kore savaşında türk askerleri

entry7 galeri0
    7.
  1. Toni coni ölmesin diye hiç bilmediği bir ülkeye ölmeye yollanmış gariban anadolu çocukları.

    Nazımdan

    23 Sentlik Asker
    Mister Dalles,

    sizden saklamak olmaz,

    hayat pahalı biraz bizim memlekette.

    Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti,

    Ankara'da 23 sente,

    yahut iki kilo kuru soğan,

    yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,

    elli santim kefen bezi yahut,

    yahut da bir aylığına

    yirmi yaşlarında bir tane insan.

    erkek,

    ağzı burnu, eli ayağı yerinde,

    üniforması, otomatiği üzerinde,

    yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır,

    belki tavşan gibi korkak,

    belki toprak gibi akilli

    belki gençlik gibi cesur,

    belki su gibi kurnaz

    (her kaba uymak meselesi) ,

    belki ömründe ilk defa denizi görecek,

    belki ava meraklı, belki sevdalıdır.

    Yahut da aynı hesapla Mister Dalles

    (tanesi 23 sentten yani)

    satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden

    istanbul'da bir tek odanın aylık kirasına,

    seksen beş onda altısını yahut

    bir çift iskarpin parasına.

    Yalnız bir mesele var Mister Dalles,

    herhalde bunu sizden gizlediler:

    Size tanesini 23 sente sattıkları asker

    mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,

    mevcuttu otomatiksiz filan,

    mevcuttu sadece insan olarak

    mevcuttu, tuhafınıza gidecek,

    mevcuttu hem de çoktan mı çoktan,

    daha sizin devletinizin adı bile konmadan.

    Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,

    mesela, Mister Dalles,

    yeller eserken yerinde sizin New-York'un,

    kurşun kubbeler kurdu o

    gök kubbe gibi yüksek,

    haşmetli, derin.

    Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.

    Hali dokur gibi yonttu mermeri,

    ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına

    ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.

    Dahası var Mister Dalles,

    sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz,

    zulüm gibi,

    hürriyet gibi,

    kardeşlik gibi sözlerin,

    dövüştü zulme karşı o,

    ve istiklal ve hürriyet uğruna

    ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,

    ve yarin yanağından gayri her yerde,

    her şeyde,

    hep beraber,

    diyebilmek için,

    yürüdü peşince Bedreddin'in

    O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir.

    Kaya gibi yumruğunun son ustalığı:

    922 yılı 9 eylülüdür.

    Dedim ya Mister Dalles,

    Herhalde bütün bunları sizden gizlediler,

    ucuzdur vardır illeti.

    Hani şaşmayın,

    yarin çok pahalıya mal olursa size,

    bu 23 sentlik asker,

    yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,

    her millet gibi büyük Türk milleti. (1953)
    0 ...
  2. 6.
  3. Savaşın en gür anlarından birinde,çok şehit ve yaralı vermiş askerlerimiz geri çekilmek zorunda kalmıştı.bu olaya da ağlamışlardı hem de hepsi.sebebi neydi biliyor musunuz?bir türk cenkte nasıl geri çekilir. -bir gazinin anısıdır-
    Gazimiz kendi için değil türklük için ağlamıştı.
    0 ...
  4. 5.
  5. hepsi savaşmamıştır. babamın bir arkadaşı savaşa, destek birlik olarak katılmak amacıyla yola çıkmış. Güney Kore'ye inecekken savaş sona ermiş ve bu destek birlikteki askerlere kanunen gazi maaşı bağlamışlar.
    0 ...
  6. 4.
  7. TÜRK KAHRAMNALIKLARI AVRDIR AMA NE YAZIK KI DOGRU DUZGUN KITAP, BELGESEL VEYA FILM YOKTUR.
    0 ...
  8. 3.
  9. Hangi sebeple olursa olsun herhangi bir savaşta türkler hiç bir zaman onurlarından ödün vermemiş savaşı düğün gibi görmüştür.
    2 ...
  10. 2.
  11. emperyalist abd için ölmüş niyazilerdir. senin o çok sevdiğin abd kıbrıs harekatında natoya üye olmana rağmen silahları kullanma yasağı çıkartmıştır. sen ise onun için gidip kore de ölmüşsün.

    işte bunlar hep cehalet ve bu milletinin insanının ucuz olmasıyla alakalı.
    2 ...
  12. 1.
  13. Emekli Yarbay Anthony Herbert, Amerika'nın en tanınmış savaş kahramanlarından birisidir. Kore Savaşı patlak verdiğinde, orduya katılmılştır. Kunuri'de ilk büyük Çin taarruzu sırasında geri çekilen kendi birliği tarafından, Türk Tugayı'na irtibat görevlisi olarak verilmiştir. Kuşatılan ve yokolma tehlikesiyle karşılaşan Türk birliğiyle beraber kuşatmayı yarmak için mücadele etmiştir. Kunuri'de Türk askeriyle birlikte verdiği mücadeleden ötürü, sonradan Türk Ordusu tarafından madalya ile ödüllendirilmiştir. Kore Savaşı'nı, savaşın en çok madalya kazanan askeri olarak tamamlamıştır. Vietnam Savaşı'nda da görev almış ve Yarbay rütbesine yükselerek tabur komutanı olmuştur. Vietnam Savaşı sırasında gösterdiği başarılarla adı Amerikan halkı tarafından daha fazla duyulmuş ve bir savaş kahramanı haline gelmiştir. 1973 yılında Soldier isimli kitabında anılarını anlatmış ve anılarında Amerikan Ordusu'nun Vietnam'da işlediği insanlık suçlarından bahsetmiştir. Anılarıyla birçok Amerikalı'nın tepkisini çekmiş olsa da, o bugün hala bir kahraman olarak anılır.

    işte, parlak bir askeri kariyere sahip olan Herbert, henüz genç bir askerken, 1950 yılının soğuk bir Kasım günü, Kunuri bölgesinde etrafı kuşatılmış bir Türk bölüğüyle birlikte yaşadıklarını anılarında anlatmıştır. Aşağıda anlatılanlar, "Türk askeri nasıl savaşır?" sorusuna, bir Amerikalı'nın verdiği cevaptır.

    Türkler bir bölük kadardılar. Bulunduğumuz tepe üzerine mevzilerimizi hazırladık ve gelecek emirleri beklemeye koyulduk. Ben Türkçe bilmiyordum ve onlardan da ingilizce konuşan kimse yoktu. Böylece sessiz ve soğuk bir gece geçirdik. Ertesi sabah kendimizi Çinliler tarafından kuşatılmış halde bulduk. Gergindim. Hiç savaş tecrübesi olmayan bir birlikle beraberdim ve onlarla konuşamıyordum. Onlar ise daha mutlu olamazlardı. Oturup piknik yaptılar. Ne tarafa baksalar, düşman vardı. Hangi tarafa ateş etseler Çinlileri öldürebilirlerdi. Onlar da, tüm sabahı Çinlileri öldürerek geçirdiler. Ben ise, bir kenarda oturmuş, buradan nasıl çıkacağımızın planlarını yapıyordum. Güneş yükseldiğinde herkesin cephanesi iyice azalmıştı ama Türkler yine de inanılmaz derecede sakindiler. Bir avcı zinciri oluşturdular, süngülerini taktılar ve sırıtarak yüzlerini kuzeye döndüler. Döndükleri yönü gördüm ve anında anladım ki, gitmek istediğim yön orası değildi. Ayağa fırladım ve yumruğumu güneye doğru savurmaya başladım. Türklerin oluşturduğu muharebe hattı güneye doğru çark etti ve birden kendimi tüm Kore Savaşı içerisinde gördüğüm en mükemmel eski usül süngü hücumunun içinde buldum. Buradan şu dersi çıkardım: Türkler asla tuzağa düşürülemez. Başı belada olan kişiler, onları kuşatanlardır. O gün, onları süngülerini kullanırken görmek ilham vericiydi. Onlar birer dervişti. Sıradışı bir teknikleri vardı ve bize Fort Benning'de(Amerikan Piyade Okulu) öğrettikleri gibi değildi. Düşmanın üzerine atlıyorlar, süngüyü düşmanın karnına sokuyorlar, etraflarında dönüyor ve tüfeğin kabzasına sol elleriyle bastırarak düşmanın bağırsaklarını deşiyorlardı. O güne dair, en canlı şekilde hatırladığım şey ise, o hücumu izlerken Tanrı'ya veya Birleşmiş Milletler'e veya Türkler'in bizim yanımızda savaşmasına sebep olan her kimse, o kişiye karşı duyduğum minnet duygusudur.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük