malum şu kot denilen giysi, nasıl bir maddeden yapılıyorsa artık, milim esneme payı olmayan, kalıp gibi bir şey; girdi girdi, girmedi girmedi. (gereksiz bilgi: gerek psikolojik gerek fiziksel etkileriyle kansere de yol açıyormuş... muş...)
insan da, evvel ezel kilolarıyla başı dertte olan bir varlık. bi alır bi verir... bir duba gibi olur, bir fidan gibi... her daim farklı bir kiloda yani. tabii adamına da bağlı biraz aslında, bütün bir hayatını aynı kiloyla geçirip göçmüş insanlar da olabiliyor ara sıra bunların dışında, her neyse... ne diyordum, hep değişken bir ağırlığa sahip insan işte. satın aldıklarını aldığı zamanki kilosuyla giymeye mahkum... hele bir de kot gibi cins bir şey ise alınan, vay anam vay, sonradan onun içine girmek için sarf edilecek enerjiyi ne ben hesaplayabilirim ne de her kimse artık...
o alındığı dönemdeki kiloda değilse eğer insan, asgari bi yarım saatini o aldığı kotun içine girmek için harcayabilir pekala.(başarı garanti edilmemekle beraber) ne var ki, ilk giyinişte de düşünülemez önceden bu boktan şey yüzünden zaman kaybedileceği, hemen altıma çeker çıkarım hesabı, 5 dakikadan fazla da zaman ayrılmaz giymek için. lakin, o bacaklardan geçtikten sonra beli oturtmaya, düğmeleri bağlamaya çalışmak yok mu... o andır işte ağızdan çıkan ilk küfür. ''yaz meleğim, 'hodumunu' dedim.''
ilk 5-10 dakika bacakları 15 derece(deneylerim sonucu yarım açıyla falan bizzat hesap ettim) yanlara açıp mümkün mertebe aynı pozisyonda kalarak(?), yerden 15-20 cm yukarı zıplamayla geçer.* yeterli değildir pek tabii. hadi kuyruksokumuna kadar geldi varsayalım, en iyi ihtimal. takip eden diğer yöntemimiz, daha yeni toplanmış yatağın üzerine atlamak ve allah ne güç verdiyse kemer yerlerinden kota asılmak... dizler ve göt yukarı bir pozisyonda yapılması gerekmekte yalnız bu işlem de, önemli bir detay başarıya ulaşmakta. tamam, hadi diyelim, iyi, götü oturttuk. sıra geldi düğmelere... keza sancılı bir etap o da, önceki gibi... bunun için de yapılan bütün iç organları birbirine yapıştıracak şekilde karnı içeri çekmek... bel çevresinin yarısına inene kadar uygulanması gerekiyor yalnız bunun da.(evet deneylerim)
bütün bu aşamalardan sonra da şu zımbırtı hala doğru düzgün giyilip o lanet olası son düğme kapatılamadıysa, üzgünüm, yapacak başka bir şeyimiz de yok. annenize verin iyisi mi, o bir şey yapsın size, ya da eve... haa yok, sonunda terden sucuk gibi olsam da giydim diyorsanız, tebriklerimi sunarak ne mutlu size diyorum... yürüyebilirsiniz...
...
evet, yürüyünüz?...
edit: hem şekil de olur ayağına orasından burasında yırtmayı aklınızdan dahi geçirmeyin! bir, modası geçeli asırlar oldu; iki, bir işe de yaramaz. bir de etraftan küfür yediğinizle kalabilirsiniz ek olarak, ben ederim şahsen.