hoca kopyayı ver dediğinde ne kopyası dememenizi tavsiye ettiğim durumdur, yakalandıysanız erkek olun çektim diyin hatta şakasına gidin hocam 2 dakka daha izin verin kopyam bitmedi falan zaten her türlü malafatı tutacaksınız bari güzel bir anı olsun.
Ilkokul 1. Siniftan beri cekiyorum. Doktora ogrencisiyken bile cektim. Kopya cekmek bir kenara da. Siz hic sinav kagidi caldiniz mi? Ben caldim. Bir kere de degil. En az 10 defa. Hala kisisel arsivimde durur o sinav kagitlari surada.
Edit: kopya cekerken cok kere de yakalandim tabii. Kagit calarken hic yakalanmamistim. Doktoradaki kopya olayi da alan disi, dil derslerinde falan oluyordu. Kendi alanima duydugum saygidan boyle seylere hic yeltenmem bile.
Hudut: birinci sinif olayi da su. Okumayi ogreniyorduk. Kagitlari cikardik. Ogretmen dolap diyor bizim de kagida dolap yazmamiz gerekiyor mesela. Siniftaki dolabin ustunde de dolap, tahtanin ustunde de tahta falan yaziyordu zaten. Ben de oralara bakmistim. Evet. Zaten okumayi en son ogrenenlerden biriydim sinifta. Ogretmen gerizekali oldugumuzu dusunuyordu. O herifi simdi gorsem "beni tanidin mi" diyecegim. Evet.
Üniversitede acıması yoktur. Hapis cezasına kadar gider. Kanuni bir durumdur. Ayrica duruma göre 1 veya 2 dönem uzaklaştırma alırsınız. Hoca emekli olmadığı sürece de o dersi gecemezsiniz.
Anneniniz sizi bitirdiği, sürülerce cezaya yol açabilecek, disiplinin nasıl bir yer olduğunu gösterebilecek bir şeydir. Ayrıca yakalanırsaız ne yapcağını bilmezliğin doruğundasınızdır.
(bkz: hocam valla bakmadım)
kelimenin tam anlamıyla rezilliktir. o an içinizde bir şey cız eder. biri içinizi ateşe verir. fakat tam aksine vücudunuz soğumaya ısı kaybetmeye başlar.üşürsünüz. boncuk boncuk terlersiniz. fakat bir yerden sonra durum kabullenilmek zorunda kalınır.
Hayatta başınıza gelebilecek olan en büyük talihsizliklerden biridir. O an ne yapacağınızı nasıl tepki vereceğinizi bilemezsiniz. Sınıfın önünde rezil duruma düşmeniz ise cabasıdır.
lisedeyken kişiden kişiye değişen bir olaydı bu. sınıfın belalıları, yani sözü geçen kimselerine hocalar pek birşey diyemezlerdi kopya çekerlerken. ama temiz, etliye sütlüye karışmayan öğrencileri en ufak hareketlerinde kağıtlarını alırlardı.
yani hocadan hocaya değişir bu durum. ne şerefsiz hocalar vardı ya!
bir lise öğrencisi tarih öğretmenine tamamen dersi kaynatmak maksatlı olarak kızılderili ırkının kavimler göçü esnasında orta asyadan batı yerine doğuya doğru hareket ederek bering boğazını geçmek suretiyle amerika topraklarına ulaşmış insanlar olduğu gibi bir teori olduğundan bahseder ve öğretmenin tepkisi ve söylemi yalnızca "araştırmak gerek evlat" den ibaret olur. günler aylar geçer gene bir gün tarih sınavı esnasında aynı öğrencimiz çalışmadığı tarih dersinin sınavında yaşlı öğretmenin görmeyeceğini düşünerek kitap defter ne varsa açar ve soruları yanıtlamaya çalışırken yaşlı ama kurt tarih öğretmenimiz öğrencinin yıllar geçmesine rağmen o unutamadığı kendisini dumur deryalarında alabora eden soruyu sorar; "kızılderilileri mi araştırıyorsun evlat?"
termodinamik finali ve o derste doymus su-sıcaklık, kızgın buhar hebele hübele salak salal tablolar vardır.
heh işte o tabloları sınavda kullanabiliyosun soruları çözmek için. e tabi sivri sayısal öğrenci zekasıyla şahsım o tabloların kenarına köşesine hatta 4 puntoluk 0.5 ml lik aralıkların arasına bile bi soruyu sıkıştırarak kopya hazırlığı yapmıştım.
(genel bilgi: olm kopya yazarken öyle soruyu falan hatırlamıyosun yani çözümü hakkında hiç bi fikrin olmuyo beynini tek odakladığın kısım, o hazırladığın kopyadaki soruların konumudur)
bi kaç hafta önceden hayırsever hocamız bize bi de formül kağıdı vermişti böyle bildiğin a4te ama hiç bi skme yaramadı tabi o formuller. neyse gece dedim bi kaç kolay soruyu ezberlim hani yaparız az buçuk bi şey biliyorum.
defterden bakıyorum hacu soruya, boş kağıt bulamadım ben o a4ün arkasına kafadan çözümlerini yazdım. yazarak çalışayım aklımda kalsın hesabı. oraya 3 sorunun cevabını copy+paste yapmışım ben.
ama öyle müsvedde de bende zilyon tanedir. kafama estikçe yazarım oraya buraya.
aldım ben hepsini çantaya sınava girdik. hoca a4ü kullanabilirsiniz dedi.
zaten bütün gece kopyaydı ezberdi kafa olmuş sünger hiç farketmedim ben o a4ü çıkardım.
ama o tabloların içinde de nerden baksan 10 sorunun cevabı var.
bildiğin cephanelik gibiyim yani. direk göte gelicem bi yakalansam.
ilk 15-20. dakikada arkadaki arkadas bende a4 yok dedi, dedim al hacı bana gerekmiyo. götlek gözetmen bunu farketti ve çevir arkasını dedi.
hala scotch bright modundayım salladım yüzüne. siktr o ne demeden ver dedi kağıdını.
ulan sınav kağıdında da ordan yazılmış tek soru yok. henüz operasyona girişmedim yani
-ya zaten orda doğru cevap yazsa kağıtta da olurdu gel bak kağıdıma.
+anlamam ver.
hoca geldi noluyo ne gidiyo falan aldı kağıdı baktı arkasına, yırttı attı işte neyse bi seferlik olur hesabı.
sırtımdan akan ter yerine geri döndü tabi o sırada.
ama sonra bu ibineler tabloları kontrole basladı. fakat deminki olaydan +point dürüstlükten dolayı ilahi adalet aracılığıyla hiç biri yanıma bile yaklaşmadı o tabloya bakmak için.
