız, hesapsızdır.
erich fromm'un daha da geliştirdiği bu kavram, yalnızca anne sevgisini değil,tüm ilişkilerde hiçbir bağımlılığın ve karşılığın olmaması temeline dayanır.k.marks da "sevgin o kadar güçlü olmalı ki,bir taş bile dile gelip seni sevebilmeli." sözüyle bunu daha önce dile getirmiştir.
ozellikle yeni dogum yapmıs bir annede net bir sekilde gormeniz mumkundur. onun kızı dunyanın en guzel kızıdır, oglu dunyanın en yakısıklısıdır. bebegi dunyanın en lerini barındırır. ne olursa olsun onu her sekilde sevecektir.
buradan da su soru cıkartılır, yeni dogum yapmıs bir kadın nasıl oluyor da bebegini terkedebiliyor, vazgeciyor? hangi guclu kosul bu kosulsuz sevginin onune geciyor? terkettikten sonra bu kosulsuz sevgisi ne kadar sure devam ediyor?
...
Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne?.. Ve işte sevgilerin en gerçeği!
"Üçüncü tür sevgi benim 'Rağmen' diye adlandırdığım türdür" diyor yazar.
Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında birşey beklenmediği için "Eğer" türü sevgiden farklı bu.. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için "Çünkü" türü sevgi de değil. Bu üçüncü tür sevgide, insan "Birşey olduğu için" değil, "Birşey olmasına rağmen" sevilir. Güzelliğe bakar mısınız?.. Rağmen sevgi..
Esmeralda, Qusimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına "rağmen" sever. Asil, yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda'yı çingene olmasına "rağmen" tapar!.. Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara "rağmen" sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karşılaşması şartı ile..
- Burada insanın, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine "rağmen" olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor.
Japon yazar "Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur" diyor. "Farkında olsanızda, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı ya da ünden daha önemlidir." Bunun böyle olduğundan nasıl emin?.. Haklı olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor.. "Şu soruma cevap verin" diyor.
- Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?.. Kendi kendinize 'Yaşamamın ne yararı var' diye sormaz mıydınız?..
- Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün.. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmezmiydi?. O an yaşam size anlamsız gelmez miydi?
- Diyelim sıradan bir yaşamınız var.. Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatınızı nasıl yaşardınız? diye soruyor ve yanıtlıyor:
- Böyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar.
Toyotome, hem de nasıl iddialı savunuyor "Rağmen" sevgiyi.. "Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni 'Rağmen' türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da birgün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır."
Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome.. "Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var.. Kimsede başkasına verecek fazlası yok" diye açıklıyor..
...
spürütüel konulardan bahseden bir site.
domuz gribi ve aşısı hakkında ilginç yaklaşımı var. ilgilenmeye değer bence. günümüz gizli savaş ürünü biyolojik silah ve sözde çözümü hakkındaki yorumlar ve merak edenler için :
(bkz: http://www.kosulsuz-sevgi...amp;id=697&Itemid=726)
günümüzde " aşk" diye adlandırılan kutsallığı bu nedenle biraz yitmiş gerçekliktir. koşulsuz sevgi, aşktır evet ama anneye duyulan aşktır belki, belki bir arkadaşınıza hissettiğiniz yoğun sevgi durumudur. karşınızdaki kişiden beklentinizin sıfıra yakın olması durumudur. genelde sizi koşulsuz sevenler aile üyelerinden başkaları değildir. ama bunu aile üyelerinden ayrı olarak birinde yakalarsanız tutun ve bırakmayın. ama siz koşulsuz sevdiğinizde karşınızdaki bu duruma tepkisizse bu en acıtıcı olaylardan biri olma durumuna gider. yine de beklentiniz olmadığı için katlanırsınız. sevmektir bu sadece. karşınızdaki adi bir yalancı da, bir hırsız da, bir katil de olsa onu o olduğu için seversiniz. hayatından çıkıp gitmenizi açıkça ifade etmediği sürece vazgeçilmez olup, sizi ömür boyu süründürebilecek bir sevgi türüdür. olumlu olarak ele alındığı boyutta da en tatmin eden sevgi türü budur. her ilişkide hissedilen eksik unsurlar burada yoktur ve asla olmayacaktır. çünkü sizin gözünüz kör olmuştur. ama bu körlük sizi dünyanın en şanslı insanı gibi hissettirecek ve sizde bağımlılık yapacaktır.
ayrıca koşulsuz sevgi tamamen karşı cinse duyulan " aşk" olarak dile getiriliyorsa şunlardır da: karşına çıkan herkesi ona benzetmektir. Karşına çıkanda ondan bir şeyler aramak ama bazen bulamamaktır. Koşulsuz sevgi, koşulsuz sevgiye inanmamak, inanmadığını defalarca haykırıp farkında olmadan koşulsuz sevginin yankılarında boğulmak ve kurtulamamaktır. Koşulsuz sevgi, adeta gözlerde kaybolmaktır ama bir çıkış yolu bulamamak, bir çıkmaza girdiğini geç de olsa fark etmektir. Koşulsuz sevgi içinde " cız" ı hissetmektir, o " cız" ın bir ses mi yoksa bir his mi olduğunun bile farkına varamayarak. Gözleriniz çarpıştığında, onunla konuşmaktır " seni koşulsuz seviyorum" diye haykırmaktır, onun duymayışıdır, duymamaya devamıdır koşulsuz sevgi.
aşk bülbülü olanların kimse dilini bilmez imiş..
kim ki gerçek sever seni yoluna koyar teni canı,
ister seni dünü günü,huriye aldanmaz imiş..
(bkz: her haliyle sever)
(bkz: gerçek aşk)
Modernlikle beraber bireyselleşen toplumlarda, koşulsuz sevgi yok olmaya yüz tutmaktadır. insanların sevgileri koşullara bağlı olmakta ve bencillik her geçen gün artmaktadır. Birisini sevmek için hep bir şart bir çıkar söz konusu hale geliyor. Bu da koşulsuz sevgilerin, eskilerin dillere destan aşk hikayelerinde kalmasına neden olmaktadır. Öyle toplumlar oldu ki artık, anneler bile çocuklarını koşulsuz sevemez hale geldi.
tek taraflı bir durumdur sen koşulsuz seviyorsan karşındaki sevmiyordur (Sevdiğini zannediyordur)ilginç bir durumdur aslında. Sevmek, yerine sevişmek lazım.