her zaman korkuluk gibi dikilen ve korkutulmaya çalışan insanlar dolu her ülkede ve farklı yerlerdedirler. o konuyu geçelim ve şuna açıklık getirelim eğer korkutulmak istiyorsanız güzel filmlerden öte gerçeklere bakınızdır. çünkü gerçek her zaman daha çok korku salar devil lucifer bunlar hikaye eğer korkmak isterseniz elinizi kesip caminin halılarına akıtıp küfrediniz haykırınız dinden çıkınızdır. din yolunda gidenlere eyvallah. şunu söylemek gerekirki korku isteyenler bir savaşın ortasında kaldığında korkudanda korkarlar. hadi eyvallah.
temelde bilinçaltını hedef alır.
çok fazla izlerseniz, toplumda yarattıkları etkiyle neye inanıp inanmadığımızı gözlemler, pazar diye nitelendirilen alanı çok geniş dünya bütçesine katkı sağlamaktır amaçları. yani hem maddi, hem psikolojik, hem fiziksel sonuçlara siz katlanırsınız.
maddi olarak filme para verirsiniz, psikolojik olarak bilinçaltınızı onlara sunar, türlü deneylere maruz kalırsınız.
fizik olayı da evden çıkmamayla başlar, korkmayla devam edip, türlü türlü eylemlerinizin, önce beyin sonra sinir sistemi tarafından engellendiği durumdur.
çoğu yine beyinde gerçekleşen olayların fizik boyutu hareketsizliktir aslında. akabinde fazla düşünme. düşünülmemesi gerekeni düşünme. korkmadır. tuvalete gidemezsiniz gece. eylemleriniz kısıtlanır.
eğer bu işin içinde değilseniz, yani psikolojik boyu atlıyorsanız hayatınızda sıçtınız demektir. sıçmayın, eylemlerinizi gözetleyen bir sürü insan var dışarıda, sizi kendi deneylerine sizden habersiz alan insanlar var.
sadece korku filmleri için geçerli değil elbet bu. film sektörünün asıl sermayesi para değil, biziz.
dikkatli olun, göte mukayyet.
