kupa içinde sıcak çay, kareli battaniye, pencere kenarı. eğer yağmur yağıyor, şimşek çakıyorsa tadından yenmez vallahi. elektrikler kesilirse de üzülmem, hatta cila olur hepsine. çok kişi varsa ortamda duygusal moda sokmaz, yalnız olmak lazım ya da bilemedim 2-3 kişi olmalı. daha fazla değil.
arkada da koop island blues çalıyorsa mm..
Bunun bir de açık havalı olanı vardır. Kapalı hava sendromunda en azından toplumun yarısı depresyondadır. Açık havada ise gerçekten depresyonda olanlar kendini belli eder. Herkes mutluyken hava güzel diye seviniyorken bu zavallı kişiler '' tanrım herkes mutlu ben neden değilim? '' diyerek bir kez daha depresyona girerler. evet.
bak bi havaya, diyor ki gel toprağıma gömüvereyim seni.
aç ordan derbeder bir müzik. aç da daha da iste doğallaşmayı. kurtul bu yapaylıktan. gel kollarıma.
kaç şehrin bunaltısından, yağmurumda yıkan da, çiçekler gibi kok sonra. çürü.
bardağın dolu tarafındanda bakmak lazım. dışardaki havaya bakıp bir yudum kahve alınca sanki insanın aklındaki tüm düşünceler bulutlara uçuşup kayboluyor. hele birde yağmur yağınca o penceredeki küçük çocukların "yağmur yayıoooor selllleeer akıoooor" diye söylenişini görürken ağza bir tebessüm gelir.*
olumsuz gibi lanse edilmemelidir. bir nevi bundan zevk alan insanlar var. herkes koyu açık, güneşli havayı sevmek zorunda değil. yaşasın sendromların kardeşliği.
ışığın hayattaki yerini hatırlatan ruh halidir. sanki bulutlar bir dehlize döndürür dünyayı da, aralarından çatlaklar çıkınca sevinir dünya, rengârenk kuşak takınır gök bile, bulutlardan sızan umut ışığı uğruna. gürler gök, yankılanır yerde sedası... bakar bir çift göz göğün öğlen vaktindeki grisine... kar bulutu gibi tatlı değil bu, eve git der... eve git ve uyu... öğlen uykusu değil bu, anlamlandırılamayan hüznün yorgunluğu. yorgunluk da değil de belki, ışığa uyanma tutkusu...
ekleme: kapalı hava diye bir başlık olmamasından ve o başlığa muhtemelen yazılacak olan yazıların buraya yazılmış olmasından dolayı yeni başlık açmak yerine ben de buraya yazdım.
nirvana.ruhumda nuhun gemisi yüzdürürüm, karinalarına vuran dalga sesleri öylesine huzur verir ki okyanusların içinden geçip madagaskar kıyılarına ulaşırım, sessiz bir ifade şeklinde yüzümden katreler düşer, yelkenliler beklememem, içim rahattır.bu zaman diliminde, havaya kurşun sıksam su düşer üstüme. sırılsıklam ıslanmaktan korkmam. hani 1 gün açmadığın şemsiyeni ödünç alırım, belki zatüreden yırtarım. rüzgar tüylerimi diken diken eder ama üşümekten değil. mevsim solucanların kaldırımlara saçılıp tiksindirdiği yağmur mevsimi. pencereye vuran damlaların buğusuna adını yazmakla başlar, karga sesleriyle sürer gider taaa ki yaza kadar.bir sözlük bir de bu koyu kapalı hava kafa yapar bende. bazıları sadece bir sigara ya da msn ile nirvanaya ulaşır, kafa olurlar.allahtan yağmurun altında dolmak zorunda olan bir çay bardağı değilim. keşke sabaha karşı kutup ikliminde donsam. özledim vallahi bir kardan adam olsa da yesek, şimdi nasıl canım çekti.
''kırmızı ışık yandı, yayalar geçsin bekleyelim.'' diyen arkadaşım hiç olmadı. hepsi trafik canavarıydı. ileri derecede haz düşkünleriydiler, hala öyleler.selam veririm ''nerden geliyorsun'' derler ne alakaysa. sen gel bu adamın çağrışım dünyası olduğuna inan,yok böyle bir şey! kahvelerden nefret ederim. pişpirik oynarsam anca gazozuna o da gırgırına. gözüne sürme çeken adamlar gördüm, kulağına küpe takıp çıkarmak için kanatanlar da var, allah size akıl fikir versin.
iskandinavyanın papatya sarısı kızları ve knut hamsun un norveç balıkçıları durduk yere mi intihar ediyor sandın. onları bu havalar mahfetti. koyu kapalı havanın üvey evlatları bellediler kendilerini. taze çikolatalar ve ingmar bergman kimseyi nirvanaya ulaştıramadı. ve kibrit çıkan ormanlar yandı...
yani herkes kendi kendinin psikologu anladın mı canım.
Derpresiflikten bilinç altında küçük bir zevk alındığı anlardır. Bir litre kahve ve sevgili ile tüm günün evde dizi ya da film izleyerek geçmesi hayatın nirvanalarındandır.
günesi seven insanlarin depressiona girdigi bir dönemdir ve bununla birlikte herseyi olumsuz görmeye baslarlar.
tabi dogal olarakta herseye potansiyel olarak aglarlar.