bir şeyden hem nefret edip hem ona sempati duymaktır konya. nefret edildiği çok şey vardır içinde olduğunuzda gitmek istersiniz ama uzaklaştığınızda en sevdiğiniz gibi özlersiniz garip şehirdir.bir denizi, bir sahili, boğazı hiçbir şeyi yoktur belki ama herşeyi vardır.çoğu olumsuzlukları barındırır içinde ama aynı anda tüm güzellikleri de barındırır konya.
baba evi... kimse kalmadı şimdi.hepsi göçüp gittiler, anılar kaldı geride. tozlu çumra sokakları, kerpiç evler, süt çorbası, yaz vakti yorganla yatmalar...
geçmişe dair her şeyi özler oldum, öleceğim galiba...
yazın bir sevgilin veya kafa arkadaşın yoksa hiç çekilmeyecek şehir.en azından zaferde, kulede dolaşırsın lan, yalnızken hiç çekilmiyor bu boğuk şehir.
hiç bir fokun olmadığı üniversiteler olmasa yerli halkın bile açlıktan nefeslerinin kokacağı şehir.not:esnafları öğrenciye geçirmek için bahane arayan şerefsiz tiplerdir.
çanakkale savaşında ve kurtuluş savaşında(topraklarında savaş olmadığı halde) toplamda en fazla şehit veren il.
konya çanakkale savaşında 2488
konya kurtuluş savaşında 4787
toplam 7275
bazı yazarlarda* büyük izler bırakan şehir. öyle ki konyayı kazandığında "ben bu şehirde nasıl okurum?" diye günlerce ağlayan insanı bu kez de "ben bu şehirden nasıl ayrılırım?"diye ağlatır.
sevmedim sevesimde yok zaten bitsinde gidelim artık felsefesini işletiyor adama tramvayda geçiyor öğrencinin hayatı 1970 alman yapımı o eski tramvayda.
doğal yapısı yazın sıcak kışın kurak çöl bir alandır. şehir merkezini bugünkü belediye başkanı geliştirmektedir ve başarılıdır. insanları oldukça yobaz,modernlikten uzak,çekilmez, anlayışsız insanlardır.21.00 den sonra kimse sokaklarda kalmaz bomboş şehir havası vardır.bayanların çoğu türbanlıdır. ayrıca oraya okumaya giden birçok kişi de softalaşmaya başlar.sonuçta recep tayyibin istanbul dışında yaşamak istediğim ilk şehir konyadır dediği de gerççektir. tabiki her kötülüğün içinde iyilik olduğu gibi iyi dost edinilebilecek kişiler de mevcuttur. konya da bulunduğum 1 sene içinde çektiğim çile ve sıkıntıyı anlatamam. sevgilinle sokakta dolaşmayı takım elbise giymiş yağız delikanlılar tecavüzcü coşkun bakışıyla engellerler. ayrıca selçuk üniversitesindeki ülkücü muhabbeti de çok uzun boyludur. kimse onları sevmez ama bükemediğin eli öpeceksin felsefesiyle kimsenin sesi çıkmaz. belki birçok konyalıyı haksız yere suçladım ama böyle biri olmadığını düşünenlere söylüyorumki: 'îstisnasın'.
Öğrencilik hayatımı geçirdiğim şehir. Kampüsün havası şehirden bin kat soğuk olurdu. Bir kış gününde yerler buz tutmuştu ve arkadan esen rüzgarla yurdun kapısına kadar kayarak gitmiştim. Konyanın kışından sonra eve gittiğimde en kötü soğuğa bile dayanabildiğimi anladım.