bir at yürüyüşünden kelli anlam kazanmış, götüne koyulan kişinin yürüyüşünün değiştiğini pek bi rahatlamış yürümeye başladığını anlatan , cem yılmazca kullanılmış, nadir kullanılan bir deyim.
şimdilerde yeni çağ gurularının
"efendim işte kendinizle barışık olun, kendinizi sevin, bir şeyin üzerine çok gitmeyin, herşey olacağına varır, evrene bırakın, evreni bilmem ne yapın" falan gibi quantumca verdikleri beyanatın, bir zamanlar zaten atalarımızca söylenmiş olan şekli.
günlük hayatta en çok kullandığım hatta artık sadece bir söz değil bir hayat felsefesi olarak düşündüğüm söz öbeği.herkese de tavsiye ederim ne dert kalıyo ne tasa.
girilen her entari ve başlık ardı sıra söylediğim cmylmzın dillerimize pelesenk ettiği, muhtemelen bu entariyi girerkende diyecek olduğum deyim...
ne deyim, güzel deyim *
hayatın en mükemmel felsefesi. bunca zaman bu felsefeyi kendime düstur edinmeyişim büyük bir eksiklikmiş. hayat tecrübesi yaşandıkça kazanıldığı için biraz gecikiyor haliyle..
Sabah olur iş için çalıp duran alarm ertelendikçe ertelenir. Derken geç kalmanın eşiğinde iken içten bir ses yükselir "koy götüne rahvan gitsin"
anne, baba, eş, dost, arkadaş, iş arkadaşı, patron, müdür, sevgili, öğretmen ile yapılan kavgalardan sonra cuk oturur "koy götüne rahvan gitsin"
Sevişme öncesinde acaba mi ki denilen yerde "koy götüne rahvan gitsin"
ay sonunu nasıl getireceğini düşünürken bile alışveriş yaptığın sırada "koy götüne rahvan gitsin"
Her türlü duruma cukkk diye oturan nadide cümlemiz
Bulanı saygıyla anmaktayım
(bkz: cuk diye oturmak)