- hhaalarm halarm! tanımlanamayan bi başlık yaklaşıyor...
bi insan yavrusu aynı zamanda hem korkak hem de megaloman olabilir mi? bunun cevabını, münir özkul'un oğluna arabayla çarpan ve kızına aşık olan (aşık olmuş gibi yapan da olabilir) zengin piçi karakterine sorun, o anlatır size.
söz konusu aşkı şema üzerinde anlatayım hele bi:
ben: aşığım
o: değil
ben: onun da bana karşı boş olmadığını, benim gibi birinin farkına çoktaaan varmış olması gerektiğini ve içten içe beni düşündüğünü biliyorum.
o: bunların hiçbirini bilmiyor(muş).
onlar: beni gaza getiren arkadaş tayfası. her biri en az, şaban'ı gazlayan şevket altuğ karakteri kadar şerefsiz(miş).
biz: bende hafiften bi şizofreni başlamış.
sene 2001 hacı. hazırlık sınıfındayım. üniversiteye kapağı attım ya, illa ki tez zamanda bi kızarkadaş edinilecek. şart! güzelce -epey güzelce- birini gözüme kestirdim. hemen her dersi ona bakarak geçiriyorum. kalbim pırpır...
kızın da bana karşı boş olmadığı gün gibi ortada. göz göze geliyoruz sık sık. niye? o da bana bakıyor çünkü. lan o kadar inandırdım ki kendimi, artık o gelecek de 'oooww, akın, al beni kollarına, yeter bakıştığımız. her gece seni düşünüyorum. gözüme uyku girmiyor. allah seni inandırsın, yoluna leyla olmaya hazırım' gibi cümlelerle boynuma sarılacak diye bekliyorum. bugün olmazsa yarın, kesin.
meğer ne büyük şirkete gelmişim paşam. speaking dersi. hoca herkese birer eş verip, ingilizce konuşmamızı istedi. allah'ın işine (şeytanın işi de olabilir) bak ki, ben ve o (burada isim veremiyiciim. misal, ahmet diyelim) önümüzdeki 10 dakikayı -mısır çarşısı halıcı esnafı ingilizcesiyle de olsa- konuşarak geçireceğiz. lafa 'ay lav yu boooy' diye başlaycak, kesin. her sabah gözlerinin sınıfta beni aradığını, ben derse gelmezsem hayatttan soğuduğunu, rektöre dilekçe verip ders süresinin 140 dakkaya çıkarılmasını ivedilikle isteyeceğini filan anlatacak. ben o zaman her zamanki gibi cool davranıp, 'ehe ehe, öyledir yaa, sever beni kızlar' diyecem. ben bunları düşünürken, o şelale gibi sesiyle:
- yaa pardon, isim neydi?
deyince, ben o anda farkında olmadan sınıftan çıkıp içsel bir yolculukla dağ bayır koşuşmaya başladım. şener şen çıplak vatandaşda koşuyor ya, ha öyle işte.. yavrum, ceylanım, çırpı bacaklım, ne demek isim neydi? 3 ay oldu okul başlayalı. hadi benden hoşlandığın saçmalığını geçtim, ulan insan her gün öküz gibi kendisine bakan herifin ismini merak etmez mi hiç?
kıssadan hisse: be hey pezevenk adam, madem kızı sevdiğini söylemeye korkuyorsun; e ne diye kendi kendine gelin güvey olup pembe hülyalara dalıyorsun?
