nagehan alçıya geçtiğimiz hafta tarihi bir ayar vermiş şahsiyettir. kızacağız hala kuyruk acısından kurtulmak için ona buna sataşıyor ama ı- ıh...tarih öyle yazdı bikere...
Türkiye giderek bir 'Issız Adam'a dönüşüyor. Unu var, yağı var, helvası var, durup durup 'O tatlının adı neydi' diye soruyor.
Mısırda darbe oldu. Tamam. Darbe kötüdür. Bu da tamam. Zaten Türkiye bu konuda ilkesel olarak üzerine düşeni yaptı. Ancak ihvan yani Müslüman Kardeşlerin Filistin örgütü Hamas dahi bu konuda artık daha gerçekçi. Mısır ihvanı dahi nerede hata yaptığını anlamaya çalışıyor. Bütün toplum nasıl kendisine karşı birleşti, bunun nedenlerini araştırıyor. Rejimle ortak bir noktada nasıl buluşulur, bunu düşünüyor.
Böyle bir dönemde Türkiye diplomasiyi sonuna kadar kullanacağına, Arap dünyası nüfusunun yarısını barındıran Mısırla gereksiz bir kavga patlatıyor. Nobran bir aşağılamayla ilşkiler havaya uçuruluyor. Bizden başka, tek bir çoğunluğu Müslüman ülke, tek bir Arap ülkesi, tek bir Batı ülkesi bu negatif yolu seçmiyor. Sonuçta büyükelçimiz Mısırdan atılıyor.
Böylece bölgede Ermenistan, Mısır, Suriye ve israille birlikte 4 ülkede elçisiz kalıyoruz. Bu gereksiz sertliğin ne ihvana ne Mısıra ne Türkiyeye ne de bölgeye bir yararı oluyor. Diplomaside başarı kriterinin olduğunu savunmak için diplomatik ilişkinizin olması gerekir. Nokta.
iran şahlandı
Bu sırada iran çok önemli bir başarıya imza atıyor. Uranyum ancak zenginleştirilince işe yarıyor. Doğada bulunan uranyum %0.7 oranında nükleer aktivite için kullanılan U235e sahip. izotop zenginleştirmesi olmadan nükleer aktivitelerde kullanılamıyor.
Nükleer reaktörlerde kullanmak için uranyumu zenginleştirmek, yani yoğunlaştırmak gerekiyor. Bir reaktör için minimum %3 zenginleştirme yetiyor. %20 üzerinde zenginleştirilmiş uranyum ise nükleer silahlarda kullanılabiliyor. israil, Çin, ABD, ingiltere, Rusya gibi ülkelerde %80 ve üzerinde zenginleştirilmiş uranyum var.
iranla yapılan anlaşma gereğince iran elindeki uranyumu kendine yeten miktarda ama en çok %5 zenginleştirebilecek. Yani iranın nükleer programı uluslararası toplum tarafından yalnızca enerji için üretim önkoşuluyla kabul edilmiş oluyor. Bunun tek nedeni var: ABD liderliğindeki Batı toplumu iranın nükleer programını engelleyemedi, O zaman bari yöneteyim dedi.
Sonuçları
iran, Batının kontrollerine yeşil ışık yaktı. Bunun karşılığında aylık 1 milyar dolarlık ambargo kalktı. Uzun vadede bütün ambargo kalkacak. iran kendi nükleer teknolojisini üretecek ve gizlemeyi başarırsa (israilin bu konuda hiç şüphesi yok), nükleer silah sahibi de olabilecek.
Suriye ile de kimyasal silah anlaşması imzalandı. Bu da iran ve Rusya işbirliğinin başka bir başarısı. Batı dünyası ihvan liderliğindeki Al Kaide ve militan islamcı siyasete güvenmiyor. Dahası Suudi Arabistan gibi reaksiyoner rejimleri dahi yanına çekebiliyor.
Tüm bu gelişmeler olurken AK Parti hükümeti ihvan sözcülüğüne soyunuyor. Ortadoğuda sıfır kazananlı diplomasi denklemleri kuruyor. Uzun süre yürümeyince diplomatik ayaklar uyuşmuş, basit adımlar dahi atılamıyor.
Ortadoğuda büyük potansiyeli, demokratik kurum çalıştırma deneyimi, kültürel bağları, ekonomik gücü ve gelişme potansiyeli açısından en avantajlı ülke konumundaki Türkiye giderek bir Issız Adama dönüşüyor. Unu var, yağı var, helvası var, durup durup O tatlının adı neydi diye soruyor.
Söyleyelim: Arapçası da Türkçesi de helvadır. Tarifi basittir. Diplomasideki adı tatlı dil ve zekâdır.
bu seneki boğaziçi üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümü mülakatlarında komitenin başında olmasına rağmen güneş gözlüğünü çıkarmadığı yetmemiş gibi öğrencilerle mülakat süresince ilgilenmeyip büyük saygısızlık etmiş akademisyen. çok büyük ayıp etmiştir, mümkünse bir daha o koltukta oturmasındır. insan ilgilenmedi bari giderken güle güle der!
sosyalist olduğu iddiasındaki kişi ki bence alakası yok liboşun teki.
gerektiğinde sağlam saçmaladığı görülebilir. ufuk uras-ufuk uras gibi giyinmiş bi de. hık demiş burnundan düşmüş.
iki liboşun takıldığı bir program olarak bakınız:
(bkz: sağlı sollu)
habertürk te katıldığı programda bir yandan bdpkk savunuculuğu yapmaya kastırırken diğer yandan peşpeşe düşük cümleler kuran ve heyecandan kekeleyen tip.
10 sene evvelki parti başka pkk başka öyküleri ile para kazanabildiği için takdir ediyorum kendisini.
Şaka gibi bir adam. Ciddi ciddi CHP nin iktidar olacağına kendini inandırmış (!) safın önde gideni. Siyaset bilimi okumuş bir de, anlaşılan derslerde yerine imza attırmış, zira aşağıdaki yazıyı ancak bir hayalperest veya şok kötü bir gazteci yazabilir; hangisi olduğuna siz karar verin....
türkiye medyasının çoğunluğunun aksine, bazı belli başlı kalıplar ve ezberler üzerinden yorum yapmayan, bağımsız fikirlere sahip, genel bilgi kirliliğinin aksine neyi neden söylediğini bilen bir yazar. türkiye medyasının çok ihtiyaç duyduğu sağduyu sahibi ender yazarlardan, umarız yazılarını yazmaya devam eder.
son yazısı, köylüler ve tarım üzerine, sayısı bir elin parmaklarından az da olsa, bazı yazarlarında çıkıp, liberal ekonomi dışında bir şeyler söylemesi, ne yalan söyleyeyim mutlu ediyor beni.
boğaziçi üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünde okumuş, aynı alanda yardımcı doçent ünvanını alarak öğretim görevlisi olmuştur * . tarım reformları, piyasa siyaseti, ortadoğu siyaseti, türkiye, mısır, filistin ... üzerine araştırmalar yapmış; uluslararası konferans ve panellerde görev alıp, birçok bilimsel makaleye de imzasını atmıştır. ayrıca birgün gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. *
edit:
ah be arkadaşım; sen de okuyup ilim irfan öğrenip araştırmacı olsaydın.
korayı mı kıskandın , çalışkanlığını mı da beğenemedin entryi? haydi, idrak yollarımızı temizlemeye.