Ben Mervem' i çok özledim,
Aslında sanmıştım ki Antalya' da her dakika onunla olabileceğim, hep el ele yürürken hayal etmiştim ikimizi. Böyle deniz olacak laciverte yakın, ama öyle nehir gibi değil, bu taraftan bakınca ucunu göremeyeceğin sonsuz bir deniz, kocaman dağlar da olsun yanında daha açık mavi, ama bir tek silüetleri belli, içini sanki ben boyamışım tek renk, üstte de kocaman güneş, beyaz ve temiz bulutlar puf puf. Ufuktan sola bakınca falezler de olmalı üstlerinde palmiye silüetleri olan, yanımda Merve' m olmalı işte o an, ya eli elimde ya elim belinde böylece bitişik. Benim burnum kocaman ve kırmızı olmamalı hatta yandan bakınca karizmatik durmalı, sesim çatallı değil de yumuşak olmalı, hasta da olmamalıyım ki sonsuza dek yürüyebilelim; Mervem' e gelince, o her zamanki gibi zaten, yumuşacık, saçları, yanakları, bakışları, elleri, anlayışlı, tüm aptallıklarımı görmezden gelen, dünya güzeli, zarif, hanım hanımcık işte. Kumsal falan olmasına gerek yok kaldırım olsun biz böyle yürüyelim ebediyen. Yanyana. Konuşmasak da konuştuğumuzdaki kadar mutlu olalım, bana her an bakmasa da bakışının sıcaklığını varlığıyla hissedebileyim...
lan cidden bu türbanlılar neden korelilere takık? bak vallahi pislik olsun diye sormuyorum gerçekten merak ediyorum kaç sefer denk geldi soramadım varsa bi bilen allah rızası için anlatsın.
Başının kapalı olma ihtimali, Yarın sabah benim işe gidecek olma ihtimalinden çok daha fazla olan kızlardır. Başı kapatınca bir anda Kore sevdası başlıyor gençlerde.