faruk k'nın niran ünsal ile yaptığı düetle tadından yenmez şarkı. faruk k. sevmeyenler için * tabuların yıkıldığı parça. niran ünsal'ın büyük katkısı olsa da....
Gideceksen bir daha girme bu kapıdan
Susma hazır mısın yol almaya
Ben senin neyini sevdim bilmiyorum
Sense devam ettin koparmaya
Ömür geçiyor canım hüzün veriyor
Her gün biraz daha yakın ölüm geliyor
Ömür geçiyor aşkım vakit bitiyor
Her gün biraz daha yakın ödüm kopuyor
Yaşadım ama seni bin pişman
Kim bu kim aramızdaki düşman
Sen misin vazgeçen korkak
Gidiyor musun
Geçer aylar yıllar geçer
Belki hesabını soracağım
Kimbilir belki de adını anmayacağım
bir sıfat.
peki insan neden korkar? kendisine zarar verebilme potansiyeline sahip şeylerden mi korkar? insan korkak alıştırılır mı? ya da bir ülke nasıl korkak alıştırılır?? bir millet nasıl korkuturlur??aslında hepsinin içinde olduğu bir dünyada yaşıyoruz ve hatta bu korkakların yonettiği amirlik yapmaya çalıştığı bir dünya bu...
Sen büyük bir yalancısın düzgün kelimelerin içinde.
Düzgün kelimeler bile bir gün masal olacakken,
Sen bir yalancı olacak ve yalancı kalacaksın.
Her zaman bir ılıman iklim ürünü olmayı seçtiğini söyleyip,
Yalnızlıktan buz keseceksin, ekseni belirsiz rüzgarlarda.
Sonra, sen küçük bir yalancı olacaksın;
Ve korkak bir yalancı!
Ölümden korktuğu için, aşkını unutan yalancı.
Ellerin buruşacak yalnızlıktan,
Aynaya bakacaksın,
Ve her biri on yıl eden çizgilerinin
Satır aralarına dokunacaksın.
Bir akşamüzeri falcısı gibi davranıp,
Çatlak sesinle, kadın sesinle eskiyi anacaksın.
Rahmine düşüp parçalanmış umutlarının pıhtılarını tadacaksın.
Hızla tekrar büyüyecek, ocaktaki yemeğinin altına koşacaksın.
Kocanın yatağında, onun hızlanan soluğuyla kadınlaşacak,
Ve sonra sen tekrar korkak,
küçük bir yalancı olacaksın...
Ayaklarını karnına çekip,
rahminde parçalanmış "unuttum" larına içleneceksin.
Hepsi yine geçecek,
sen sadece bir korkak olacaksın.
tükçe veya ingilizce sesini her fırsatta yükseltmesine rağmen kendisine yapılan fiziki bir müdaheleden sonra bağırmaya devam edip kaçma yolunu seçendir.
korkaklık yapan kişidir.
Korkaklık, ihtiyat bozukluğu olarak değerlendirilebilir. düşmandan kaçmak, korunması gereken mevkiği terketmek veya elevermek, mücadele esnasında silah veya cephaneyi ihraç etmek, ve yardım istendiğinde yardım etmemek gibi çesitli durumları kapsar.
Korku anında başın üst kısmı ile dizaltı bacak kısmında uyuşma, karıncalanma, titreme hissedilir.
korkular maddi olduğundan çok manen etkiler insanı, ve kimseye söylemediğimiz/söyleyemediğimiz korkularımız vardır aslında. bu durumla savaş halinde olmak, sürekli çatışma ortamında bulunmak yaşlandırır insanı. bazen korkuları kabullenmek, acziyetine boyun eğmek gerekir. hepimiz korkağız biraz..
bilinçaltında korkular yatıyordur, üstüne gidilmelidir, derler hep.
yıllardır böceklerin üstüne doğru yürüyorum, onlar da bana doğru koşmaya karar verince basıyorum çığlığı.
evet korkağım.
işte bu yüzden korkarım korkaklardan.'' korkak adamların en büyük silahları sinsi olmalarıydı. belleklerinde biriktirdikleri ezilmişliği fünye olarak kullanıyorlardı. bir gün hiç beklenilmeyen bir yerde birinin boğazına yapışacağı kesindi. ömrü boyunca bir kez deşarj olacaktı ama bu ona fazlasıyla yetecekti ''Hayalperest - ali cem özdemir
çok çabuk korkabilen insan.
ayrıca benim o. lanet olmasın bir insan her şeyden korkar mı ya?
-cinli perili şeytanlı korku filmleri
-aniden gürültü yapan her şey
-aşırı sessiz ortam
-neden kıpırdadığını çözemediğim nesneler
-sinirlenince bağıran insan
-tartışmadan kavgaya doğru yol alan münakaşalar
-uzun süre yalnız kalmak
-bir gün dellenip intikam alma duyguma yenilmek
-arılar
-genleşirken ses çıkaran elektronik eşyalar
-gecenin geç saati, benim dışımda herkes uyurken elektriklerin gitmesi
-çarpıntımın tutması
daha neler var da aklıma gelmiyor şimdi. ayrıca birçoğundan korkmama rağmen üstüne giderim. evde tıkırtı varsa saat gecenin kaçı olursa olsun evi bir güzel gezerim, arı kovalarım, bana bağıran erkeğe sesimi yükseltirim. hatta çatır çatır kavga ederim münakaşadan çekinmeme rağmen. ama o an korkuyorum elimde değil.
