geçen ramazan bayramında kıbrıstaydım. kardeşimin sınıra yakın olan magosadaki evindeydik. bayram sabahı, namazdan önce üç pare top atışı yapıldı. tabi ben bu uygulamayı bilmediğimden ve bir önceki gece yarısı maraş bölgesine gidip savaştan sonra aynı kalmış evleri gördüğümden savaş çıktı zannedip bütün apartmanı ayağa kaldırdım.
işte o gün korkudan altına sıçmak nedir anlamıştım. *
kesinlikle yaşadım ben bunu. öncelikle şunu söyliyim ben hayatımda hiç bu kadar korkmadım. abartmıyorum yarım saat titrerim evde. lal geldi konuşamadım. geçen gün odamda oturuyorum. dedim bi fm 11 oynıyım. çalışma masama geçtim uzattım ayaklarımı yatağa. yayıldım bi güzel altımda boxer. ohh miss keyfime diyecek yok. alttan alttanda bira içiyorum. bu arada odanın penceresi arkamda kalıyo. ben fm de maç yaparken masaya bi gölge düştü. ohaa dedim ne büyük bi kelebek. kelebeğin gölgesi sandım. bi döndüm arkamı yarasa. bana doğru uçuyo orospu çocuğu. koltuktan düştüğüm gibi 'ananı sikiyimmmmmmm' nidaları ile kaçıyorum odadan. ama ağzım yüzüm kaydı. o küfürü ettim ama nasıl ettim sen bana sor. gören sarhoş sanır. ağzım yüzüm o kadar kaydı. dışarı çıksam çıkamıyorum. altımda boxer, telefon,anahtar cüzdan hepsi içerde kaldı. bi an aklıma polisi aramak bile geldi. *
neyse selam olsun o yarasa ya. evden soğuttun lan beni. uçan memeli ibne.
bunu gözlerimle gördüm agalar. var böyle bir şey. şehir efsanesi falan değil.
dün 2 yaşındaki yiğenimle evde çeşitli oyunlar oynuyoruz.
yarış motoru geçti kapının önünden, sesinden ben bile tırstım o derece yardırmış eleman.
baktım bizim ufaklık bi titredi, yanıma koşturdu pırt dedi.
genç doldurmuş altını. la o titreme anı gözümün önüne geldikçe tutamıyorum kendimi.