yıllardır televizyon ekranlarında görülen ama hala yerinde sayan, italyan lisesi mezunu olduğuna insanların zor inandığı, senin ne işin var koçum televizyonda dedirten televizyon yıldızcığı.
haftasonları ali baba ense yaparken, haberleri bu amca bey sunar. yalnız haber sunmasıyla cartıyla curtuyla değil bunun aklımda kalışı. mehmet ali ağca'nın, bir ara tekrardan meşhur olup da "ben mesih'im" deyu bağırdığı günleri hatırladın mı? hah. işte o zaman, ağca başka cezaevine nakledilirken, korcan dahil cümle gazeteci milleti bununla ropörtaj yapmaya çalışıyor. mehmet ali arabaya bindirilirken korcan'ın seneler önce bunun tercümanlığını yapmasından mütevellit, torpil beklemesi aklımda kaldı, o telaşlı hali. yalnız sözler şu şekilde: "mehmet ali! yıllar sonra! yıllar sonra mehmet ali!" deyu bağırıyor. bir de arkadan ittiriyorlar falan: " ya', yıllar sonra mehmet ali, ya' hmff, mehmet ali yıllar sonra!". ulan bu sözü duyan ne anlar şimdi, öyle romantik bir laf ediyor ki. yıllar sonra mehmet ali. hadi ben yanlış anlamadım diyelim. ama burası ufak yer korcan. laf söz olur, şey olur. dikkat et bunlara. tabii vermedi ropörtajı mehmet ali. ben olsam ben de vermem. ahah.
torpille bulunduğu mevkiye geldiği iddialarına rağmen ses tonu, hareketleri, yabancı dil bilgisi, akıcı konuşması ve özgüveni tam duruşuyla tam bir anchormandir kendisi.
emme basma tulumba ya da hacıyatmaz diyebiliriz kendisine. fakat ali kırca'nın show habere transfer olmasıyla meydan bu abimize kalmıştır...yürü be karoş kim tutar seni be.
an itibarıyle kanaltürk te kürşat başar' la isimli programda kerem görsev ve fatih erkoç ile oluşturduğu trioda hayvanlar gibi cello çaldığını gördüğümde - ulan bu da şaka heralde dediğim, ve fakat göt olmamı sağlamış müzisyen olduğunu gördüğüm medya insanı. (bkz: helal olsun)
türk televizyon tarihinin hologram, mologram, 3 boyut zamazingolarıyla ışınlanan ilk insanıdır. ali kırca'ya göre ders kitaplarına geçmesi muhtemel bünyenin sahibidir.
ekrana hiç ama hiç yakışmayan kişi. yabancı dil bilgisi eğitimi bir yana insanın bu adamı ekranda görünce haber izleyesi gelmiyor yahu. madem izlemeyeceğim radyodan dinlerim haberleri daha iyi.
güneşin altında kaldığından mıdır yoksa fazlaca bronzlaştırıcı ürünler kullandığından mı bilinmez ama ilk bakışta ekranda gübre yığınını andıran bir görüntüye kavuşmuş spikerdir kendileri. hadi senin gözün kör, makyözlerin de mi uyuyor sorusunu getirir akıllara.
üniversitemiz tarafından "yılın tarafsız gazetecisi ödülü"ne layık görülen izmirli muhabir. okulda konuşma yaparken sürekli "okey" kelimesini kullanması beni rahatsız etti. bir muhabirin dili temiz kullanmada daha özenli olması gerektiğini düşünüyorum. her ne olursa olsun kaliteli bir muhabirdir. yolu açık olsun diyorum.