baskıların olduğu aynı zamanda üst zümrede de şatafatın sürdüğü imparatorluktur. tek bir kişinin iki dudağının arasından çıkan kelimeyle o imparatorluk idare edilir. imparatorluğun kralı adeta bir ilahtır. bir dediği ikiletilmez. korku imparatorlukları çok uzun sürmez. ama o kral iyi bir manipülasyon yeteneğine sahipse eğer, elinde tuttuğu çoğunluk kitlesi onun gibi vurdum duymaz olur ve tek kelimesiyle hemen gaza gelebilir. ona karşı çıkan akıllı insanlar ise bir şey yapamaz malesef. en son çareyi imparatorluğu terketmekte bulurlar.
Bu toplum 30 yıldır Fethullah Gülen denilen bir adamı "ne olsa da nefret edip bağımı kurtarsam" diye bekliyordu. AKP bu zaafı çok iyi bildiğinden bugün vakti ile kolkola olduğu cemaat kavgasında yalnız değildir. Çünkü toplumun fıtratında ihanet ve menfaat var. Siz zannediyor musunuz ki yarın aynı toplum yine bir bahane ile ihanet etmiyecektir?
Kimse bunun garantisini veremez!
işte bunun farkında olduklarındandır toplumu korku ve menfaat ile kendilerine bağlı tutma gayretleri.
Merak etmeyin!
Bugün en sevdikleri liderlerini yarın kendileri linç etme potansiyeline sahip olan bu toplumda, kimsenin liderliği ve büyüklüğü baki kalmayacaktır.
devlet tarafından suçlanan insanların henüz suçu sabit değilken tutuklu yargılanmak üzere hapse atıldıkları bir imparatorluktur.
bu insanlar tutuklandı diye hepsinin suçlu olduğuna inananlarca "heee nooldu gocundunuz mu" şeklinde savunulan bir dikta yönetimidir.
amerika "tüm müslümanlar teröristtir, bütün teröristlerde bize saldırmak istiyor" şeklinde halkı üzerinde bir korku imparatorluğu kurarken,
bizde "tüm halk potansiyel teröristtir" şeklinde işlemektedir. devlete bir şekilde terörist olmadığını ispatlamak zorundasındır. ispatlayana kadar da hapiste misafir olarak kalırsın.
5-6 yıl öncesine kadar asker sayesinde ülkemize verebileceğimiz sıfattır. bunların temizlenme sürecinde "istedikleri herkesi içeri alıyorlar" diye bir düşünce içerisine girenler, bu zamanlara kadar oluşturulan askerin korku imparatorluğuna aidiyet hissediyor veyahut askerin bu ülkede attığı temellerin yapıtaşları olanların peşinden koşturuyordur. lakin; bu kanıdan vazgeçmek için ülkenin biraz daha zamana ihtiyacı vardır. o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler ama geri gelecekler umarım.
her sene her ay gelecek denen şeriat gelmeyince. "var ama içimizde var, sadece gerçek bir sith... pardon gerçek bir postalcı şeriatı hissedebilir , var ama siz farkında değilsiniz. kimse farkında değil , pawwaaaarr unlimitedddd pawaaaaar!" diye postalcıların ağlamaya başlamalarına neden olan imparatorluk.
nasıl bir korku ise artık , ak partiye oy verene sövülür , savunan a sövülür , anasına bacısına sövülür , her hafta satılık dergilere 10 larca hakaret kapağı yaptırılır. ardındanda baskı altındayız denir. o da güzel.