Masalsı, farklı çok sevdiğim bir film. Kosmos'un 'Allah insanı doğru yarattı fakat insanlar hep bir düzen aradı.' sözü de ayrı bir güzeldir ve dogru olduğuna inandığım bir tespit.
(bkz: reha erdem) 'in izleyicisini yarım saatte belirlediği filmdir. Nitekim yarım saate dayanan izleyici film bittikten sonra tekrar izlemek isteyecektir.
Piyasa filmlerinden hoşlananlar izlemesin tabii. Çünkü piyasanın ötesinde bir film.
şimdi türkiyede bir grup var; aklı, duyguları, organları senden benden farklı çalışıyor. bu insanlar zeki, kültürlü, elit insanlar. ama yok; ya biz anlamıyoz yada onlar anlatamıyor derdini.
hani bizim anladığımız filmlerin birinde diyor ya ''abi öyle bir tarikata denk geldim ki, içeride işemeli sıçmalı ayin vardi'' deyu ha işte bu film tam öyle bişey, buna benzer bi duruma daha önce ulak filminde düşmüştüm. hem çok şey anlamıştım hem hiçbir şey. illaki birşey anlatıyor film ama bana değil, güzel olan karstı gerisi çok kastı.
şehrin birine delinin biri koşarak geldi, koşarak gitti, ne şehirli birşey anladı ne seyirci...
Bence kesinlikle Türk sinema tarihinin en unutulmaz filmlerinden biri olmaya aday son derece ayrıksı bir film. Bu kusursuz olduğu anlamına gelmiyor, elbette ve özellikle teknik açıdan kusurları var. Türk filmlerinin eski hastalığı olan konuşmaların anlaşılamaması sorunu geri gelmiş öncelikle. Başroldeki çok başarılı oyuncunun ses tonundan kaynaklanan teknik handikap aşılamamış. Buna karşılık, Reha Erdem kendi sinemasını da şaşırtıcı ölçüde aşarak, ürettiği bu çok ilginç senaryoyu bilinçli bir denetimsizlikle, baş döndürücü bir tempoyla anlatmış. Filmde sinema tarihinin kimi büyük filmlerine göndermeler de var ve bu film de sadece türk sinemasının değil, dünya sinemasının da büyükleri arasına rahatça girebilecek nitelikler taşıyor. Elbette ki klasik anlatımların seyirciyi yormayan tarzına alışkın olanlara göre değil bu film, hayatın kendisi gibi önüne geçilemez bir sürekli akışın perdeye mükemmel bir yansıması şeklinde anlatılmış herşey. Gerçek hayat gibi güvensiz, tekinsiz ve belirsiz bir dili var filmin de, filmin kahramanlarının da. Gerçek sinemaseverlerin kaçırmaması gerek.
--spoiler--
- güzeller güzeli; yüreğim şimdi bak parmaklarımdan damlayacak. şimdi bak içimin oynaması benden rüzgâr çıkaracak. sen. sen. senin adın var mı?
- adım, neptün olsun.
- senin adın neptün olsun, benim de kosmos. sol elin başımın altında olsun, sağı da beni kucaklasın.
--spoiler--
--spoiler--
'bu film roman olsaymış daha iyi olurmuş. romanı da hasan ali toptaş yazsaymış. fena olmazdı.
film, bana romanı daha iyi olan kötü bir uyarlamaymış hissi verdi.. '
--spoiler--
böyle diyenler var. filmlerin kitap olmasını isteyenler hala kitaplardan esinlenerek senaryolaştırılan yapımlara bağlı kalanlar. hatta bu insanlar kitabın filmi çekildiğinde beğenmeyenler olmamış diyenler..sinemanın başka bir sanat olduğunu, hatta filmin sanat filmi olduğunun farkına varılması gerekli..
yok şu yönetmenin şu filminden öksürük sahnesi, şunun filmindeki yürüyüş sahnesi. reha erdem bazı sahnelerin benzerliğini kabul ediyor zaten. battalı yeşil yoldaki siyahi adama benzetenler var. aslında dini yönden biraz irdeleme yapıldığında battalın isa portresi çizdiğini anlaşılabilir..
filmde arkadan arada gelen top sahneleri aslında insanın ilk dünyaya geldiğinde ne kadar masum olduğunu sonradan bir ölüm makinesine döndüğünü vurguluyor. battal ise biraz aşk istiyor bir de bir bardak sıcak çay.