bugün

danimarka'nın adada bulunan başkenti.
buraya tasindim dostlar. izmirden sonra avrupayi gormus olduk. burda her sey ates pahasi * bu arada bizi de kiskaniyorlar.
galatasaray'ın 2000 yılında uefa kupasını kazandığı danimarka şehri.
Yarın ailece evimizi taşıyacağımız, göç edeceğimiz şehir olacaktır.

Elveda turkish.
Olum kopenhag gibi yerde de mi sözlüğe giriyonuz?
An itibarıyla donuma bile 10 metreküp yağmurun düştüğü, ikamet ettiğim şehirdir.

Sen kuzey ülkesi başkentisin ya. Kar yağsana, yağmur nedir allasen.
Pahalılığından sakinlerinin dahi hayli şikayetçi olduğu, anca "geçerken uğranılabilecek kadar güzel" bir şehirdir.
bahçeli'nin plaka numarası vermeyi ihmal ettiği şehirdir.
görsel
isveççesi köpenhamn (telaffuzu şöpınham) olan şehir.
nerden esti bilemenko, kendimi uçak bileti almış vaziyette bulduğum danimarka başkentidir. gidenler yeşillendirsin diyeyim de unutmadan, adet yerini bulsun.

gerçi sonra dediler ki, "çok baaalı bi şeher, mayışını bırakır gelirsin. hem de çok soğuk, sümüğün donar." ben de döndüm ve dedim ki, jamiryo. kaç kere gelicez dünyaya. iki gün istasyonlarda terminallerde yatarız, noolabilir yani.

bir de mazi kokuyor oralar. alınmış tertemiz uefa'dan, müzede duruyor, bir kupa uğruna ya rab, ne goller oluyor. arkamızdan ecdad tarih yazmış, evlat gidip görmekten aciz demesinler.
(bkz: 17 mayıs 2000)
Danca ismi københavn, isveççe köpenhamn olan şehir.
Biraları güzeldir.
Sogugu fena soguk olan sehir. Gotum dondu resmen gidecek olan arkadaslara duyrulur sıkı giyinin orada zaature olursunuz valla bide paralarinin alim gucu bi degisik 1000 danimarka kronu cok da buyuk bir para degil orada tek bir kisinin max 2 gunluk gezme ve yeme icme masrafini karsilayabilir alisveris yapcam diyorsaniz tedarikli gidin derim kehribar tasi mesur ama acayip pahali sonra yeme icmeye ornek vereyim biz bir kafede oturup iki irish coffee ictik 130 dkk odedik burgerda yedik 80 dkk ya yakin bisey odedik onun disinda gezilmesi gorulmesi gereken bir sehir
aşırı pahalı şehir. tivoliye gitmeyin tek sözüm bu. giderseniz de cepte en azından 500 600 euro para bulunsun. sokakta yatmak hiç hoş olmuyor :(
Yerel halkin københavn diye yazip, "köbnhawn" diye telafuz ettigi sehir/baskent.
danimarka'nın başkenti... yerel halkın söylemiyle koopınhaagın...

ayrıca benim de "vay arkadaş, uçak biletleri ne kadar da ucuzmuş" diyerek görme şansına eriştiğim ve büyük beklentilerle gitmememe rağmen kendisine aşık etmiş şehir. ha ucuz uçak bileti falan dedim ama akıllara düşük bütçeli bir seyahat gelmesin. zira bir şişe suyun yaklaşık 10 TL olduğu bir ülkeden bahsediyoruz. evet, kopenhag açık ara gördüğüm en pahalı şehir. yine de gezmeye görmeye değer.

kopenhag'ı seyhat etmeyi planlayanlarınız varsa ilk iş bir copenhagen card almanızı öneririm. bu kartla hem toplu taşıma araçlarından ücretsiz olarak yararlanabiliyorsunuz hem kanal turlarından şehrin önemli müzelerine kadar bir çok aktiviteyi bedavaya getirebiliyorsunuz.

toplu taşımaya alternatif olarak bisiklet de kiralayabilirsiniz. zira bisiklet zaten şehrin temel ulaşım araçlarından biri. yerel halk arabadan çok bisiklet kullanıyor zaten. ayrıca yollar çok geniş ve bisikletler için ayrı bir şerit var.

gezilecek görülecek yerlere gelince. malum kopenhag carlsberg'in ana vatanı, hal böyle olunca carlsberg'in eski bira fabrikası olan ve bugün bir müze haline getirilen visit carlsberg'i görün. dünyanın en büyük bira şişesi koleksiyonuna bir göz gezdirin, tur ücretine dahil olan biranızı alıp bir faytona atlayın ve etrafa baka baka biranızı yudumlayın falan...

visit carlsberg'i ziyaret ederken carlsberg markasının kurucusu jacobsen ailesinin şehrin gelişiminde büyük bir etkisi olduğunu fark edeceksiniz. hatta aileye ait sanat eserleri koleksiyonu "ny carlsberg glyptotek" diye ayrı bir müzede sergilenmekte. tabi müzenin içeriği böyle anlatılınca kulağa biraz tırt geliyor. fakat açık ara ziyaret ettiğim en iyi sanat müzelerinden biriydi. özellikle roma döneminden kalma heykeller bir hayli etkileyici...

kopenhag'a gitmişken, nyhawn'a yani, limana uğramadan olmaz. burada ince bir boğaz tadı var. limana demir atmış yelkenliler, limanın etrafında restoranlar falan... size biraz tuzluya patlasa da küçük bir bütçe ayırıp nyhawn'da, limanın kenarındaki restoranlarda bir yemek yiyip manzaranın tadını çıkarın derim...

bu arada ne yenir, ne içilir diye merak edenler için; diğer iskandinav ülkelerinde de olduğu üzere danimarka mutfağında da deniz mahsülleri ön planda. özellikle karidesli salatayı ve ıstakozu bir deneyin derim...

çok övülen bir deniz kızı heykeli var açıkçası bir numarası yok gibi geldi bana.

ha bir de mutlaka ziyaret edilesi bir christiania town var. burası kopenhag'ın tam merkezinde bir mahalle. 70'lerde bizdeki gezi parkı direnişi tadında bir toplu protesto sonucunda polis bu bölgeden çekilmiş ve zamanla bu mahalle evsizlerin konakladığı bir yer olmuş. içerideki yıkık dökük evler hala hobo hobo tipler yaşıyor. polis mecbur kalmadıkça buraya bulaşmadığından burası özerk bölge tadında. hal böyle olunca içeride marijuana ve bilimum soft drug satışı serbest. küçük küçük külübelerden alıp semtim tam ortasında pub'larla çevirili alanlarda oturup tüttürülüyor. karışan eden yok. zaten içerisi ana baba günü...

ancak chiristiana town'ın paspal görüntüsü kopenhag için büyük bir istisna. zira şehir pahalı olduğu gibi, hayat standartlarının da bir hayli yüksek olduğu kolaylıkla fark ediliyor. insanlar çok şık, ve giyimlerine kuşamlarına bir hayli dikkat ediyorlar. bunun altını neden çiziyorum ? çünkü kopenhag'da gece hayatına bulaşıp şehrin gözde klüplerine girmek istiyorsanız kılığınız kıyafetiniz önemli. yoksa tipinize bakıp almıyorlar. bu duruma türkiye'den alışkınız ancak özellikle gece hayatının patladığı orta avrupa ülkelerinde sıkça görülen bir şey olmadığı için beni bir hayli şaşırttı...

aslında yazılacak daha çok şey var, ama hem anlatmakla bitmez hem de ben yazmaktan sıkıldım. velhasıl mini minnacık brugge'e gidip anlata anlata bitiremiyenler kopenhag'ın mimarisini görünce ağlarlar, o yüzden avrupanın popüler tatil noktalarından biri olmadan gidip görün derim...
Gittim gördüm bisiklet kiraladım. Dolaştım. Artık onedio listelist gibi sitelerin ballandıra ballandıra "dünyanın en üff mükemmel ötesi böyle kocaman gelişmiş şehrinde yaşamak için 10 sebep" gibi sikko yazılarını okurken ülkeme sövmüycem. Siz siz olun memlekete sahip çıkın. Gidecek yerimiz yok olm.
iskandinav şehirleri arasındaki en popüler olanıdır. Şehrin merkezi olarak kabul edilen alanda yaklaşık olarak 1.3 milyon insan yerleşik olarak yaşamaktadır.
önü sepetli ebeveyn bisikletlerinin çok revaçta olduğu bir şehir. sepete çocuklarını koyup şehir içinde işini halleden o kadar anne baba var ki. görünce imrenmemek elde değil.
http://www.kopenhag.net adresinden kültür ve yaşamı hakkında detaylı bilgilere sahip olabilirsiniz.
Kopenhag dünyanın bisiklet kullanmaya en elverişli yerlerinden biri. Yakın zamanda yapılan sıra dışı yol da bu gerçeği pekiştiriyor. Kopenhag'da yapılan bu üst geçit şeklindeki bisiklet yolu yalnızca bisikletlilere özel ve toplam 2 km uzunluğunda. Kullanıcıların sürüş hızı için konulmuş trafik ışıklarına sahip olan bu yolun çıkış fikri, Fisketorvet adlı alışveriş merkezi bölgesinin karakteristik bir sorunundan çıkmış.
5 kasimdan beri 3 galatasaray taraftarinin haksiz yere hapiste tutuldugu sehirdir.
--spoiler--
2000'de bir bahar akşamında
hatırlayın ne oldu kopenhagda
cimbombomum uefa kupasında
sebo reisi unutma !
--spoiler--
salı günü kalbimizin atacağı şehir olacaktır. renklere aldanmayıp tek bayrak altında galatasaray'ı desteklememiz gerekmelidir.