Şahit olduğum durum.
Korona hastalarını hastaneye yatirmiyolar. Ağır kronik hastalıkları olanları bile.
Git evde kendini izole et diyip gonderiyolar. Sonuç olarak bu Korona hastaları evde kendilerini izole etmiyolar orda burda dolaşıyolar.
hastanelik değilse yatırmıyorlar evet. çünkü evler o hastanelerden daha güvenli şu dönemde. ağır belirtisi yoksa hastanede yatması daha fazla enfeksiyon riskinden başka bir şey katmaz belirtisiz geçiren hastalara.
Sağlık calısanıysanız karantina süreniz 14 degil 7 gün. Virüs kaptıysanız idare 2 maske takıp çalış diyebiliyor, cok hastaysanız 1 hafta yat sonra geleceksin sana nöbet yazdık denebiliyor. Neler duyuyoruz neler. Durum bu iken hastalığı hafif atlatan kişilerin asla yüzüne bakmaz kimse.
TBMM çalışanı Corona virüse yakalanıyor. ilaç verilip evine yollanıyor ve fenalaşan hasta ölüyor. Bugün basında ki haber.
Ailede corona şüphesi var, devlet hastanesi test yapmıyor. Özel hastanede 1500 lira civarında para vererek test oluyorlar anne Corona.
Bunları da eve yolluyorlar. Unutmadan; bu aile bizden 4 bina ileride. Hasta olan ailenin ve sokak sakinlerinin Çocukları sokakta ve aileler tedirgin. Aynı market manav kasap fırından alışveriş yapılıyor.
Bir salgında (özellikle böyle viral olup bulaşıcılığı yüksek olan küresel durumda) bir insanın virüse yakalanmış olmasını bırakınız; virüse yakalanmış insan ile aynı ortamda yaşayan, çalışan, günün yarısını birlikte geçiren ama virüse yakalanmamış test sonucu negatif çıkmış bile olsa (test hata payı da düşünülerek) bu insanlara bile evinize gidin denmez, toplum içine salınmaz.
Bu insanlar karantina altına alınır, toplumdan teması kesilir.
Tamam, çin gibi yapın demiyoruz.
Bir binada Corona olan bir daire yüzünden tüm binayı karantinaya almak için binanın demir kapısını kaynak ile kapatın ve kapısına sokağın başına bir polis ekibi koyun demiyoruz.
Sürü bağışıklığı (saldım çayıra, mevlam kayıra yaklaşımı olarak Türkiye'de uygulanıyor) da bir tercih.
Genelde sağlık sistemi, personel aşı ilaç medikal malzeme yapı stoğu bakım gözetim tedavi birimleri açısından salgın ile mücadelede yetersiz kaldığında en akıllı tercih olur.
Kısıtlamalar yasaklar kontrollü şekilde kaldırılır. Halkın toplu alanlarda kullanım araçlarında ve bireysel yaşam alanları vb kişi çevre yaşam alanları dezenfekte edilmesi, önleyici hizmetler (test, uyarı, kontroller vb) büyük bir titizlikle uygulanır.
Ama bu sürü bağışıklılığı en son çaredir desek haksızlık etmiş oluruz.
Aslında sürü bağışıklığı köprüden önce son çıkış, tam bir karantina uygulaması işe yaramaz ise sonrasında tercih edilecek durumdur ve en basit örnekleme ile "ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir" desek ne anlama geldiğini sanırım herkes anlar.
Sürü bağışıklılığının veya tam bir karantina uygulamasının (aşısı olmayan, test sonuçları bile tartışmalı, bulaşı oranı yüksek olan viral salgında başka bir mücadele yolu da yoktur) başarılı olması için elde ki verileri şeffaf şekilde kamuoyu ile paylaşmalısınız.
Hem verileri şeffaf olarak paylaşım yapmaz, hem de virüse yakalanmış veya taşıyıcı olma ihtimali olan insanları karantina altına almak yerine (hastahane, toplu konutlar, spor komplekslerinde, yurtlarda) toplumdan ayrı tutmak yerine halkın arasına salarsanız; sürü bağışıklığı yöntemi de işe yaramaz ve sonunda elinizde kalan tek çare sinagog kilise cami de edilen dualar, yaratandan yardım istemek tek mücadele yolunuz olarak elinizde kalır.
işin acı tarafı böyle salgınlarda belirlenen mücadele yöntemlerinin hiç birini şimdiye kadar tam olarak uygulamasını yapmadık.
Her şeyi yarım yamalak yaptık.
Neyse, Ekim Kasım sonrası görüşürüz.
hastanelerde yer yok, vakalar arttı ölüm sayısı arttı, hastalığı ağır geçiren kişileri hastanede tutuyorlar hafif geçirenleride evde ilaç tedavisiyle atlatmasını sağlıyorlar.