gençler, delihanlılar, evde kalmışlar, doğu veyahut batı romalılar... içmeden sarhoş olmuş gibi olduğum için ve kafam bir (yaklaşık) milyon olduğu içiin böyle giriştim, böyle bir girişim yaptım.
halen lise ortamlarında olan bir talebe olaraktan bu gerçeği uzun süredir farkediyordum ama bu aralar bu fikir kafamda net oturdu.
kopya çekmek güzel olmasa da zevkli bir şeydir. çekilir. çekmedim diyen sayısı çekmeyenlerin yüzde onuna tekabül eder. bu kanıtlanmış bir teoremdir.
hepimizin hayatında bir olgu var ki: yorulmadan, çalışmadan, göt kaldırmadan bir şeyler yapmak, başarmak. hadi gençler itiraf edin herkes ister bunu. istersin di mi adamım? istersin istersin. işte bu kolay bir şekilde en güzeline ulaşayım anlayışının öğrencilikteki özellikle lisedeki adı kopyadır. tamam kopya çektin. her şey güzel (olacak veya oldu), notun yükseldi. mutlusun, redd bull içmeden kanatlanmışsın. ya kardeşim hepsine varımi seninle her şeye varım ben ama şu kopya mevzuunu bana anlatırken mübalağa ya da halk arasındaki deyişiyle abartı şeysini kullanma. lütfen ama. çeken var çekemeyen var. yanlış kopya çeken var.
mesela sınav oluyor. hoca bir an boş bıraksın ya da dışarı baksın anında bir kıpır kıpır oluyor sınıf. bir dalgalanma oluyor. olmuyor değil. herkes daha önceden belirlediği potansiyel kopya çekeceği kişiden kopya çekmeye çalışıyor. nice boyunlar uzuyor, nice er yiğitler bu yolda (yol da boktan yol 3 ne veya durgun kütlenin formülü neydi lan,düzgün dörtyüzlünün hacmini bilip de söylemeyenin şeklinde bir kopya yolu, günah yolu) telef oluyor, nice gerlimler yaşanıyor, stres olunuyor, bu stres erkeklerde sonraki yıllarda erken boşalma şeklinde tezahür ediyor, kızları bilmiyorum. aslında erkekleri de bilimyorum ama salladım. küsüratlı sayı vermeden sonra en büyük inandırıcılık sağlık ve hastalık konusundadır. özellikle şu şuna iyi gelir tam idealdir.
neyse. kopya normal. o değil de sonrası kötü. bildiğin boktan. çünkü herkestam süper olduğuna göre kendince. yaptığı herhangi bir eylem olan kopya da tam süper olmalı. en azından öyle anlatılmalı. dillere destan bir kopya olmalı. evet böyle olmalı. dünyadaki en iğrenç üç dört mekan-zamandan biri olan sınav sonrası sınıf ortamında sınıfta hoca varsa kısık sesle, yoksa bağıra bağıra ama ikisinde de stand-up dadında kopya hikayeleri anlatılır. şimdi örnek veriyim biraz:
"hacu hoca çıkınca arkayı döndüm bütün kağıdı geçirdim, kesin yüz"
"hacu sınav kağıdının arasına attım formül kağıdını 150 alıcam kesin"
"murat hocadan kopya çektim sen düşün gerisini"
"kitabı bi açtım direk cevaplar yazılıymış,hiç çalışmadım ama o kadar süperim ki kopya da o kadar başarılıyım ki hayatta başarılı olmamama imkan yok, bu büyük beceriyle tuttuğumu koparırım"
bu komik olmayan ama olayın özünü yansıtan sınav sonrası cümlelerinden anlaşılacağı üzere kopya çekelim ama bunu abartı ilen anlatmayalım. kendimizi olmadığımız gibi göstermeyelim. bunu yapmayalım.
kopya sanattır, sokullu stara attır.
"hocam grup var mı diyeyanlış anlaşılmalara sebep olabilecek sorular soran çalışmamış öğrenci"
"kopya günahtır şeklinde damardan giren din kültürü hocası"
"ben size güveniyorum kopya çekmezsiniz diyen öğrenci mantığını çözememiş örtmen"
