özellikle gençlerin sevgilisi haline gelmiş pantolon cinsi. oldukça hatta gereğinden fazla yaygındır bu pantolonlar. ancak bazı kullanım şekilleri ilginçtir:
-kimi kalın kumaşlı ve daracık olanlar, insanı "oklava yutmuş" görünümüne sokabiliyor,
-iskarpin ayakkabı ile kombin edildiğinde kro bir görünüm veriyor,
-sağında solunda potluk varsa emanet gibi duruyor,
-yazın kıça yapışıyor, terden dolayı giymesi çıkarması zulüm oluyor,
-biraz fazla kilonuz varsa, kotun bel kısmı kalın ve sıkı olduğundan, bunları hemen pörtletip insanların gözüne sokabiliyor,
-tam bedeninize göre aldığınız kot, iki giymeden sonra kendini saldığından kıçınızdan düşüyor.
bu nedenle kot alırken azami dikkat gösterilmeli yoksa mazallah rezil olursunuz. bunların yanında fazlaca artı özellikleri var:
-kullanım süresi haddinden fazla uzundur.
ergenlikte veya çocuklukta alınan kot, daha eskimeden kişinin boyu uzayacağından, kesilerek kapri halinde giyilebilir. dizleri yer yaptığında ise yine kesilerek şort haline getirilebilir. bunun için terzilik bilmeye gerek yoktur, uçları salkım saçak kotlar oldukça revaçtadır.
kotların dizi yer yaptığında ise bir makas atılır, zamanla o kısmın iplikleri çıkar ve serseri bir görünüm elde edilir.
-çabuk kirlenmez
öğrenciler için ideal. bir ay yıkama bir şeycik olmaz.
-ütülenme derdi yok
yıka, kurut, giy, çık.
yüzyılın icadı..değişik ipliklerden üretilen sert fakat bir o kadar rahat kumaş pantolon..dünyada hergün 2 milyar kişinin giydiği rivayet edilen giysi..
(bkz: levis)
(bkz: mavi jeans)
(bkz: dockers)
şimdi muhterem şöyle bir gerçek vardır ki sen de aşinasındır buna, kot pantolon ayrıdır, sana yakışan kot pantolon ayrıdır.
senin misal.. azami 5-6 tane kotun varsa dolabında, bir tanesinin yeri muhakkak ayrıdır.
çok zayıfsındır, o kot seni daha kilolu gösteriyodur. açık renktedir.
ya da aşırı şişmansındır, o senin bir kısmını eksiltip gösteriyordur.
efenim basenin vardır basenleri küçültür. poponu kalkık gösterir, yok daha uzun gösterir.. yok daha yapılı gösterir.. neyse işte.
ancak maalesef üç dört yılda bir rastlanır gerçekten yakışan kot pantolona. bu nedenledir ki rastlanıldığı zaman asla bırakılmamalı. sıkı sıkı sarılmalı. gitmesine izin verilmemeli. aman indirime girsin, defosu çıksın, annem gelsin alsın diye beklenmemeli. hayatının hatasını yapmış olursun o anda.
o "özel" kot pantolon, ipek kumaştan dikilmiş giysiden daha kıymetlidir.
var öyle bi gerçek. yadsınamayan.
2 günde bir "kirlenmiştir" diye değiştirilen bütün giyeceklerden bağımsız olarak haftalarca kirlenmediğine inanılan, günlük hayatın vazgeçilmez parçası.
--spoiler--
Kot ismi bu tip pantolonları Türkiye'de ilk üreten kişi olan Muhteşem Kot'tan geliyor. Muhteşem Kot Fransa'da blue jean pantolonu görüyor. Pantolonu oldukça beğenen Muhteşem Kot, kendi ülkesinde de bunlardan üretmeyi kafasına koyuyor. Süreci Muhteşem Kot'un oğlu Aytaç Kot şu şekilde anlatıyor:
"Babam 1940'ların sonunda Fransa'ya gittiğinde eline bir Levi's blucin geçiyor. Taş gibi sağlam bir pantolon, olağanüstü dikişleri var. Öğreniyor ki, bunları Amerika'da kovboylar, işçiler giyiyor. Babam aynısını Türkiye'de iş pantolonu olarak yapmaya karar veriyor."
Blue Jean pantolon Türkiye'de kısa sürede tutuluyor. Muhteşem Kot'un ürettiği pantolonlar önce Kot'un pantolonu, sonrasında da kot pantolon olarak anılmaya başlanıyor. Yıllar içerisinde kot'un aslında bir soyisim olduğu unutuluyor. Aytaç Kot kimseyi kot pantolon demekten alıkoyamayınca çözümü "Kot" markasını tescil ettirmekte buluyor:
"Babam 1958'de vefat edince annem ve dayımla birlikte işin başına geçtim, 1960'ta 'Kot' markasını tescil ettirdik. Mallarımızın gerçekten çok sağlam olması, 3 dikişli makinelerle dikilmesi, temizlenmesinin kolaylığı, ütü istememesi nedeniyle özellikle köylü ve işçilerin ısrarla aradığı pantolon haline geldi. Kot markası dolayısı ile de 'kot pantolon' denildi, hala da öyle gidiyor."
Uzun yıllar Türkiye'deki blue jean pazarını elinde tutan firma, özellikle 80'li yıllarda Levi's gibi dünya devlerinin ülkeye girmesi ve büyük pazar payı elde etmesi yüzünden üretimine son veriyor.
--spoiler--