kozmetik mağazalarındaki tezgahtarların makyajları

entry25 galeri0
    25.
  1. düğün makyajı gibidir. kozmetik mağazası diye yürüyen kataloga dönmeyin ya.
    0 ...
  2. 24.
  3. Tester urunlerle yapilmis makyajdir.
    0 ...
  4. 23.
  5. giydikleri gömleğin yakaları sarımsı olan kokuşmuş tiplerdir.
    2 ...
  6. 22.
  7. yanlışlıkla yüzüne tırnağı gelse faça atılmış gibi duracak olan ablalardır. *

    adit : ah canım kızma *
    3 ...
  8. 21.
  9. bu mağazalarda çalışan kızların yüzlerinde öyle bir makyaj vardır ki, zannedersiniz ki işten çıkıp eve gidince o makyajı böyle maske şeklinde çıkarıp bir kenara koyuyor, ertesi sabah da tekrar suratına oturtuyor. suratlarında yaklaşık dört kutu fondoten olur bu kızların. kirpikleri rimeli taşıyamaz. her şeyi belerler yüzlerine. sürekli rujlarını tazelerler. dişlerine ruj bulaşır. milletin kıçında, başında denettirdikleri ürünleri hiç çekinmeden ve tiksinmeden kendi yüzlerine sürerler. tişörtleri hep lekelidir. makyaj malzemesi bulaşmıştır. saçları genelde iğrenç sarıdır bu hanım ablaların. hem oryalden hem de düzleştirmekten yanmıştır ama onlar içten içe çok güzel olduklarını düşünürler.
    çok güzel makyaj yaptıklarını zannederler. öf korkunç işte.
    0 ...
  10. 20.
  11. kendilerni manken sanıp kasılırlar birde.
    0 ...
  12. 19.
  13. 18.
  14. size, kozmetik mağazasının tezgahtardan deneme tahtası olarak da yararlandığını düşündürten bir manzaradır. fakat bunun tezgahtarın kendi iradesine bağlı olmasıdır asıl şaşırtıcı olan. kimyevi ortamda uzun süre kalmaya bağlıyorum bu durumu.
    0 ...
  15. 17.
  16. 16.
  17. satılan kozmetik ürünün marka değerine ve prestijine göre makyajları değişir eğer satılan ürün kaliteli ve prestijli bir ürün ise bayanlar ve makyajları göz kamaştırıcı olabiliyor fakat daha alt sınıf kozmetik ürünlerinin satışını yapan bayanlar regarenk bir makyaj yapmalarının yanı sıra fiziki güzellikleride diğerlerinin altındadır.
    0 ...
  18. 15.
  19. bu huniler kıskanıldıkları için karalandıkları sanılan kızlardır. kendileri güzel olsalardı kıskanılırdı. ancak ne güzel, ne masum, ne çarpıcı, ne de seksiler.. seçilme sebeplerinden biri güzel olmaları gerekmesi. ancak acı gerçek: güzel değiller. duyan da adriana lima'yı kötülüyoruz sanacak. cık cık cık.
    2 ...
  20. 14.
  21. genellikle tek tiptir ve açıkça söylemek gerekirse üzerine boya attığınız duvar bi boka benzemiyorsa boyadan sonra da bir boka benzemeyecektir. 5 yaşındaki çocuğun eline makyaj çantası verince ne yapıyorsa onlar da onu yaparlar, ellerine yüzlerine bulaştırırlar. lakin işini bilenleri vardır, güzel olan taraflarını daha bir ön plana çıkartmayı bilenler vardır içlerinde. onlar herhalde makyaj uzmanı oluyorlar.

    edit: böyle uzmanlar iç rahatlığıyla sevgiliye gösterilip kadına bak süper makyaj yapmış, sanat eseri gibi maşallah, bence boş ver diğer tezgahtarları bundan al denilebilir.
    2 ...
  22. 13.
  23. bayanlar ürünlere konsantre olurken, erkeklerinde tezgahtarlara konsantre olmasını sağlayan makyajdır.
    boyalı maymuna değil de barbie bebeğe benzediklerinden haklarında böyle kin kusulmasının normal karşılanması gereken tezgahtarlardır.
    *
    1 ...
  24. 12.
  25. kimi kadınların pek bir kıskandıkları, itin götüne sokup sokup çıkardıkları satış görevlisi hatunların işleri gereği yaptıkları makyajdır.

    O halleriyle de pekala güzeldirler.

    Kıskanmayın, adamın asabını sinirlendirmeyin.
    4 ...
  26. 11.
  27. "eğer bu malzemeleri kullanırsanız, en fazla benim gibi bir şey olursunuz" der gibi takılırlar. ocakbaşında sürekli atıştıran, mekan sahibi gibidirler. nasılsa beleş ayol diyerek parlattıkça parlatırlar suratlarını. ya da öyle görünüyor o ışıklardan günahlarını almayalım şimdi. özellikle alışveriş merkezlerinin orta noktalarında bulunanları daha fecidir. kafaları sağ-sola dönemiyormuş gibi dururlar. (bkz: kirec) etrafta gezen daha sade bir makyajı tercih etmiş hanımlara bakıp ne düşündüklerini merak ettiklerimdir bunlar. birileri hanımlarımızı çok pis kandırıyor, iki kat astar bir de plastik boyalı maskeli suratla dolaşınca güzel olunmuyor işte. göreceli möreceli de değil, leş gibi.
    3 ...
  28. 10.
  29. 9.
  30. kozmetik reyonunda çalışan birinin bakımsız halde, gözü çapaklı, saçı yağlı şekilde karşımıza çıkmasındansa artist gibi karşımıza çıkması daha mantıklıdır.
    tıpkı kuaförlerde boya vakti geçmiş, saçlar dağınık, gözünden uyku akan tiplerin sizi güzelleştirmeye çalışması gibi..
    kendine hayrı yok ki der insan...
    1 ...
  31. 8.
  32. işin ilginci kendilerini güzel sanmaları, sizi bakımsız sanmalarıdır. bilinçsizin allahıdır kendileri, tüketim delisi olmuş çıkmışlardır. kullandıkları ürünlere inanırlar ki en dehşet veren nokta budur. ille de kendi markalarındaki selülit kremi iyidir, arkadaşının markası iyi değildir.
    2 ...
  33. 7.
  34. lanet (a.k.a. nalet) olsun icimdeki insanlik ve tikkylik sevgisine bakimli kiz gordumu dayanamayip okuz gibi bakmak isteyen bunye dogrultusunda hic yoktan butceye zarar verdiren ruj olsun surme olsun pudra olsun bu gibi kozmetik urunler kombinasyonu..
    0 ...
  35. 6.
  36. 5.
  37. nedense hepsi çirkin olur, onca boya onları daha da çirkinleştirir, babamın da dediği gibi 'o kadar boya ile ev boyarız biz lan'.
    2 ...
  38. 4.
  39. yüzlerinde yağlı boya çalışması yapmış gibi duran kızlardır.
    0 ...
  40. 3.
  41. insanı makyajdan soğutan alışveriş merkezlerinin gülleri.
    1 ...
  42. 2.
  43. bazıları huriye bazıları huniye dönüşür. sabah çok erken saatlerde akmerkez'e gidin, sevil kızlarının o pürtelaş boyanmalarını izleyin. bu huniler pisliklerini ya da bakımsızlıklarını kat kat iğrenç pudrayla kapamaya çalışırlar. senin oradaki pis allık fırçasıyla allık denemeni beklerler bir de. işin garibi kemik yapıları ve tiplerine, renk ve göz yapılarına göre değil, tezgahtar makyajı kanunlarına göre boyanırlar. makyajın, güzeli öne çıkarmak olduğunu bilmeyen bu huniler için tabir, makyajdan ziyade boyanmaktır. bir de o iğrenç görüntülerine bakmadan size gözaltı kapatıcısı yamamaya çalışırlar.
    1 ...
  44. 1.
  45. bir kozmetik mağazası ya da büyük bir bir alışveriş mağazasının kozmetik reyonundaki satış görevlileri ki çoğunlukla bayandırlar, artist gibi makyajlıdırlar her daim.

    bu arada başlığı açarken farkettim ki tezgahtar kelimesini yavaştan gözden çıkarmaya başlamışım. başlıkta ilk düşündüğüm satış görevlisi idi ama karakter sınırlamasından dolayı tezgahtara çevirince tuhaf geldi. hem parfümeri gibi efendim zerafet ve güzellikle ilgili bir konuya da satış görevlisi gibi daha havalı bir isim uygun kaçar diye düşünmüş olmalıyım. zira o her biri adeta holivud artisti de oscar törenine gidecekmiş gibi boyanmış , tabiidir ki böyle boyanınca hal tavır da değişmiş, üzerlerine bir alım bir çalım haller gelmiş olan hanımefendilere tezgahtar diyecek halimiz yok . satış görevlisi diyeceğiz tabi. hatta o da biraz kaba geldi şimdi bak, şey yapalım bunu, satış sorumlusu. neyse dağıtmayayım konuyu.

    bu kızlarımız hepsi tornadan çıkmış gibidirler. kat kat sürülmüş fondetenler,yetmemiş kat kat pudralar, göz etrafları beyaz, yok bülent ersoy'un ki kadar abartılı değil, dünyanın en önemli şeyi gibi özen gösterilerek kaydırmadan göze çekilmiş eye linerler, bazılarında takma kirpikler falan şöyle bir bakakalır insan. malzeme de bol malum, hem de kaliteli markalarla hepsi bir huriye dönüşmüştür. bakımsız hissedersiniz karşılarında kendinizi.

    müşteriden çok kendileri ile ilgilidirler sanki, iki de bir aynaya bakmalar, pudra tazelemeler falan. gerçi bu tercih edilesi bir durumdur, siz kendi kendinize takılırsınız. ilgilenmeleri daha beter derttir. hiç birine de kendinizi beğendirmeniz mümkün değildir. ya cildiniz oooo ne yapmışsınızdır öyle, çok kurumuştur ya lekeler vardır saniye kaybetmeden leke giderici kullanmalıdır ya da kırışıklıklar, derhal müdahale edilmelidir.
    çökersiniz.
    sevmem ben bunları.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük