en kötüsü sevilmemekten korkmaktır. kaburgalarınızdan başlar kalbiniz sıkışmaya. ne yediğiniz yemek yemektir artık, ne soluduğunuz hava havadır. ananızın ak sütü bile harammış gibi... tadsız tuzsuz yaşarsınız. yaşamak denirse akciğerlerinize oksijen dolması olayına.
ölüm korkusu en beteridir.. ölüm anını ve sonrasını düşünüp resmen acı çekersiniz çünkü bilirsiniz ki ölümden kaçış yoktur ve bu hayatta yüzde 100 yaşayacağınız(!) tek şeydir..
insana herşeyi yaptırabilecek durum. yusuf yusuf boyutu. hatta bu durum karşısında hesaplar silinir, bloglar kapanır. ---------feci şekilde tavsiye içerir--------------
ben korkulacak biri değilim, aksine yazdıkların çok güzeldi özellikle eski sevgilin ve benim için yazdığın yazılara bayılmıştım. blog'u silince yazılarda siliniyorsa sakın üzülme bende kayıtlı şekli var hemde "ekran fotoğrafı" şeklinde.
--------------------------------------------------- http://www.uludagsozluk.com/e/13864372/
korku; bireyin bilinç altında, bebeklik döneminde başına gelen kötü şeyleri kendisine refleks edindiği ve bu refleksi bu şekilde dışa vurduğu duygudur.
kalp atışlarının hızlanması demektir. gözlerinin kocaman açıldığı andır.
-çocukcağızın kocaaaman süpermarkette anne-babasını kaybetmesi.
-yapılan trafik kazası sonucunda kişi(lerin) ölüp ölmediğini öğrenene kadar ki geçen süre.
-yazılı sonuçlarının açıklanmaya başlaması.
-babanın sert bir şekilde kızım/oğlum yanıma bir gelir misin demesi.
-gecenin bir vakti gelen telefon.(ev ahalisini ayağa kaldırır)
-gece deprem olacak düşüncesi.
saygı ile beraber insanın özgürlüğünü kısıtlayan duygudur. Bazen gerekir bazen önündeki en büyük engeldir.
çok şeyi olan korkar hiçbir şeyi olmayan ise ...
korkulan şeye göre şiddeti değişen durumdur. bazen şüpheyle başlayıp korkuya dönüşür ki en yıpratıcı olanı bu sanırım. hele ki böyle bir durumda kaldığını hissediyorsa insan kendini avutamamaktan şikayet eder bol bol.
insandan korkar çünkü; insanın onu öldürebilme ihtimalinden korkar. bu aynı zamanda doğadan korkuştur. ilkçağ insanlarının güneşe tapması bu sebeptendir ki temelinde yaşama isteği yatar. ölümden korkmasının sebebiyse kutsal kitaplara, rivayetlere rağmen onu gerçekten bilememesidir.
karanlıktan korkar çünkü; karanlık aslında en bilinmezidir. içinde fiziksel veya metafiziksel her şeyi barındırabilir. bugüne kadar duyduğu tüm rivayetler karşısına çıkabilir. tabi bunu kültürlere subjektif bakmadan değerlendirmek gerekir. biz vampirden korkmayız elbette ama cinden korkarız çünkü rivayetlerimiz o yöndedir. bir hristiyanın bir avrupalının daha doğrusu, periden veya zombiden korkması bizim cinden korkumuzla eşdeğerdir.
yokluktan korkar çünkü; hayatı boyunca öğrenemediği yegane şey yokluktur. doğada maddenin arandığı ortamda bulunamama durumunu bilir ama tamamen yokluktan bahsedilince gözünün önüne gelen sadece 'siyah'tır. bu yüzden tanrının yokluğundan, ölüm sonrası yokluktan ve daha birçok yokluktan korkar.