dersine çalışmamış öğrencinin sığınma limanı olan kopyayı çekerken öğretmene yakalanmaktır. öğretmenden öğretmene değişen tepkilerle karşılaşılır.
-öğretmen görmezden gelip, gözlerini kaçırabilir.
-sadece uyarı alabilirsiniz.
-uzun tırnaklarıyla kulağınızı çekebilir.
-öğretmen sizi kendi masasına oturtabilir.
-kağıdınıza eksiyi basabilir.
-sizi sınıfın önünde aşağılayabilir.
-müdüre oradan da disipline yollayabilir.
lise1 de başıma gelen olaydır. ders:coğrafya birinci dönem birinci yazılısı. kopya kağıtlarını sıranın üstüne koymuşum. hoca sırıtarak yanıma gelir ve aynı şekilde bütün kağıtlarımı alır ve aynen şöyle der:
lan şerefsiz ben senin babanı okuttum sen yokken ben öğretmendim. 31buçuk senelik öğretmenim sen kimi kandırmaya çalışıyosun?
-gel buraya seni gidi edepsiz ne yapıyordun sen ?
-kopya çekiyordum hocam
-nasıl ya itiraz etmeyecek misin ?
-yoo sadece bu kağıtlar değil ayrıca ayşeye de baktım, gelin bakın bir kaç tane de sıranın üstünde var
-nasıl ya ?
-nasıl mı ? kopya işte şimdi müdüre gidiyorum ben
-ama ama
bu işlerde acemi olanların karşılaştığı durumdur. birde çekmeye çalışıp elinize yüzünüze bulaştıracağınıza, hiç deneyipte başınıza bela almamak gerekir. hoca size takar, her sınavda gözü sizde olur, bir fısıldaşsanız yerinizi değiştirir.. en iyi bilmeyenler hiç bulaşmasın bu işe..
yaşanmış bir durumdur;
öğrenci kucağında kitapla yakalanmıştır. hoca usulca çocuğun yanına yaklaşır tam yanındayken ne yapıyorsun diye bağırır. öğrenci kucağında kitapla öğretmene; -hocam valla ben bakmıordum. der.
yakalanmadığı halde yakalandığını sanan bünye vardır bir de:
milli güvenlik sınavıdır, sınavdan önce metal kalem kutusunun içine kopyalar bir güzel yazılmıştır, sınav esnasında hoca gelir carpe diem13ün başında dikilir ve kalem kutusunu alıp incelemeye başlar bakar bakar bakar, hocanın ileri derecede astigmat olduğunu bilmeyen carpe diem13 ile hoca arasında şu diyolog geçer...
-vallahi çekmiyodum hocam, bakmadım bile
+ne çekmiyordun kızım?
-kopya?
+kopya mı çekiyordun?
-yok hayır çekmiyordum, bende onu diyorum hani kalem kutusuna baktınız ya, hocam!
+iyi de ne var o kalem kutusunda *
...
+evet kendi kendini ele veren ilk öğrencim oldun
-biliyorum... bende salaklığımı kutluyorum şu an hocam
sınıf: yerlerde... ****
bazen de hiç bir ceza almadan paçayı sıyırabileceğiniz durum. şöyleki:
bir gün din dersi kitabının üzerine oturmuş güzel güzel kopyanızı çekiyorsunuzdur. din öğretmeni sıranızın yanından geçerken sırtınıza dokunur ve şu sözleri söyler:
-orada kuran'ı kerim ayetleri var, sıranın arasına koy bari kitabı, günahtır evladım.
belki ceza almadan yırtmışsınızdır ama ya söylediği sözler! işte onlar ömrü hayatınız boyunca aklınızdan çıkmaz.
çirkeflik seviyeniz yüksekse çok rahat kurtarabilirsiniz durumu. Deneyim çok önemlidir çünkü o anda afallarsanız geri dönüş yoktur ama önceden neler diyeceğinizi düşündüyseniz hocayı kandırabilirsiniz.
utanç vericidir. çoğu kişi tarafından çekmeyi bilmiyorsan çekme denilerek ana konudan sapılarak karşılanır. kişi kopya çektiğinize deil yakalandığınıza kızmaktadır. bir kere başıma gelmişliği vardır. iki arkadaş hazırlık da 1 yıl boyunca kopya çekmektedirler. sonunda göz yumulduğunu düşüünerek işin cılkını çıkarmaktadırlar. hocanın gözüne bakaraktan kopya kagıdını elden ele dolastırmaktadırlar. bir iki üç derken hoca dayanamaz disipline verir iki salağı. disiplinde daha önce hiç gorulmemiş gizemli bir ust düzey yönetici beklemektedir. seri halde hass. çekilmektedir. tam o sırada daha önce arkasında nasıl bir oda olduğu hayal edilen deri kaplamalı kapının önüne gelinmiştir. olayın idare tarafından bu kadar ciddi görülmesi tırsıtmıştı bizi . içeri girildiğindeyse tam tersi bir hava vardır. bıyıklı karizmatik, iri yönetici kişilik, gelin bakiim beceriksizler deyip gulumseyince içimizin yağları erimiştir. ayrıca yaptığı kopya yorumlarıyla gulmekten oldürmüştür bizi. "tmm bizde kopya çektik hatta kopya çekmesem size bu uyarıları yapamaz burda olamazdım ama kopya kağıdınız sınıfta ikinci turu atıyomuş çocuklar bu nasıl olaydır". ayrıca son olarak " tamam biriniz tuncelili biriniz karadenizlisiniz dayanışmanız takdir edilmeli ama halkların kardeşliğinden kastedilen bu değildir arkadaşlar" diyerek bize hayat dersi vermiştir. ve o olaydan sonra o kişiyi bir daha görmedik, hatta odanın kapısının bile açılmadığını farkettik.