Myanmar’ daki askeri diktatörlüğe karşı direnişin lideri ve şimdi Dışişleri Bakanı olan Aung San Suu Kyi Korkusuz Yaşama Hakkı adlı kitabında şöyle der:
“ iktidarı çürüten güç değil, korkudur. iktidarı kaybetmek korkusu gücü kullananları, iktidar tarafından cezalandırılmak korkusu da güce tabi olanları çürütür.”
Otoriter- totaliter rejimlerle yönetilen pek çok ülkede korku, toplumu kontrol altında tutmak için kullanılır. Baskı derecesi ne olursa olsun, bütün korku toplumlarının ortak özelliği, yazılı ve görsel medyayı kontrol ederek bir toplumsal beyin yıkama mekanizması kurmasıdır.
Korku toplumlarında, korku iki yanlıdır. Sadece baskı altındakiler korkmaz. Aynı zamanda baskıyı uygulayan lider ya da iktidar da korkar. Onların korkusu iktidarı yitirmektir. Bu korkunun gerçekleşmesi olasılığı artıkça, baskı da yoğunlaşır.
günümüzden bir örnek vermek gerekirse;
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alaattin Duran ve yardımcılarının başına gelen olaydır.
Dekan Duran' ın ifadesiyle; “Sayın Muharrem ince’ yi okula almamam gerektiği konusunda talimat verdiler. Ancak ben bunu kabullenemedim. Böyle bir şey mümkün değildi. Açıkça söylemek gerekirse dünkü olay ipimizi çekti ''
halkı korkutarak iktidarda kalmaya çalışıyorlar ve kaybedeceklerini hissedip '' korkuyorlar''.
eğer korkmasalar, böyle bir talimat vermezlerdi;
Korku duymadan yaşamak bir temel insanlık hakkıdır.
Birleşmiş Milletler (BM) insan Hakları Evrensel Bildirisi’ nin başlangıç bölümünde, ifade ve inanç özgürlüğü ve korkudan ve yoksulluktan uzak bir yaşam insanlığın en yüce beklentisidir
ifadesi yer alır.
sen yanmazsan ben yanmazsam biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa