çok tanıma gerek yok aslında. kıçırık bir tanımda yeter artar bile ama başlık açmak için başlık açmak gibi olur. peki ne yazılabilir bu entryinin altına. herşey ayan beyan ortada.
ama neden pırasa? efedim 100 gr. çiğ (pişirilmemiş) pırasanın içerdiği besin değerleri şöyle sıralanabilir: 25 kalori; 1,8 gr. protein; 4,6 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 1.3 gr. lif: 27 mgr. fosfor; 60 mgr. kalsiyum; 2 mgr. demir; 6,4 mgr. sodyum; 278 mgr. potasyum: 12,5 mgr. magnezyum; 0,07 mgr. B1 vitamini; 0,4 mgr. B3 vitamini ve 15 mgr. C vitamini.
Yukarıda görüleceği gibi, içerdiği potasyum, demir, kalsiyum mineralleri ve özellikle yüksek orandaki lifi nedeniyle önemli bir besin maddesi oluşunun yanı sıra;
o Pırasa şurubu göğsü yumuşatır ve öksürüğe iyi gelir. Güçlü bir balgam söktürücüdür: Bunun için pırasanın beyaz ve yeşil kısımları ince ince kıyılarak suda iyice kaynatılıp süzülür. Böylece elde edilen şuruptan günde 2-3 bardak içilir.
o Ayrıca pırasa idrar söktürücüdür. Sindirimi kolaylaştırır.
demek ki neymiş et yiyerek damar sertliğine yakalanmaktansa pırasa yiyip zımba gibi olmak evlaymış. zaten pırasayı kim yemez? elbette hain evlat ökkeşler yer. allah (c.c.) akıl fikir versin.
dünyanın heryerinde koç türü kurbanlık hayvanlar bulunabileceği fakat pırasanın her yerde ve her zamanda bulunamayacağı gerçeğini bir tarafa yazarsak o pırasalar boy boydur dikkat etmek lazımdır. birde vejeteryanlar(yada vejetaryen mi demeliydim) et dışında her sebzeyi severler diye bir şeymi var pırasanınn yanına ıspanak-brokoli-lahana da kessinler baride acısını alsın.
manzara şudur:
kurbanlık olarak aldığı pırasayı kesmeye kıyamayan vejeteryan, pırasayı yanına alır ve manava gider. manav bu ilginç teklif karşısında ne yapacağını bilemez ama kasaplardan gördüğü ritüeli uygulamaya karar verir. pırasanın boynunu (yani beyaz ve yeşil kısmın birleşitiği yeri) yavaş yavaş okşarken duasını eder. ve bismillah diyerek bıçağı savurur. son görülen şey pırasanın çırpınan yeşil yapraklarıdır.